BU İŞTE BİR ‘’GARİP’’LİK VAR

6 Şubat depremleri ile 11 ilimizde çok büyük can kayıpları ve her anlamda çok büyük yıkım yaşandı. Neredeyse ateş düşmeyen aile kalmadı. Hemen hemen her ailede kayıplar oldu. Kiminin eşini, kiminin dostunu, kiminin arkadaşını, kiminin kardeşini kaybetti. Can kayıpları ve depremin yaratmış olduğu psikolojik çöküntü kendini hissettiriyor. Depremi yaşayan 11 il bu durumu derinden yaşadı, yaşamaya devam ediyor. Depremin yıldönümünde acıların azalmadığını hatta ve hatta arttığını gördük çünkü 6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 1 senede enkaz kaldırma dahi henüz tam olarak bitirilemedi. İnsanlar hala konteynırlarda yaşıyor. Eski hayatlarına kavuşamayan depremzedeler doğal olarak depremzede psikolojisinden de çıkamıyor. Yaşanan bu durum depremi derinden yaşayan 11 ilin 11’inde de aynı. Bugün depremde en çok hasarı alan Kahramanmaraş’ta, Adıyaman’da, Gaziantep’te, Hatay’da ve diğer illerimizde de durum aynı.

Son zamanlarda tartışılan merkezi hükümet ile yerel yönetim el ele vermezse o il garip kalır tartışması Hatay ilimiz üzerinden yürüyor. Peki biz enkaz altında kalan insanlara verilecek olan hizmeti seçilmiş belediye başkanının rengine göre mi belirleyeceğiz. Yaşanan bu felakette devletin insanına göstereceği şefkati, yardımı bizden olanlara ayrı bizden olmayanlara bizimle aynı düşünceye sahip olmayanlara ayrı mı göstereceğiz. Diyelim ki öyle şu anda tüm deprem bölgesi şehirlerde aynı sıkıntılar var. 11 deprem şehrinin 10’unda tüm problemler çözülmüş sadece Hatay mı garip kalmış. Bu sorunun cevabı kocaman bir hayır. Deprem şehirlerinin tamamında aynı sorun ve sıkıntılar devam etmektedir. Diğer illerde her şey yolunda gösterilip Hatay’da sorun varmış gibi algı yaratılmasında gerçekten bir GARİP’lik var.

Her zaman Allah bir daha böyle bir felaket yaşatmasın diyoruz. Bu güzel bir dua fakat biz bu depremleri Anadolu coğrafyasında yaşamaya devam edeceğiz. Bizim burada yapmamız gereken tekrar yaşanması kesin olan depremlere karşı önlem almamızdır. Deprem dirençli kentler inşa etmemizdir.  Özellikle Gaziantep bir sanayi ve sınır şehri olarak depremin merkez üssü ve aktif fayların geçtiği bir şehir olarak deprem riskine en yakın illerimiz arasındadır. Türkiye’deki tüm şehirler ile aktif ticareti olan sanayi ve ihracat şehrimiz Gaziantep’in ve tüm şehirlerimizin depremden en minimum seviyede etkilenecek şekilde inşa edilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin beka sorunu tam olarak budur.