VARINI VEREN UTANMAMIŞ
Çok anlamlı bulduğum bir atasözümüz var: “Varını veren utanmamış.” Dil devrimin önde gelen kahramanlarından Ömer Asım Aksoy, yazdığı “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü” kitabında bu atasözünü şöyle açıklıyor: Kendisinden bir şey istenen kimse, elinde ne varsa onu verir. Bunun, az olmasından ya da düşük nitelikte bulunmasından utanç duymamalıdır.
5 Nisan 1898'de Gaziantep'te doğan Ömer Asım Aksoy, 1941’de Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Yönetim Kurulu Üyesi olmuştur. Birçok niteliklerinin yanında Türk dil bilimine katkıları her türlü övgünün üzerindedir..
Bir zaman yedi düvelin hayran olduğu muhteşem “Atatürk Türkiyesi”nin geldiği yere bakın. Arı gibi çalışan, özgüveni yüksek, yaratıcı halkın büyük bölümü bugünlerde bezgin, tedirgin, güvensiz üstelik hiç hak etmediği biçimde yoksul. Hem atı hem yolu elinden alınmış.
Hangi cephede savaşacağımızı şaşırdık. Atatürk ilkelerinin göz ardı edilmemesi, onlara sıkı sıkı sarılınması gerektiğini anlatmaya, uygulamaya uğraşırken, örümcek kafalı bir yönetici çıkıp, kızları ayrı okula almanın erdeminden bahsediyor. Bir başkası daha ileri giderek festivalleri engelliyor. Kadına şiddet diz boyu. Bağnazlık, cehalet almış yürümüş. İnsanlar yoksullukla terbiye edilip “şükretmeye” zorlanıyor. “Geçici sığınmacı” statüsündeki Suriyelilerin ülkelerine artık dönmeleri gerektiğini anlatmaya çalışırken, bizim artık geçici olmaya başladığımızı fark ediyor, kan ağlayan turizmciye can suyu yaratmaya uğraşırken, garip “Deli Dumrul “ vergilerinin, zam almış olan abartılı faturaların yağmuruyla çarpılıyoruz. Temel ihtiyaçlarımızın peşinden koşarken özgürlük, insani değerler, çağdaş yaşamın gereklerini talep etmeyi unutuyoruz artık.
Yok pahasına satılan kamu arazileri, kurumları, kampları, yanlış politikalarla yapılan, atıl kalan ve güzel halkımı borç batağına çeken devasa yatırımlar, cumhuriyet kazanımı THK gibi kurumların iğdiş edilmesi, delik deşik edilen vatan toprağı, hukuksuz adliyeler, eğitimsiz okullar, istismar edilen sağlık sektörü, yok edilen tarım, hayvancılık, görülmemiş israfla satın alınan uçaklar , araçlar, para harcanan saraylar, anlamsız , abartılı tüketim harcamaları, yokluğa terk edilmiş depremzedeler bağrımızı yurdun birçok ilinde çıkarılmış yangın gibi yakıyor. Aklımızın almadığı, hayal bile edemediğimiz bir “Tatlı hayat” yaşayan mutlu yandaşların yanında intiharın eşiğinde insanların olduğu bir coğrafyadayız ne yazık ki.
Yangını söndürmek için su taşıyan karınca misali uğraşacak, hataları dimdik ve cesaretle söyleyecek, hiçbir yanlışı “ Şimdi sırası mı, daha önemli işler var “ demeden, göz yummadan düzeltmeye uğraşacağız.
İnsan olmanın onurunu her şeyin üstünde tutup, gereğinden asla vaz geçmeyeceğiz. Yazımı başlıktaki bu muhteşem atasözüyle bitireceğim: “Varını veren utanmamış “ .