Ayvalık
Ayvalık, 1. Dünya Savaşı’ndan önce ağırlıklı olarak Rumlarım yaşadığı bir yerleşim yeridir. Yunanlıların İzmir’i işgali ile birlikte 29 Mayıs 1919’da Yunan askeri Cunda adasına çıkıyor ve 15 Eylül 1922’ye kadar burada kalıyor. 1922’de Rum erkekler İç Anadolu’ya sürgün ediliyor ve hepsi yolda ölmüş(!) oluyor. 1923 Nüfus Mübadelesi sonucu Girit, Makedonya ve Midilli’den gelenler buraya yerleştiriliyor. Balıkesir’in Burhaniye ilçesine bağlı olan yerleşim birimi olan Ayvalık, 19 Mayıs 1928 tarihinde ilçe oluyor. Ayvalık, Midilli’nin karşısında yer alıyor.
Ayvalık, irili ufaklı 22 adadan oluşan bir adalar topluluğudur. Kaşık, Poyraz, Kamış, Büyükkuruada ve Güvercinada bunlardan bazılarıdır. Bu adaların en büyüğü Alibey Adası ya da diğer ismi ile Cunda Adası olup 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası'na oradan da ilçe merkezine bağlanıyor. Cunda Adası dışındaki tüm Ayvalık Adaları 1995 yılında milli park ilan ediliyor ve yerleşim yasaklanıyor.
Ayvalık, 2017’de "Ayvalık Endüstriyel Peyzajı", (zeytinyağı fabrikaları, sabunhane yapıları ve depolar gibi kentsel mimariyi biçimlendiren zeytin endüstrisine dayalı peyzajı nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil ediliyor.
Ayvalık’ın merkezinde sahilin çok büyük bir bölümü özel işletmeler (kafe, restoran ve büfe) tarafından işgal edildiğinden dolayı sahili görmek mümkün görünmüyor.
3621 sayılı kıyı kanunumuzun 5 ve 6. Maddelerine göre herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olması gereken kıyıların büyük bölümü özel işletmeler ya da kamu kurumları tarafından işgal edilmiş ve halkın kullanımına kapatılmıştır. Ayvalık’ın merkezinde de bu durum açıkça görülmekte ve belediye sessiz kalmakta olup bu sessizlik şehre kötülük etmektedir.
Ayvalık’ta Yapmadan Dönme
19. yüzyılda inşa edilen zeytinyağı fabrikası 1990’lı yılların sonunda kullanım dışı kalmış, 2021 yılında yapının özgün malzeme ve yapım teknikleri korunarak restorasyon çalışmasından sonra, klasik otomobiller, motosikletler, bebek arabaları, buharlı makine modellerinden, birbirinden değerli lokomotif modelleri, oyuncaklar ve denizcilik ile ilgili objelere ev sahipliği yapan ve 19 Ocak 2024 tarihinde ziyaret açılan Ayvalık Rahmi Koç Müzesi ‘ni gezmeden,
İlçenin en eski bölgelerinden biri olan, adını Mercan Köşkü bitkisinden alan, Hayrettin Paşa Mahallesi’nin içinde yer alan 2010’lu yıllarda çeşitli butik otellerin ve pansiyonların açılmasıyla birlikte turizmin ilgisini çekmeye başlayan, Rum ustaların elinden çıkan tarihi evleri ve birbirinden renkli dar sokaklarıyla geçmişin izlerini taşıyan, Ayazma’ya, Camlı Kahve’ye, Çınarlı Cami (Agia İorgi Kilisesi)’ne, Saatli Cami ((Ayos İanni Kilisesi)’ne, Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi gibi tarihi yapılara ev sahipliği yapan Makaron değil Macaron’ın sokaklarında kaybolmadan,
Ayvalık’ın karşında yer alan, mübadele öncesi Rumların “Kokuluada” anlamına gelen Moshinos, Türklerin Cunda dedikleri, 1919-1922 yılları arasındaki Yunan askerine direnen Ali Çetinkaya’nın adına hitaben Alibey adı verilen, 1964 yılında bir köprü ile Ayvalık’a bağlanan, Rahmi Koç Müzesi (Cunda Taksiyarhis Kilisesi), Panaya Kilisesi kalıntıları, Sevim ve Necdet Kitaplığı (Yel Değirmeni), 2009 yılından beri Suzan Sabancı’nın özel konutu olarak kullanılan Ayışığı (Ayios Dimitrios Ta Selina) Manastırı, birbirinden güzel koyları ve plajları, Arnavut kaldırımlı renkli sokakları, tarihi taş evlerden restore edilmiş butik otelleri ve Türkiye’nin ilk boğaz köprüsüne ev sahipliği yapan Cunda (Alibey Adası)‘nı dolaşmadan,
İlçe merkezine 5 km mesafede yer alan, geçmişi 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet dönemine dayanan, mübadele öncesi Rumların yaşadığı ve Yeniçarohori olarak adlandırdıkları, mübadele sonrası Balkanlardan getirilen Boşnakların yaşadığı, günümüzde cami ve kuran kursu olarak kullanılan Ayiu Athanasiu Kilisesi, Kent Müzesi, restore edilmiş taş konakları, Arnavut kaldırımlı sokakları, sanat galerileri, sanat evleri içinde barındıran Küçükköy (Yeniçarohori) ‘yi görmeden,
İlçe merkezine 8 km uzaklıktaki bir tepede bulunan, bölgede Ayvalık Adaları ve Midilli Adası’nın manzarasının görülebildiği ve üzerinde Şaytan’ın ayak izinin bulunduğuna inanılan Şeytan Sofrası‘nda dilekte bulunmadan,
İlçe merkezine 8 km mesafede yer alan, 7 km uzunluğunda, 100 metre enindeki bir kumsalında birçok konaklama tesisi, kafe ve restoranlara ev sahipliği yapan Sarımsaklı Plajı‘nda denize girmeden dönmeyin.