Dünyanın Bölünmüş Tek Başkenti: Lefkoşa

YAYINLAMA: 18 Eylül 2023 / 03.00 | GÜNCELLEME: 17 Eylül 2023 / 19.24

Adadaki Lefkoşa’en uzun süreli yerleşim yerlerinden birisi olan Lefkoşa’nın 4500 yıllık geçmişi olduğu yapılan arkeolojik kazılarda tespit edilmiştir. Kentte Lüzinyan, Venedik, Osmanlı ve İngiliz Dönemi’ne ait çok sayıda eser bulunmaktadır. Lefkoşa’nın tarih süreç içinde adı, Ledra, Lidra, Levkoheon, Kermia, Lefkon ve Levkosia olarak adlandırılmıştır. Şehrin adı Fransızcadan İngilizceye Nicosia olarak geçmiştir. Lefkoşa, Bizans Dönemi’nden günümüze adanın değişmez başkentidir.

 

Lefkoşa, 1974 Kıbrıs Savaşı’ında Yeşil Hat diye isimlendirilen sınırla ikiye bölünmüştür.  Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkentidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmamaktadır. Uluslararası toplum tarafında Kuzey Kıbrıs’ın Türk işgali altında olduğunu kabul edilmektedir.

 

Görülmesi Gereken Yerler

 

Girne Kapısı, Venedikler Dönemi’nde, Lefkoşa’yı savunmak için yapılan savunma duvarlarını üzerindeki üç kapıdan birisidir. Mimar ve Kıbrıs Valisi olan Francesco Barbaro’nun adından esinlenerek “Porta Del Proveditore” (Vali Kapısı) olarak adlandırılan yapı, 1821 yılında Osmanlılar tarafından onarılarak kubbeli oda eklenmiştir. Kapının kuzey cephesinde bulunan kitabesinde Kuran’dan ayetler yer almaktadır.  Güney cephesinde de II. Sultan Mahmut’un tuğrası bulunmaktadır. Günümüzde Turizm Bürosu olarak kullanılmaktadır.

 

Selimiye Camisi (St. Sophia Katedrali), adanın en büyük ve en önemli katedrali olarak kabul edilmektedir.1208 yılında yapımınaa başlanmış ve 1326 yılında ibadete açılmıştır. Lüzinyan krallarının Kıbrıs krallık tacını giyme törenleri burada yapılmaktaydı. Söz konusu yapıya 1572 yılında Osmanlılar tarafından 49 metre boyunda çift minare eklenerek camiye çevrilmiştir. Günümüzde de cami olarak kullanılmaya devam etmektedir.

 

Bedesten (St. Nicholas Kilisesi), M.S. 14. yüzyılda inşa edilmiştir. Venedik Dönemi’nde kilise olarak kullanılmasına karşın, Osmanlı Dönemi’nde sırasıyla tekstil çarşısı, gıda çarşısı, un pazarı, buğday deposu ve depo olarak kullanılmıştır. 20. yüzyılın başında tamamen terk edilmiştir. 2004-2009 arasında Avrupa Birliği tarafından sağlanan finansman sonucu kültür merkezi olarak ziyarete açılmıştır.

 

Taş Eserler (Lapidary) Müzesi, 15.  yüzyılda inşa edilen bir Venedik eseridir. Binanın içindeki anıtsal pencere, İngilizler tarafından yıktırılan Lüzinyan Sarayı’ndan getirilip buraya monte edilmiştir.  Uzun süre kapalı kalan yapı, 23 Haziran 2003 tarihinde yapılan düzenlemeyle müze olarak ziyarete açılmıştır.  

 

Büyük Han, yalnız Lefkoşa’nın değil adanın da en büyük hanı olarak kabul edilmektedir. Bursa’daki Koza Han örnek alınarak 1577 yılında inşa edilmiştir. Geçmişinde Yeni Han, Alanyalılar Hanı adlarıyla da anılmıştır. Kare planlı ve iki katlıdır.  68 odası bulunan han, günümüzde turistik ürünler satışı yapılan dükkan ve kafelere ev sahipliği yapmaktadır.

