Bu şehirde yaşamak!

YAYINLAMA: 25 Mayıs 2023 / 11.00 | GÜNCELLEME: 25 Mayıs 2023 / 11.00

Sabah gazeteye geliyorum. Tramvay ışıklarında yeşilin yanmasını beklerken önümüzdeki Kavaklık taksinin şoförü, kapısını açıp, caddeye çöpü atıverdi.

Ofise gelince Kavaklık taksiyi arayıp, plakasını vererek şikayet ettik.

Ofise geldik, arabayla garaja gireceğiz, garajın önüne bir araç park edilmiş. 3 Kez polisi arayarak arabayı çektirmeye uğraştık. Aracın camına, “Garaj önüne araç park edilir mi?” diye anlayacağından endişe ettiğimiz sürücüye not bıraktık. Araç 6 saat sonra kalktı.

Garajın kapısında “park edilmez” levhası olmazsa, polis gelip aracı çekemezmiş.

Bir de anlayabilenler için “Park edilmez” levhası alıp taktık.

                                                               ***

Eski bir elektrikçimiz vardı. Düzgün, işini iyi bilen ve kazıklamayan!.

Aradık, ihtiyaç var diye.

“Vallahi ben Antep’ten kaçtım” dedi ve anlatmaya başladı:

Erzurum- Rize arasında bir yerdeyim. Ya inanamazsınız, insanlar kapısını açık bırakıp gidiyor, kimse kimsenin malına bakmıyor. Antep’te yaşayamaz hale gelmiştik. Buraya bir geldik, yeniden doğmuş gibi olduk. Ben zaten gitmiyorum Antep’e. Bayramda hanımı yolladım 3 gün. Kendini buraya zor attı, bir daha da gitmem dedi.”

Elektrikçimiz İspir’e yerleşmiş. Orada Borusan’ın barajında çalışıyormuş. Antep’ten kurtulduğu için bir mutlu bir mutlu.

                                                               ***

Ne yazık ki bu şehir, bizim gibi sıradan insanların yaşayacağı bir şehir olmaktan çıktı. Sokağa çıktığınız andan itibaren yaşadığınız medeniyet dışı davranışlar, insanı mutsuz ve huzursuz ediyor. Apartmanlar zaten birlikte yaşama kültürü edinememiş insanların kapısına bolcana iğrenç görünümlü ayakkabı ve terlik bıraktığı, beton yığını yaşam alanları olarak, ayrı bir huzursuzluk ve mutsuzluk kaynağı…

                                                               ****

Gençler, kızlı-erkekli o kadar galiz küfürlerle konuşuyorlar ki, bazılarını duyduğunuzda gözleriniz ayrılıyor. Sokaklar işsiz-güçsüz-amaçsız gençlerle dolu. Yolda yürürken, alış-veriş yaparken, sürekli arapça konuşan insanların sesi geliyor kulağınıza. Çevrede bol miktarda kara çarşaflı, peçeli kadın.

Bir zamanlar, akşam sazları düzenlendiği söylenen şehir burası mı ya, demekten bıkar hale geliyorsunuz.

Ancak makam araçlarında dolaşıp, çevresinde bolcana varlıklı insanlar gördüğü için şehrin gerçek yüzünü bu zannedenler bu gidişatın hiç farkında bile değil!

 

Bu şehirde yaşamak!
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *