PEMBE TABLO
Şimdilerde Gaziantep’te övünülen şey son 20 yılda ihracatımızın 600 milyon USD ‘den 10 milyar USD mertebelerine ulaşması. Yani bahsi geçen 20 yıllık dönemde yaklaşık 16 kat artmış ihracatımız… Şehrin yetkilileri varsa yoksa sadece bu ihracat rekorları ile övünüyor.
Evet bu ihracat rakamları güzel. Buna diyecek bir şey yok. Ancak ithalat da yükseliyor, oraya bakan yok. Ayrıca unutmayalım ki 2001 krizinde de kurdaki aşırı yükseliş nedeniyle ihracat rekorları kırmıştık.
Burada sorgulanması gereken şey şu ki ihracatımız 16 kat artarken biz nasıl bir dönüşüm yaşadık ?
Şehrimiz 16 kat modernleşti mi?
16 kat refah seviyemiz arttı mı?
16 kat eğitim seviyemiz mi arttı?
16 kat daha mı görgülüyüz?
Entelektüel birikimimiz 16 katına mı çıktı?
16 kat daha mı yaşanılabilir bir şehir olduk?
16 kat daha mı mutlu bu şehir?
Tüm bu soruların cevabı maalesef olumsuzdur.
Bu şehrin söz sahipleri vardır ancak bu şehre gerçekten sahip çıkan var mıdır orası şüpheli….
Kaç yetkili çarpık kentleşmeden şikayetçi?
Kaç yetkili bozulan demografik yapıdan şikayetçi?
Kaç yetkili kaybolan esnaflıktan şikayetçi?
Kaç yetkili artan suç oranlarından şikayetçi?
Kaç yetkili hava kirliliğinden şikayetçi?
Kaç yetkili hayat pahalılığından şikayetçi?
Yoksa bu yetkililer bu şehirde yaşamıyor mu?
Açıkçası yıllardır şikayeti bırakın, herhangi bir sıkıntının gündeme gelmemesi için oynanan körler-sağırlar tiyatrosundan başka bir şey görmedik çok şükür… Yalnız, haklarını yemeyelim bu konuda şehirde bir “ortak akıl” olduğu kesin!
Uzun lafın kısası; sırf Ankara’ya yaranmak için çizilen pembe tablolar bu şehre son 20 yılda çok zarar verdi. Asıl tablo ise gün gibi ortada…