Yaşamdan ve Doğadan Yana Bütçe!
“Sade yaşa ki başkaları da sade bir yaşam sürdürebilsin.” Gandi
Bir yerlerde veya herhangi bir işleyişte ya da hayatın kendi akıcılığında yarım işleyen her şey aslında başımıza belayı dolandırır. Sonuçta “yarım kalan her şey tamamlanmaya muhtaçtır.” Belki de geçen tüm zamanımızın bize iyi gelmeyişi ve bir türlü fokurdamayan ümitlerimiz bizim yarım bırakışlarımızdandır.
Yarım demokrasi, yarım özgürlük, yarım anlama, yarım haklar veya yarımcık ilerleme hayatsal avantaja dönüşmüyor. Bütünlüğü kavramayan işleyişte, düşük düzeyli ve de esası hedeflemeyen “şükürcü umutlar” ancak gerçekleşebilir. Kendimiz, yaşadığımız insanlar, iş yerimiz veya ülke ekonomisi ile ilgili fikir yürütme ve tartışmalarda bu realite sıklıkla ufkumuzu kısırlaştırır. Yarım, eksik ve noksan ekonomik veya politik algılayış aynı zamanda keşmekeş bir sürece her an yuvarlanabileceğimizin de işaretidir.
2023 yılı merkezi bütçesi şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmekte: “Elbette yaşamın tek anlamı ekonomi değildir.” Ama geleceğimizi, refah düzeyimizi, kamusal haklarımızı, doğamızı, yaşamımızı belirleyecek bütçe sürecindeki tartışmaların şekli, düzeyi ve kullanılan dil ve de üslup boyutuyla sınırlı kalması iç yakıcıdır. Yarımca veya içeriğinden bihaber, kulaktan dolma söylentilerle anımsadığımız bütçe bu hafta onaylanacak.
Halkın temsilcilerinin birbirlerine sarf ettiği ve hakaretler içeren sözler ve gerçekleşen şiddet eğilimleri toplumsal saygınlık açısından kabul edilemezliği bir yana; bütçenin içeriğinin gerçek anlamda bilinmesi ve bütçenin hakkaniyetçi ölçeklerde oluşturulması durumunu manipüle etmektedir. Gündemimizi şişiren bu kısır tartışmalardan sıyrılıp, temel ve esas gündeme dair sorumluluk hissetmeliyiz. Çünkü bütçe görüşmeleri ile yarına dair “ekonomik alınyazımız” çiziliyor. Sosyal, kültürel, toplumsal, ekonomik gidişatımız şekilleniyor.
İnsan hayatının yanı sıra, ekonominin doğa ve ekoloji üzerindeki yok edici etkileri de bu bütçe planlamasında ana gövde olmalı. Bizi gelecekte bekleyen vergiler, zam, enflasyon, devalüasyon, hayat pahalılığı, yoksullaşma, emeğin akıbeti, iş güvencesi ve güvenli geleceğimizin hangi kalıba sokulacağı bu süreçte ete kemiğe büründürülecek. Onun için bu bütçeye müdahil olma ve eleştiri hakkımız var. Bütçenin kamusal ve nitelikli yaşamı büyütecek şekilde planlanmasını arzu etmekle yetinmemeli, bunda ısrarcı olmalıyız. Gerçekçi, kolektif, eşitlikçi, tutarlı ve demokratik bir bütçe üstümüze çullanan fakirleşmeyi rafa kaldırma teminatı olabilecektir.
2023 bütçesinin gerçek önemi ile ve dengeli yapılandırılması için demokratik katılım ve demokratik etkimizi yükseltmeliyiz. Geleceğe pozitif yolculuk için demokratik, eşit, adaletli, şeffaf gelir ve gider sağlanmalı. Ekonomik çabalar doğa, insan ve yaşamı merkez kılan bir kimliğe büründürülmeli. Bu bütçe halkın, kadının, çocuğun, doğanın, engellinin, emeğin, bilimin ve demokrasinin bütçesi olmalı. Bu bütçe, her türlü eşitsizliği törpüleyen bilinçli sorumlulukla oluşturulmalı.
Yeni bütçe ile şişirilmiş enerji fiyatları derdest edilmeli; temel tüketim mallarına son iki yılda yapılan zamlar geri alınacak şekilde yapılandırılmalıdır. Vergi de adalet, çok kazanandan çok vergi alınacak şekilde, dolaylı vergilerin kaldırılması, herkesin yoksulluk sınırını aşacak bir gelire kavuşmasının bütçesi yaratılmalı. Kâr, faiz, rantiyecilere ve servet gelirlilerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılmalı. “Yeni ekonomik planlamalar ve çabalar insanların acılarını azaltacak, insan huzurunu yükseltecek biçime yapılanmalıdır.”
Toplumsallığın bütçesi olmalı; kitaba kolay ulaşılan, edebiyat, sanat ve kültürel alanlara ücretsiz ve özgürce ulaşabilirliğin bütçesi yapılmalı. Bilim, eğitim, sağlık, yerel hizmetler ve ulaşım hizmetleri; parasız (kamusal), nitelikli, kolay ulaşılan ve herkesin eşitçe faydalanacağı bir bütçe ile teminat altına alınmalıdır. Öğrencilerin barınma hakları sağlanmalı; barınma sorunlarını piyasaya, cemaat ve tarikatlara bırakmadan çözecek ve bunun alt yapı yatırımlarını sağlayacak bütçe oluşturulmalı. Çalışmanın aşırılaştırılmasını engelleyen, çalışma süresinin azaltılması (insani değerlere uygun hale getirilmesi) ve oburluğun, tüketiciliğin minimize edileceği bir bütçe yapılmalıdır.
Yoksulluk, fakirlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, temel ihtiyaçlara ulaşamama, işsizlik, emeğin ve üretimin ucuzlaşması “kader” değildir. 2023 bütçesi, son iki yılda devasal şekilde açığa çıkan ekonomik sorunlarımızı karşılayan ve halktan, emekten, kadından, doğadan, barıştan ve yaşamdan yana bir bütçe olmalıdır.
Üretkenlik, insanın doğal gereksinim ve ihtiyaçları esas alındığında; insan ile doğa arasında, sömürüye değil ortaklığa ve işbirliğine dayalı bir denge korunduğunda; “hiç bir zaman bu kadar zenginlik, hiçbir zaman bu kadar yoksullukta olmayacak.”
Yararlanılan Kaynak ve Alıntılar:
Sahip Olmak ya da Olmak (Erich Fromm)
İnsan Olmak Üzerine (Erich Fromm)
Bir Başka Uygarlık İçin Manifesto(Fikret Başkaya)