AHMAK BİLİMİ
Sizde benim gibi bir televizyon programında, fizik kanunlarına yapılan hataların sergilendiği bir programı, keyifle seyrettiğinizi düşünmekteyim. Kimi zaman konunun neticesine kahkahalarla gülersiniz, arada sırada da olayın neticesine üzülürsünüz. Programın adı AHMAK BİLİMİ. Bu programda fizik kaideleri ve matematiksel hesap yapılmamış işlerin sonucunda karşılaşılan kazalar ve neticelerini sergileyen bu programı, hayranlıkla izlerim. Ahmak Bilimi.
Bir çok fizik kuralları vardır, üzerine oturduğunuz bir dalı keserseniz mutlaka düşersiniz. Bu bir kuraldır. Seneler önce Kocaeli Lunaparkta 2 gece bekçisi, dönen salıncaklara heves etmişler. Herkes çekildikten sonra gece şalteri çevirip, koşarak salıncaklara binmişler. Şalteri kapayacak kimse olmadığı için sabaha kadar salıncak dönmeye devam etmiş. Bu arada bekçilerden biri kilidi çözüp kendini boşluğa bırakıp hayatına son vermişti. Sabah parka gelen operatörler şalteri kapatmış, ancak salıncaktaki bekçinin de vefat ettiğini görmüşlerdi. Basit kural: Şalteri kapatacak kimse olmazsa, salıncak dönmeye devam eder.
Bu basit bir gerçektir.
Üç ayak bir sehpanın bir ayağını keserseniz, sehpanın ayakta durması mümkün değildir. Bunun gibi daha birçok fizik kuralı vardır, eğer dikkate almazsanız başınız her zaman belaya girer.
Bir ipin kopma kritik çektirme ağırlığı vardır. O ağırlığı aşarsanız, ip mutlaka kopar.
Bir de merkezkaç gücü vardır, sürtünme ile merkezkaç gücü belirli bir dönme hızına dayanır, eğer hızı artırırsanız, merkez kaç gücü sürtünme gücünü yener ve savrulur. Bu gerçekten kaçmak mümkün değildir. Bunların hepsi bir ahmak bilimi içinde mütalaa edilir.
Bu programda paten binen, kay kay binen çocukların yaptıkları hatalardan dolayı düşüp kaza geçirmeleri kaçınılmaz olduğunu seyretmek, hem güldürücüdür hem de düşündürücüdür.
Bir araç içinde yük olmadan frene basıldığında hızına göre bir mesafede durur, eğer aracın içine bir miktar yük koyarsanız, aynı hızda durma mesafesi artar. Bu kural hiç değişmez.
Bir başka kural da bir cismin hacmi kadar taşırdığı su, kendinden ağırsa cisim yüzer, eğer taşırdığı su kendinden hafifse o cisim mutlaka suda batar. Bunun aksi mümkün değildir. Aksini iddia etmek ahmak bilimini yok saymaktır.
Hatta çocukken ilk bisiklete binerken söylenen ve dikkat edilmesi gereken bir kaide vardı: Vücudun ağırlık merkezine dikkat et. Bu merkez normalden daha fazla açıda yatarsa, bisikletten mutlaka düşersiniz.
Bazı spor dallarında, bilhassa jimnastikte, ağırlık merkezinin iyi dengelenmesi gerekir. Denge barı, paralel, kulplu beygir ve halka, sporcunun ağırlık merkezini çok iyi kullanması gereken spor dallarından bir kaçıdır. Denge barında yürüyüp hareket ederken, hatta takla atarken ağırlık merkezinizi çok iyi kullanmanız gerekmektedir. Yoksa denge barının üstüne bütün ağırlığınızla düşmeniz veya barı tutturamadığınızda yere düşmeniz kaçınılmazdır.
Ahmak bilimi insana doğru düşünmeyi de öğretir.
Fizik kurallarını önemsememeniz sizi hatalar zincirine bağlar, bunlardan kurtulmanız hemen hemen imkansızdır.
Türkiye’de siyaset anlayışının özünde, ülke menfaatlerinin yerine, kişisel menfaatlerin öne çıktığı bir arena olduğunu düşünmekteyim. Ancak yol arkadaşlarınızı iyi seçmeniz gerekir. Ataların söylediği sözlerin bazılarını iyi okumamız gerekir. Bir örnek alalım: ‘Dostu Karga Olanın Gagası Pislikten Kurtulmaz,’ ne kadar veciz bir söz. Genelde kargalar sabahın köründe at ve eşeklerin dışkılarını eşeleyip içinde yenebilecek darı ararlar.
İşbirliğinde seçilecek ortağın özelliklerini ele alan bir başka söz, daha değişik bir hayvanı ele alır, konu atlarla ilgili değil, itlerle ilgilidir. ‘İtle Yatan Bitle Kalkar,’ Yola çıkacağınız yol arkadaşınızı iyi seçmeniz size kazanç getirir. Dostunuz karga gibi ise gaganız pislikten kurtulmaz.
İktidarın yol arkadaşı, Türkiye de 85 milyon insanın yüzüne bakan kameranın ekranına ‘AHMAKA ANLATIR GİBİ SÖLÜYORUM, İTİRAZIMIZ ANAYASANIN 4 ncü MADDESİNE ’.
Bu iktidar ortağı kendilerini, topluma tanrının partisi olarak göstermekteler. HÜDA PAR. Hüda, lügat manası Tanrı demek. PEY-PAR olsanız bir şey ifade edemezsiniz. Bir türlü anlamıyorsunuz. Türkiye’de yaşayan insanlara Türk denir. Dili de Türkçedir. Bayrağı, Anayasada belirtilen şekildedir. Yazılı bir de Anayasaları bulunmaktadır. İlk Dört Maddesini burada yazmak istemiyorum. Gelin 5 inci maddesine bakalım.
‘Madde 5: Devletin Temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü , ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve Demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refahı , huzur ve mutluluğunu sağlamak: Kişinin temel hak ve Hürriyetlerini , sosyal Hukuk Devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.’
Bu madde ise ilk üç maddeyi özetleyen bir madde. Bu nedenle bu maddenin de değişmesi imkansız olduğuna inanmaktayım.
Türk halkının dört elle sarıldığı Anayasamızı anlamayan Ahmakların ülkemizde var olmasını hayretle seyrederken, bu adamlara meri Anayasamızı tekrar tekrar okumalarını , anlamazlarsa bir kere daha okumalarını tavsiye etmek gerek. Hatta iktidar ortağı olan diğer siyasilerin de eğer bu Anayasamızı bunca sene anlamamışlarsa, iyi bir Türkçe öğretmeninden ders almalarını tavsiye etmek gerek diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.