İDEALİST BİR HEKİMİN GÖZÜYLE ÖZEL HASTANE VE TIP DOKTORU

YAYINLAMA: 24 Ekim 2024 / 00.00 | GÜNCELLEME: 23 Ekim 2024 / 14.34

Ülkemizde son 22 yıldır devam eden ucube sistem sonunda genel ahlak, liyakat ve vicdan gibi değerlerde çok büyük bir erezyon olduğunu artık herkes kabul ediyor. Her güne para için öldürülen bebekler, haksız kazancı aklamak  için kurulan kumpaslar, kamuyu soyan dolandırıcılar, varlıklara çöken kişiler gibi haberlerle başlıyoruz.
Ülkeyi derinden sarsan yenidoğan skandalındaki vahşi insanlarla ilgili haberleri takip ederken , 1970 li yıllarda tıp camiasında iş ahlakı ne durumdaydı diye düşünerek babamın makalelerini taramak istedim.

Kendisi de bölgenin en köklü gazetesi Sabah’ta yazmaktan onur duyan babam Op. Dr. Rauf Yılmazer’in 15 Şubat 1976 da yazdığı “Gaziantep’teki özel hastanelerin sağlık hizmetindeki yeri “ ve 10 Nisan 1979 da, haince katledilmesinden birkaç ay önce yazdığı “ Hekim ve toplum hizmetleri” makalelerinden bazı bölümleri yorumsuz aktarmak istedim.

GAZİANTEP’TEKİ ÖZEL HASTANELERİN SAĞLIK HİZMETİNDEKİ YERİ 
15 Şubat 1976, Sabah
Paralı insanın sağlığının garantide bulunması yoksulun ise şüpheli olmasını hiç kimse istemez .

Gönül istiyor ki vatanımıza zengin fakir ayrıcalığı olmadan her insan istediği hekime istediği zaman aynı itina ile muayene edilebilsin ve hiçbir ücret ödemeden hastanelere kabul edilerek tedavi olabilsin. Türkiye’deki sağlık düzeni buna imkan vermiyor. Ücretsiz bakması gereken devlet kuruluşlarında bile hastalar meşru veya gayrimeşru bir miktar para ödeyerek tedavi görebiliyorlar.

Bu düzen içinde, özel hastanelerin sağlık hizmetlerindeki yerini incelemek ve değerlerini belirlemek istiyorum.

Yaşamını devam ettirmek isteyen bir özel hastane hastasını iyi tedavi etmek zorundadır çünkü iyi olan hasta iyi bakılan hasta kendisinin reklamını yapacak ve hasta sayısı artacaktır. Memnun olmayan hastanın yapacağı kötü propaganda hastanenin hastasızlıktan kapanmasına sebep olabilir.

Hasta yanında hasta sahibini memnun etmek de ayrı bir meseledir. Hasta sahipleri vakitli vakitsiz hastalarının yanına girip çıkmayı istemektedirler. Buna imkan vermek hastaneyi otel durumuna sokmakta ve hasta istirahati ortadan kalkmaktadır. Bu durum anlayışlı hasta sahiplerince olumlu karşılanmakta, yetkililerin verdiği izahatla yetinilmekte, ziyaret için ısrar edilmemektedir.

Özel hastanelerin devlet hastanelerine de yardımları vardır, hastaların bir miktarını çekerek yüklerini azaltmaktadırlar. Ayrıca devlet hastanelerindeki kalabalık sebebiyle iyice incelenmeyen ve tedavi olamayan hastalara yardımcı olunmaktadır. Özel hastanelerin olmadığı yerlerde devlet hastanelerinden şikayetler çok artmaktadır. Özel hastane yöneticileri bu şikayetlerin asgariye inmesini temin etmektedirler. Şikayetle dolu olarak gelen hastaları teskin etmektedirler.

Kar göz etmeyen kamu yararına olan kuruluşlar, bir özel hastane yöneticisi kadar, hasta memnun etme çabası gösteremez. Rahatını önde gören aylıklı kişi, hasta sayısının azalmasından ayrıca hoşnutluk duyar. Özel hastanelerde bu durum beklenemez.

Özel hastanelerde gerek olmadan konsültan hekim çağırmak ve gereksiz laboratuvar muayeneleri ile hastanın sarfiyatını kabartmak güven yitirici davranışlardır. Hasta can korkusu ile her teklifi rahatlıkla kabul eder, ama durum düzelince her davranışı değerlendirmesini bilir.

Gaziantep’te özel hastanelere yatan hastalar zenginliklerinden değil mecburiyetten yatmaktadırlar, zengin hastalar tedavi için İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlere gitmeyi bir övünme konusu yaparken, bir çok hasta her kapıyı denedikten sonra, daha iyi bakılmak amacı ile kendisini zorlayarak özel hastanelere başvurmaktadırlar…

HEKİM VE TOPLUM HİZMETLERİ

10 Nisan 1979, Sabah

“Türk Tabipleri halk sağlığına ve hastalara fedakarlık ve feragatle hizmet etmeyi ideal bilir” fikri yasalara geçmiştir.  Yüzlerce yıl geçmişi olan Türk hekimliğinin halk nazarındaki saygınlığı da bu ana fikirden kaynaklanır …

Hekim her devirde olduğu gibi yine günün her saatinde hastalarının hizmetindedir. Gecesi gündüzü olmayan bir görev sürdürmektedir. Hiçbir hekim kendisine başvuran hastayı parası olmadığı için muayene etmekten kaçınmaz. Hekimlerin tümü, toplumun, yalnız sağlık konularında değil, diğer her derdinde yardımcısıdır…En ilerici ve devrimci fikirler daima hekimlerin öncülüğünde etrafa yayılmış ve güç kazanmıştır. Tarihimiz incelenirse tüm devrimlerde birkaç hekimin görev aldığı görülür.

Hekim istifçi değildir. Kazandığını kazandığı yerde ve örnek olacak şekilde sarf eder.
Hekimin emeğinin karşılığı olarak elde ettiği servet, başka hiçbir makama ve rütbeye özendirmeyecek kadar doyurucudur. Hiçbir mevki hekimlik kadar manevi huzur sağlayıcı olamaz…

 

İDEALİST BİR HEKİMİN GÖZÜYLE ÖZEL HASTANE VE TIP DOKTORU
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *