Umutsuzluk hakim
Yeni bir yıla giriyoruz. Dünyanın dört bir tarafında evler, caddeler ışıl ışıl rengarenk. İnsan izlerken, bakarken mutlu oluyor. İnsanlar yeni bir yıla girmenin heyecan ve mutluluğunu yaşıyor.
Bize dönüyoruz, sanki insanların üzerine ölü toprağı serpilmiş. Bir endişe, bir karamsarlık, bir surat insan azıcık umudu varsa da kaydediyor karşısındakini izlerken…
Bir de “Dinimizde yeni yıl kutlaması caiz değildir” açıklamalarına ne demeli.
Biz Noel yapmıyoruz, yalnızca yeni bir yılın başlangıcını kutluyoruz, o da kutlayabilirsek!
Nasıl kutlayacağız?
Adam başı bilmem kaç lira olan eğlence mekanlarına mı gidebileceğiz?
Hayır!
Herkesin evinde ziyafet sofrası kuracak hali mi var?
Dar gelirli aileler olarak nohut oda, bakla sofrada televizyon izlemeyi bile kendimize lüks sayan bir toplumuz.
Ayrıca toplumun çok önemli bir kesiminin de yılbaşında yatağa aç gireceği gözardı edilmemeli.
Az gelişmiş ve gelir dağılımının alabildiğine adaletsiz olduğu toplumların kaderi bu!
İşte bu yüzden biz gelişmiş ülke insanı gibi karşılayamıyoruz yeni yılı.
Endişeli, karamsar, umutsuz ve mutsuz halimiz yüzümüze yansıyor.