ÖĞRETMENİM ; CANIM BENİM CANIM BENİM
“24 Kasım Öğretmenler Günü” bu yıl ne çok şey düşündürüyor. Öncelikle bizi eğiten efsane öğretmenlerimize borcumuz öyle büyük ki asla ödenmez.
Özellikle cumhuriyet kazanımlarımızı teker teker kaybettiğimiz bugünlerde bize direnmeyi, istediğimiz sonucu almak için asla vazgeçmemeyi, bunu yaparken akıl ve bilgiyi kullanmamızı öğütleyen çok sevgili öğretmenlerimize ülkece borcumuzu ödeyemeyiz.
Beni eğiten, hayatımda çok önemli izleri olan öğretmenlerimi, hiçbirini unutmamaya çalışarak isimleriyle anıp, sizin de hatıralarınızı tazelemek istiyorum:
Nilüfer Güçdemir, Kemal Doğan, Enis Türköz, Suzan Bayram, Ünal Altınok, Selmin Yılmazer, Gülümay Özbay, Hikmet Keskin, Jale Çolakoğlu, Ömer Özcan, Fazıl Arısoy, Hulusi Özbilgin, Ferit Ginol, Nezih Babacaner, Mehmet Develi, Dinçer Oktay, Atiye Nalbant, Nuriye Göğüş, Selahattin Altınok, Nüket Ersoy, Miss Gorman, Miss Clark, Miss Gardener, Hanifi Okan, Mehmet Karateke, Melek Atik, Ayla Kabakoğlu, Nail Altuner, Madamme Francine, Çiğdem Batur, Hatice Boğaç, Zuhal Sertel, Filiz Uğurgel, Nihayet Mutluay, Gönen Mutluay, Sevil Patpat, Bahtiyar Patpat, Yılmaz Güleç, Abdülkadir Ateş, Tayyar Sadıklar.
Son derece iyi eğitimli, son derece özel, bilgili, donanımlı ve hala örnek insan olarak yaşayıp bize yol gösteren, dünya standartlarının üstünde olduklarını iddia ettiğim o özel insanlardan söz ediyorum.
Hepinizin teker teker ellerinizden öpüyor, bizi özenle, sevgiyle, doğru bilgiyle eğittiğiniz, bir mum misali, kendinizi yıpratarak aydınlattığınız, çağdaş dünyaya hazırladığınız, Atatürk ilke ve devrimlerinden asla ödün vermediğiniz için hepinize şükranlarımı sunuyorum.
Ebediyete intikal eden, eşi bulunmaz öğretmenlerime tanrıdan rahmet diliyorum, nurlarda uyusunlar.
İlkokul öğretmenim çok sevgili Fatma Ayla Menekşe’yi en sona sakladım.
İlkokul öğretmenlerinin eğitim hayatında ne kadar önemli olduğunu birçok araştırma açıklıyor. Fatma Menekşe “Bizim öğretmenimiz”di.
Sınıfımızdaki 22 öğrenci, kardeş gibi hala görüşüyor, bir çağrıyla bir araya geliyorsak bunu bize Fatma Menekşe öğretti. Bize verdiği eğitim muhteşemdi, okumayı, yazmayı, matematiği, Türkçeyi elbette öğretti, ama en büyük öğretisi “Topluma faydalı, duyarlı, araştırmacı, empati ve iyilik dolu, engellerden yılmayan, şehrini, ülkesini, bayrağını, İstiklal marşını seven insanlar olmaktan asla vazgeçmememiz gerektiği” idi.
Bize bıkmadan usanmadan doğruları anlattı ve misyonunu tamamladığında bir yıldız gibi, kayarak paralel evrene geçti, çünkü o da bütün özel insanlar gibi ölümsüzdü. Nurlarda uysun.
Geldiğimiz noktada Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay: “Cumhuriyet tarihi boyunca öğretmenlik mesleğine yapılmış en büyük saldırıyla karşı karşıyayız. Bugün, Milli Eğitim Bakanlığı için bir utanç, biz öğretmenler için yeniden direnci yükseltmenin günüdür” diyor.
Ne kadar acı ve utanç verici… Yanlış politikalarla kördüğüm olmuş eğitim sistemimizde, anlamsız sayıda açılan öğretmensiz okullar, atanamayan öğretmenler, birkaç kuruş daha fazla almaları için onlara dayatılan sınavlar…
Diğer yanda taşımalı öğretim gibi anlamsız uygulamalarla, dünyanın yaz saati gibi çağdaş uygulamalarına gözlerini sımsıkı yummuş kanun yapıcılar yüzünden günün kör karanlığında eğitime zorlanan öğrenciler..
Nereden nereye. Ulu önder Atatürk "Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir" diyerek öğretmenlerin değerini ne kadar anlamlı bir ifadeyle teslim etmiştir.
Onun vizyonu sayesinde; yedi düveli hayran ve şaşkın bırakan muhteşem devrimleri birer birer hayatımıza yerleşirken, çağdaş dünyanın kapısından adım atan Türkiye “hurafe”lerin değil “bilim”in izinden gitmeye karar verdi. Mustafa Kemal Atatürk, her zaman öğretmenlere karşı büyük saygı ve minnet gösterdi.
Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanını 11 Kasım 1928'de yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayımlanması ile resmileşmişti. Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun "başöğretmen" oluşunun yıl dönümlerinin ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verildi.
Kuşkusuz ve tartışmasız Türkiye’nin sadece bir tane “Başöğretmen”i ve “Başkomutan”ı vardır. O da ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Başımız eğik huzurunuzda, bağışlayın ama yine de gelecek aydınlık günlerin inancı ve gücüyle “Öğretmenler gününüz kutlu olsun!” çok değerli öğretmenlerim.