CANLI BOMBAA

Meraklar başlamıştır, başlığı okur okumaz.

Acaba kim bu canlı bomba diye. Günümüzün en canlı bombaları avukatlar.

Bu arada bunu yazanda bir avukat. Gerek hukuk düzeninden gerek siyasi konjonktürden midir bilmem ama vatandaşın, yargı mensuplarının, kurum ve kuruluşların en uzaklaştığı meslek oldu avukat.

Adliyelerde örgüt diye tabir edilecek bir oluşum bu mesleğin yapılmasını o kadar zorlaştırıyor. Bu örgütten de bahsedeyim biraz; sadece personel kimliği ile girilebilen icra daireleri, son zamanda moda olan ön bürolar, memur ile teması azaltmak için yapılan camekanlar, dosya incelemek için istenen muvafakatler vsvs.

Aynı çatı altında mesleği devam ettirdiğimiz, aile gibi gördüğümüz hâkim savcılar tarafından da hor görülmekte ve saygı duyulmamaktayız. Avukat odama girmesin, rahatsız olmayayım zihniyetiyle kendisini odasına kitleyen, kapının çalınmasına rağmen açılmayan kapılar gördü bu gözler.

Yeni nesil hâkim-savcılar avukata selam veremeye korkar oldu. Acaba memur görür ne düşünür diye. Memur kolonya ikram etmeye korkar oldu acaba hâkim-savcı ne der diye.

Halbuki avukatın tek suçu aynı zamanda da en meşakkatli görevi de adliye ile vatandaş arasında bent olmak. Vatandaşın talepkâr dalgası da hâkim-savcının hükümdar dalgası da avukata çarpar. Avukat olmasa; vatandaş, adliye ne yapar.

Bu canlı bombaya bir fünye lazım. Bu fünye sadece Adalettir, Adalet…