 

Lokmacı Sınır Kapısı, dünyanın tek bölünmüş başkenti olma özelliğini taşıyan Lefkoşa’nın kuzeyinde Kıbrıslı Türkler, güneyinde Kıbrıslı Rumlar yaşıyor. Adayı ikiye bölen 180 km olan Yeşil Hat üzerindeki beş geçiş kapısından biri olan ve Kuzey ve Güney Lefkoşa’nın çarşılarını da ayırmaktadır. Gün içerisinde Kıbrıs vatandaşları karşılıklı olarak bu kapıdan geçiş yapmaktadırlar.

 

 

 

Venedik Sütunu (Atatürk Meydanı),

 

Bandabuliya (Belediye Pazarı), 1932 yılında Lefkoşa’da kurulan ilk kapalı sebze çarşısıdır. Pazarın tarihi Lüzinyalar dönemine dayanmaktadır. Kelime ikiye ayrılır. Yani “Banda” (devamlı) ve “Buliya” (satış), devamlı satış anlamını içermektedir. Günümüzde Kıbrıs'a özgü yiyecek, içecek, baharat, sebze ve meyvelerin satıldığı tarihi bir mekandır. 2010-2012 yıllarında Avrupa Birliği tarafından finanse edilen BM Kalkınma Programı Gelecek İçin Ortaklık Projesi kapsamında restore edilen Bandabuliya, 4500 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. İçerisinde 77 dükkân bulunmaktadır. Arasta ile birlikte bölgenin popüler çarşılarından biridir

 

Haydarpaşa Camisi (St. Catherine Katedrali), 14. yüzyılda Lüzinyalar tarafından inşa edilmiştir. Lefkoşa’nın ikinci büyük kilisesidir. Osmanlılar tarafından camiye dönüştürülmüştür. Camiye eklenen minare, 1931 yılına kadar Kıbrıs’ın en uzun ince minaresiydi. Daha sonra yıldırım çarpması sonucu minare zarar gören minare yıkılarak daha kısası yapılmıştır.

 

Samanbahçe Evleri, adada gerçekleştirilmiş Osmanlı döneminde gerçekleşmiş ilk sosyal konut projesidir. 1900 yılların başında Vakıflar (Evkaf) Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen proje 72 konuttan oluşmaktadır. Bu evler tek tip ve bitişik düzen olarak inşa edilmiş olup, giriş, 2 oda, mutfak, banyo, tuvalet ve iç avludan toplam 85 m2 büyüklüğünden meydan gelmektedir. Evler taş temeller üzerine inşa edilmiş, iklim şartlarına uygun kerpiç duvarları alçı sıvalıdır. Ahşap kapılar sarı taş sövelerle çerçevelenmiştir. Tavanlarda, mertekler kamış hasırlarla örülmüş ve oluklu yerel kiremitlerle örtülmüş gibi özelliklere sahiptir. Lefkoşe’nin merkezinde yer almaktadır. 

 

Tarihi Lefkoşa Evleri, Lefkoşa surlarının içindeki Arabahmet Mahallesi’nde bulunmaktadır. Mahalle tarihi bir mahalle ve adını Kıbrıs’ı  alan bir Osmanlı komutanı olan Arap Ahmet Paşa’dan almaktadır. Dar sokaklarında tek veya iki katlı cumbalı ya da cumbasız, basık kemerli giriş kapılarıyla ziyaretçilerin oldukça popüler yerlerinden birisi olmaya devam etmektedir.

 

Ayrıca Lefkoşa’da Büyük Hamam, Mevlevi Tekke Müzesi, Derviş Paşa Konağı, Arasta Caddesi, Kumarcılar Hanı, Saçaklı Ev, Lüzinyan Evi, II. Sultan Kütüphanesi, Fethiye Camisi, Barbarlık Müzesi, Derviş Paşa Konağı görülmesi gereken birçok yer bulunmaktadır.

 

Kıbrıs’a özgü Şeftali Kebabı, Pirohu ve Hellim Böreği’ni yemeyi unutmayın!

 

Dünyanın Bölünmüş Tek Başkenti: Lefkoşa
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *