Acımasız, önemsiz, özensiz bir nesil yetiştiriyoruz
Kalbi eğitmeden aklı eğitmek eğitim değildir. Vicdan sahibi olmadan, bilgi sahibi olmak tehlikelidir. ( Aristotales)
Asırlar, devirler öncesinden bir söz. Bu devrin insanlarının kulağına küpe etmesi gereken, ders çıkarması gereken bir söz...
" Ben/biz yaşayamadık, göremedik çocuklarımız yaşasın görsün."
" En iyisini vermeye / almaya çalışıyorum ben çocuğum için."
" Bizim çektiklerimizi çekmesinler diye elimizden gelen en iyi imkanları sunuyoruz çocuklarımıza." diyerek.
Sorumluluk bilinci, üretim bilinci aşılamadan, sorumsuzluğu, tüketmeyi öğretiyoruz. Okusun da iyi bir mesleği olsun da varsın bunu yapmasa da olur. Yeter ki ders çalışsın diye. Zamanın en iyi "koşu atı" olsun diye.
Koşu atlarına çevirdik çocuklarımızı. Kendi yaşamımızı farklı yaşamlarla, insanlarla kıyaslayıp benim de olmalı, ben de yaşamalıyım diyerek çocuklarımıza da aynısını aşılıyoruz . Başta en yakın çevresinden başlayarak (kuzen, komşu, okul arkadaşları) kıyaslama yapıyoruz.
Ve çocuklarımıza kendini başkalarıyla kıyaslamayı öğretiyoruz. En iyi ayakkabıyı, elbiseyi marka olan, moda olan ne varsa seçip almayı öğretiyoruz. Bunların yanı sıra acımasız, önemsiz, özensiz bir nesil yetiştiriyoruz. Uzun, kısa, şişman veya zayıf olmanın şaka konusu olması, her gün aynı ayakkabı veya kullanılmış bir çantanın, kıyafetin giyilmesinin alay konusu olması, imkanı olan ailenin olmayan aile ile bir tutulması.
Her şeyi zahmetsiz talep etmelerini sağlıyoruz.
Güzel kavramları yaşamadan, yaşatmadan sadece zamanın dönen çarkında bilgi kirliliği eşliğinde çocuklarımızın ruhsal gelişimlerini önemsemeden boş, zayıf, düşüncesiz, sorumsuz bireylerin büyümesini yetişmesini izliyoruz. Evet öyle bir büyüyorlar ki özlemini, sevgisini, duygularını ifade edemeyen hatta bunları yaşamanın ne demek olduğunu, nasıl yaşandığının cahili bir nesil yetişiyor.
Duygu cahili bir toplum, depresif bir nesil, geleceğinden umutsuz ve mutsuz, intihara meyilli, maddeye meyilli ve bunları yapan, kullanan bir nesil yetişti/yetişiyor. Tüm vaktini sanal alemde, sosyal medyada, birbirini, birilerini vuran öldüren oyunlarla oynayan bir nesil.
Kalpleri eğitmeden, duygulara önem vermeden robotik çocuklar yetiştiriyoruz. Bunu ya çok korumacı bir tavır sergileyerek ya da umursamaz bir tavır sergileyerek gerçekleştiriyoruz.