TURİZMCİ TURİZMCİNİN YURDUDUR
Her meslek kendi dilini konuşur. Gazeteci kalemin, çiftçi toprağın, mimar taşın, doktor şifanın, öğretmen bilginin dilini konuşur. Biz seyahat acentalarıgeleneğin, etnografyanın, arkeolojinin, kültürün, doğanın, denizin, dağların, ormanın dilini konuşuruz. Yolumuza sevdayla devam ederiz. Dört mevsimi de severiz. Doğa tomurcuklanır, kuşlar cıvıldar, lapa lapa kar yağar, turkuaz deniz yakamozlanır, sarı yapraklar yerleri halı gibi boyar. Mutluluk, dirlik, huzur hep havada altın tozudur. Onu konuklarımıza göstermeye, bu güzellikleri fark ettirmeye çalışırız.
Bunu yaparken sahada ve masa başında partnerlerimiz vardır. Kimi zaman ofis elemanı, kimi zaman meslektaş, kimi zaman ulaştırma sektörü, kimi zaman konaklama birimi, kimi zaman kokartlı rehberlerimiz, ama her zaman özen, profesyonellik ve dikkat vardır.
Turizm hizmet sektörünün saç ayağını oluşturan her bir birim, diğerlerini kendisinden fazla kollayarak, göğerttiğinde büyüyen pastadan alınan dilim de daha büyük olacaktır. Otel acentayı kıskanmamalı, herkesten daha iyi fiyat vererek onu kollamalı, seyahat acentası rehberi hor görmemeli, ulaşım firması seyahat acentasını aradan çıkarmaya çalışarak daha büyük pazar payı kapma hevesinde olmamalıdır. Havayolu kendi yetişemediği zamanlarda ve noktalarda, gerekirse bir süre için yolcusuna kredi açabilen seyahat acentasını hasım gibi görmemeli, acentaya bilet bedeli içinden verdiği komisyonun anlamını bilmelidir. Öyle ya, yolcuya satılan her biletin parasının içinden, kendisini temsil etmesi için seçtiği acentaya komisyon ödemektedir. Bu komisyonla rekabete girmek kadar mantıksız bir davranış olmamalıdır.
Başarı zincirimizin gücü bu paydaşların en zayıfı kadar olacağından, her birinin görevi vaz geçilmez önemdedir. Örneğin rehbere kızan kaptan sinirlenip sert frenlerle, asık suratla, hatalı sollamalarla turunuzu berbat edebilir. Ya da belli bir konudaki sinirini yatıştıramayan rehber gruba çok zor anlar yaşatabilir. Ofis telefonunda gerekli özenle konuğu cevaplamayan ofis elemanı kar kaybına sebep olabilir. Kötü ve özensiz verilmiş bir oda, rötar yapan uçak … Bunların herhangi biri tur başarınızı anında gölgeler.
Tüm bunlara rağmen hizmet sektörü, bu konuya sevdayla ömrünü adayanlar için çok keyifli bir sahadır.
Grubunuzdaki konuğunuzun doğum gününe denk gelen tur gecesi yaptığınız bir sürprizle günü aydınlanan konuğun yüzündeki mutluluk ödüldür.
Nemrut Dağı’nda, zirvedekilerden izin ister gibi ayaklarının altından saygıyla batan güneşin gökyüzünü kızılın tonlarına boyayışını izlerken, beyaz eldivenli garsonların cam kadehlerde sunduğu içkiyi yudumlayan konukların yüzündeki memnuniyet paha biçilemez.
Büyülü Fırat’ta süzülen teknede konuklara flüt ustasının dinlettiği Mahur ilahiye duyulan hayranlık evrenseldir.
Bölgenizi tanımak için gelen konuklara, akşam yemeğinde onların sevdiği şarkıları önceden tespit ederek, en çok sevdikleri makamda müzik icra ettirmenin sihri, yenen yemeklerin muhteşem lezzetleri kadar mutluluk verir.
Tüm bizim verdiğimiz bu hizmetler elbette el birliğiyle başarıya götürür.
Bir de sektör içinde birbirimizi şımartmak için yapılan jestler vardır ki bunlar işte “İyi ki bu sektördeyim” dedirtir.
Örneğin bayrak taşıyıcı markamız THY’nın satış müdürünün, uçacağınız günü önceden öğrenip sizi business classa upgrade ederek uçurması, meslek örgütünüzün bir tanıtım destinasyonuna sizi bilirkişi olarak davet etmesi, konaklayacağınız otelin genel müdürünün adınızı konukları arasında görünce, odanızı süite değiştirmesi, oda ikramları ,işte tüm bunlar birbirimizi değerli hissettirmek için yapılan jestlere örnektir.
Bu yüzden her zaman ve her yerde hep yüksek sesle söylemekten keyif aldığım sözle bitirmek istiyorum “Turizmci turizmcinin kurdu değil, yurdudur.”