ŞİİRLE BÜYÜYEN HAYATLAR SONSUZDUR!

YAYINLAMA: 22 Mart 2022 / 14.01 | GÜNCELLEME: 22 Mart 2022 / 14.01

“Şiir; zekâ ülkelerinde, uzun ve üzücü yolculuklardan sonra doğan şeydir.” (Balzac)

Hepimiz daha iyi şeyler hak ediyoruz; daha güzel şeylere layığız. Hepimiz hayatın içinden bize miras kalan en iyi şeyleri sevmeli, en iyi şeyler için direnmeli.

Mesela edebiyat gibi, şiir gibi, sanat gibi, şarkı gibi ruhumuza anlam, zindelik ve canlılık katan özgürleştirici değerleri kendimize layık görmeliyiz. İnsan doğadan ve barışçıl uyumdan aşk dolusu umudu büyütmeyi seçmeli. Doğanın talanına, içtenliğimizin sömürülmesine, duygu birikimlerimizin hezimete uğratılmasına karşı müziğe tutunmalı, şiire akmalı, ruhumuzda sanat yeşermelidir.

Ne güzel bir gündür, “Dünya Şiir Günü.” Çünkü her şiir okuyuşumuzda ömrümüze genç dünyalar üşüşür. Şiir bazen bildiğimizden çoğulcudur, ona baktıkça onun derinliğine aktıkça hayatımıza girme ihtimali olan birçok zenginliği doluşturur yüreğimize. Şiirler inceden inceye bizi bahara, doğaya, varlığa, hiçliğe ve coşkuya bulaştırır. “Bir şiir, yalnız o şiire giren sözcükler değil, bir de girmeyen sözcüklerden meydana gelir” diyor Salah Birsel...

Şiir özleme, hasrete, sevgiye, buluşmalara, özgürlüğe sevdalıdır. “Şiirler alttan alta yaşama, doğaya gülmeye başlıyor. Sonra kızıyor, üzülüyor, öfkeleniyor, sövüyor,” diyor Özdemir İNCE.

Bütün şiirlerde cömertlik, dayanışma, bağlılık, varoluş, inanış yücelir. Özdemir İnce’nin söylemiyle; “şiir bazen de kızıyor, öfkeleniyor, üzülüyor, silkeleniyor.” Ama tüm bunlar yaşama, evrene, varoluşa başka bir bağımlılıktan öteye taşımıyor.

Pir sultan’ın direnişinde ve Yunus’un yumuşaklığında ölüme, kötülüğe, aç gözlülüğe, yaşamın çalınmasına derinden bir serzenişi, bir başkaldırıyı hissederiz. Bazen öfke seli olsa da şiir, sevgi okyanusu hırçınlığında sarar özümüzü. Bazen uyanmaya, dirilmeye, sarmalamaya hasret kaldığımızda yol olur şiir. İçimizin müziği mırıldanırken, anında bakışırız şiirle. Şiir olmak, şair olmak taze mevsimleri ulaştırır gecemize.

Şiirin büyülü dünyasına, narinliğine, şiirin göz alışlarımızı sonsuzlaştıran zenginliğine varmak ne de büyüleyicidir. İnsan bedeninde, kalbinde birden çok duyguyu; sertliği, nezaketi, hümanizmi, neşeyi, tebessümü buluşturur; mistik imgelerde harmanlanan tüm buluşmalar başka bir ışıltıdır. Şiir insandır, belki de aşktır, sevdadır, gençliktir, gökyüzüdür, adaletli bir yeryüzüdür, her dönemin gizli tanığıdır.

Şiir insanın çıkmazından kurtuluşudur: “Evet şiir çıkmazda. Çünkü insan çıkmazdadır. Bu çıkmaz; bilince, bilgiye uygunluğa, çağdaş şiire ve insana yeni bir imkândır,” diyerek şiirin gücünü hatırlatıyor Turgut UYAR.

Her anımızda şair olmak, şiir olmak yaşamı ne de özgürleştirecektir. Şiir seven ışığı sevendir, eşitliğin keyfini soluyandır, kâinatın en derin aklına kavuşandır. Şiir seven çocukça geleceğe, doğal varoluşa kanatlanandır.

Şiir gökyüzüne çizilmiş en büyük mutluluktur

“21 Mart Dünya Şiir Günü’nü” Alaine Bosquet’in şiir ile sonsuzlaştırmak tatlı bir hayat olacak hepimize:

….

Şair olmak için,

İlkin sevmek gerekir

-ince, ama bazen sersemce bir aşkla-

taşı ve tayı, günü ve sisi sevmek,

***

ayı ve sonsuzluğu, kalabalık ve sessizliği sevmek,

sonra söylemek bunu yalın bir içtenlikle,

ama her sözcüğün bir yalan olduğun bile bile.,

Yararlanılan Kaynaklar;

Söyle Alain (Alaine Bosquet’in)

Özdemir İnce(Söyle Alain-Önsöz)

Çıkmazın Güzelliği- makale  (Turgut Uyar)

ŞİİRLE BÜYÜYEN HAYATLAR SONSUZDUR!