Avrupa Avrupa duy sesimizi!
Ülke olarak bir Avrupa hayalimiz vardı yıllarca. O hep özendiğimiz ve kapısında beklediğimiz Avrupa bize bir gün kapıyı açacak; “Lütfen şöyle buyurun” diyecekti belki de. Ondan sonra değmeyin keyfimize; öncelikle paket program şeklinde demokrasi yazılımı yüklenecekti ülkeye. Ardından özgürlükler gelecekti. Üstelik tüm Avrupa’yı rahatlıkla özgürce dolaşacaktık. Ülkedeki iklim değişecekti aniden; etrafımız birden yemyeşil olacak, yollarımız ve kaldırımlarımız bir intizama bürünecek, geniş kent meydanlarımız olacak, oralara genci yaşlısı cıvıl cıvıl rengarenk giysili topluluklar akın edecek, sokak sanatçıları ve müzisyenler insanları etrafına toplayacaktı. Her yere trenle ulaşacak ve hatta gaza gelip trende kitap bile okuyacaktık. Maçlarda dahi “Avrupa Avrupa duy sesimizi diye bağırırdık”. Çok az kalmıştı… Hissediyorduk… Onlar muasır idi bizde de medeniyet vardı. Mustafa Kemal’in bize koyduğu muasır medeniyetler seviyesine ramak kalmıştı. Ama olmadı.
Hiçbir şey olmasa da sanki bir şeyler oldu ve bu hayal suya düştü. Artık biz de inanmaz olduk Avrupa Birliği’ne gireceğimize; Onlar da zaten bunun bir rüya olduğunu ve almayacaklarını beyan ediyorlar bu Birliğe.
Peki, sizce kim düşürdü bu hayalleri suya?
Türkiye son dönemde “Siyasal İslam” diye tabir edilen bir rotaya girdi. Bu yeni yolda hem ülke içi sorunları hem de bölgesel sorunlarıyla uğraşırken bambaşka bir ülke oluverdi. “Yola çıkanın yönü yüzünden okunur” der Oruç Aruoba. Bizim de yüzümüzü okudu, yönümüzü anladı Avrupa. Bu nedenle gün geçtikçe uzaklaştık Avrupa’dan. Yıllar sonra o Avrupa hayali kuran insanlarımız kendisine yabancı bir vatanda buluverdi kendini. Kendi anavatanında mülteci gibi hissetti bu son dönemde.
Bir çocukluk arkadaşım var. Uzun yıllar sonra biraz oturup sohbet imkanı bulduk kendisiyle geçenlerde. Vedalaşırken bana “İnsanın gerçek anavatanı, çocukluğudur Hamit” dedi. Gerçekten de öyleydi, sanki hiç ayrı yaşamamış hep bir aradaydık. Yabancılık yoktu. Çünkü anavatandaydık.
Artık ülke olarak anavatana dönüş gerekli. Çünkü genç cumhuriyetimizin bir çocukluk hayaliydi Avrupa Birliği. Bu hayali artık daha sağlam temeller üzerine inşa edip gerçekleştirmek lazım. Yazımın başında da belirtiğim gibi onlar muasır bizde de medeniyet var. Rotayı çevirme vakti…