Ruhu Kanatlanıp Uçuveren Güzel Janus’umuzun Ardından...

YAYINLAMA: 03 Ocak 2023 / 16.17 | GÜNCELLEME: 03 Ocak 2023 / 16.17

Bugün köşemde sizinle, Dr. Ali Yüce’nin küçük dostu Janus’un ardından yazdığı, beni inanılmaz derecede etkileyen veda yazısını paylaşmak istiyorum. Bu yazının sokakta yaşayan, bizim sevgimize ve ilgimize muhtaç minik dostlarımızın hayatımıza neler katabileceğini göstermesi açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum.

                                                               ***

“İnanılmaz bir sürprizle ve bir anda asil kızımız Tintin ve oğlu olarak hayatımıza giriveren; afacan, sevecen, atletik, şımarık ve güzel Janus'umuzla Mayıs 2020'de başlayan yol arkadaşlığımız ne yazık ki çok erken, 2023'ün İlk gününde sona erdi. O güzel ruhu kanatlanıp uçuverdi.

Janus’um bizim hikayemiz, seninle olan yol arkadaşlığımız tam da bir bayram tatili öncesi balkonumuzda hayata gelmenle başladı. Üç kardeşinle o kadar mini minnacık bir şeydin ki seni görmek, o hassas bedenine dokunmak için birkaç hafta beklemek zorunda kalmıştık. Sen büyüdükçe bizim sevgimiz, sen oynadıkça bizim enerjimiz artmış, sen şımarıklık yaptıkça biz de şımarmıştık...

Ancak aksilikler de başlamıştı. Henüz birinci yaşında o minik bedeninle gençlik hastalığı gibi çok ciddi bir virüse karşı sınav vermiştin. Hem de minnacık bedenine günlerce yapılan iğne ve takılan serumlarla... Bu amansız hastalığa karşı birlikte direndik, dayandık ve onu alt ettik. Sen sağlığına kavuştun biz de huzura...

Kendini anlatamayan diğer canlar gibi sen de yaşayabilmek için sadece gözle görülmeyen sinsi virüslere karşı değil; aynı zamanda kötü şeyler yapma potansiyeli taşıyan beşerin gazabına uğramamak için de her an tetikte beklerdin. Ne yazık ki insanın kıymetinin bilinmediği, insanın insanı istemediği bir coğrafyada senin gibi bir minik yüreği kaybetmenin ve ardında bıraktığı boşluğa/yokluğa dayanabilmenin ne kadar zor olduğunu bölgedeki “eşref-i mahlukat”ın  sahip olmadığı duygu ve duyarlılık düzeyiyle anlamalarını beklemenin ne büyük hata olduğunu sen bizden iyi bilirdin. Ki onlar şu koca dünyayı sana ve patili dostlarına dar etmek için her türlü acımasızlık ve vicdansızlık yollarına başvurduklarında sen bunları hisseder, asla onlara yüz vermez, yaklaşmazdın. Üstüne seni kovalayanlara inat kapıdan giremesen de pencerelerimize gelir her halükarda ve mütemadiyen bizi çağırır, bize geldiğini hissettirir, eve döndüğümüzde ise saklanmak zorunda kaldığın yerlerden arabamızın sesini duyduğunda her defasında koşarak gelir, bizi karşılardın.

Ve ansızın yeniden çok zalim ve sinsi bir başka hastalık ortaya çıkıp senin o minik ciğerine saplanıverdi. Öksürükle başlayan, ancak bütün muayene ve tahlillere rağmen tespit edilemeyen FİP denilen viral enfeksiyona yakalandığında, daha zorlu bir mücadeleye yine birlikte başladık. Bu hastalığa karşı savaşı da birlikte verdik. Umutluyduk. Çünkü son birkaç güne kadar iştahın yerindeydi ve roket lakabına yakışır şekilde hareketliydin.

Ancak bütün uğraşlara rağmen, yolunda gitmeyen bir şeyler vardı; önce durgunlaştın, gitgide yatağından çıkmaz oldun ve sonunda iştahın kesildi ve seni enjektörle beslemek zorunda kaldık. Nefes alışların öyle zorlaştı ki her nefes sana büyük bir acı verdi. En sonunda çaresizce inlemelerinle artık yolun sonuna geldiğini fısıldadın belki de bize. Biz seni bırakmayı hiç istemedik. İyi olacağına inancımızı korumak için çok çabaladık. Hayata tutunman için çabalarken, ansızın o minik ciğerin, o sevecen kalbin bu hain virüse karşı daha fazla direnemedi, dayanamadı, pes ettin ve 2023'ün ilk gününde aramızdan ayrılarak uçtun ve o meçhul yere gittin. Biz ise öylece kalakaldık. Kollarımızda tutamadık seni, kurtaramadık yani maalesef başaramadık bu sefer oğlişim...

Söyle bana roket Janus’um biz sensiz yaşamaya, yokluğuna nasıl alışacağız? Nasıl sevineceğiz, nasıl şımaracağız artık?.. Beraber gezdiğimiz günleri, arabanın arkasında dışarıyı seyredişini, evin içinde saklambaç oynayışını, güzel yüreğinle her daim arkadaşlarınla yemeğini paylaşmanı, kavga değil onlarla dost oluşunu, bizi peşinden koşturarak, evin içine coşkuyla dalışlarını nasıl unutacağız?

Söyle bana patisi, kalbi, ciğeri minik, ancak sevgisi Everest'ten büyük roket Janus'um: Ne yapacağız sensiz şimdi? Bıraktığın o kocaman boşluk nasıl dolacak? Biliyorum diyeceksin ki 'kardeşim ve diğer iki kankam ile dışarıdaki dostlarım sana emanet. Onlara da en az benim kadar iyi bakacaksın'. Bakarım tabii ki hem de bütün gücümle. Sen yeter ki gittiğin o meçhul yerde rahat uyu yakışıklı oğlişim.

Artık bizim tek tesellimiz bir daha asla ömrünün son iki günündeki gibi acı çekmeyeceğini bilmek! Zaten, roket namlı güzel Janus'umuza hareket, coşku, şımarıklık yakışırdı.

Şunu unutma ki hayatımıza kattıkların için sana minnettarız! Yerin, sevecenliğin ve coşkun yüreğimizde sonsuza dek baki kalacak! Hosçakal ve cennetinde o güzel tintin annene özlemle sarıl yakışıklı oğlişim.

11111

22222

33333

444444

55555

Ruhu Kanatlanıp Uçuveren Güzel Janus’umuzun Ardından...