KOYUN
Kanımca birçok insanımızın ziyaret ettiği bir şehirdir St. Petersburg. Rusya’nın sahil kenti. Neva nehri etrafında kurulmuş bulunan bu şehre, bir ülkenin bütün varlığının ÇAR DELİ PETRO tarafından harcandığı söylenir. Bu şehrin tam ortasında, NEVA nehri boyunca uzanan ve birbirine bağlı binalardan oluşan saraylar zinciri vardır. Tahmini 2 kilometre uzunluğunda olan bir saray kompleksi. Hani buna da külliye denebilir. Bölüm bölüm olan bu saray, her ihtiyaç duyulan konu için bir ilave konut yapılıp bağlanmış. Bir roman okumuştum ANASTASİA. ÇAR DELİ PETRO’nun, tahmin edilen 18 çocuğundan sadece birkaç tanesi yaşamış. Hatta kendisine karşı gelen bir oğlunu da öldürttüğü söylenir.
Deli Petro lakabının, kendisi ile özdeşleşmiş bir lakap olduğuna inanırım. Yaptığı her eylemin, akıllı bir adamın yapacağı iş olmadığına eminim. Hele bir ülkenin başında tek adamsan ve halkın aç ve yoksulluk içinde yaşarken, ülkenin bütün varlığını bir şehrin inşaatına harcamak sizce akıllı bir insanın yapacağı iş midir?
Ülkenin bütçesinin büyük bir kısmını Hermitaj isimli bir sarayın yapımına harcaması, akıl dışı bir eylem olduğu da bir hakikattir. Hermitaj ismi ile anılan bu sarayın birçok bölümleri bulunmakta. Bölümlerde çalışmak için ünlü ressamları büyük ücretlerle saraya davet etmiş, ünlü heykel ustalarını saraya çağırmış ve eserlerini orada üretmeleri için servet harcamış. Bu sarayın bir köşesinde Çar, Osmanlı Devleti’nden de eser istemiş. Padişah III Ahmet döneminde Çinili Çeşme, işlemeli kılıç ve kamalar, gümüş kakmalı hançerler, St. Petersburg’a gönderilmiş. Çok müstesna bir köşede bulunmakta.
Sarayın orta bölümünde ilginç bir oda vardır, Hermitaj Sarayı’nda. Ünlü Hollandalı ressam Rembrandt Van Rijn’in resimlerinin sergilendiği oda. Rambrandt’ın odada sergilenen resimlerini o odada yaptığı söylenir. Sergilenen bir resim ilgimi çekti. Hikayeye konu olan efsane bir serüveni anlatır. ABRAHAM çok geç yaşta baba olur ve oğlunun ismini ISAK koyar. Gece rüyasında tanrıyı görür. Tanrı kendisine oğlunu kurban etmesini söyler. Sabah oğlunun ellerini arkadan bağlar, odunların üzerine yatırır. Bir elinde bıçak, tam kesmek için hamle yaparken melekler ellerini tutarlar ve bir koyun kurban etmesini söylerler. Koyun gelir, Abraham, tanrı adına, bu koyunu tanrıya kurban eder ve İsak kurtulur. Koyunun böylelikle bizim hayatımıza dahil olduğunu düşünürüm.
İnsanları hayvanlardan ayıran unsurun akıl olduğunu biliriz. Bizler her konuda doğru düşünmeye gayret ederiz. Hani başkalarının aklını birçok kez doğru bulmadığımız için, çok açılı düşünmeye çalışırız. Koyun’lar böyle değildir. Sürünün önünde yürüyen bir koyun bir uçurumdan atlasa, diğer bütün koyunlarda kendilerini o uçurumdan atmaktan geri kalmazlar. Çünkü en önde yürüyen koyun, bütün sürü için karar verir. Doğru olmasa da gerçek bu ve toplumlarda da bu tür davranışların var olduğunu biliriz.
Padişahların, Çarların, diktatörlerin yönettiği ülkelerde yaşayan toplumlarda bir kişi karar verir, diğerleri bu karara sorgulamadan uyarlar. Yani bu davranışı ‘sürü aklı’ diye tanımlayabiliriz. Zaten geçtiğimiz bir tarihte bir siyasinin söylediği söz çok doğru olduğuna inanırım. ‘Bize okumuş aydın insan değil, okumamış cahil halk gerekli’ demişti. Bugün gibi hatırlamaktayım. Okumamış cahil halk, olumlu veya olumsuz olan her şeyi sorgulamadan kabul eder. Aziz Nesin ustanın sözlerini bugün gibi hatırlarım: ‘Ülke nüfusunun %75 i aptal olduğuna inanmaktayım’ demişti. Ancak aklını kullanan insanlar birçok konuyu unutmaz, sorgular.
Sorgulamamız gereken birçok konu bulunmakta. Bakın bir iki örnek vermek isterim. 24 Ocak 1993, bundan 32 yıl evvel Ankara’da evinin önünde, 20 metre uzakta polis kulübesinin bulunduğu bir sokakta, arabasının altına yerleştirilen patlayıcı düzeneğinin infilak etmesi sonucunda hayattan kopan Gazeteci UĞUR MUMCU’nun gerçek katilleri bulundu mu? Bu suikastı kimler azmettirdi?
23 Eylül 2019 tarihinde Nadira Kadirova bir İstanbul milletvekilinin Ankara’daki evinde, vekilin tabancası ile kalbinden vurulmuş olarak bulundu. Resmi makamlar konuyu ‘intihar’ olarak topluma yansıttılar. CİDDİ bir otopsi incelemesi yapılmadan bir günde paketlenip Özbekistan’a gönderilmesini nasıl değerlendirirsiniz?
Bir insanın 2 defa kendi kalbine tabanca ile ateş edip intihar ettiğine, kimseyi inandıramazsınız. İkinci kez tetiğe basılması mümkün değil. Nadira’nın elinde barut izi bile bulunmamış. Gerçek katilin kim olduğunu merak etmekteyim. Toplumu koyun zannettiklerini bir hakikat.
Toplumun araştırma duygusunun gelişmemesi için, önemli konularda gündem saptırması mühendisliği kullanılmakta.
Mevcut yaşamda en mühim gündem ekonomik çöküntü. Ülkemizde sağlık sistemi göçmüş, gıdada gittikçe dışa bağımlı olmaya başlanması, adaletteki güvensizlik ahlakı çürüttü. Halk gün geçtikçe yoksullaşmakta.
Ülkemde sanayi yatırımı yapılıp istihdam yaratılması yerine, üretim yapılıp dış pazara yönelip dış ticaret açığını azaltmayı planlamak yerine, düşünen aydın insanları hapishanelere koymak adına 1.2 milyar lira ile yeni 11 cezaevi yapılması için bütçede ödenek ayrılması size ne anlatmakta?
Toplum sorgulamasın diye gündem değiştirilmekte. Bolu Kartalkaya otel yangınında kaybedilen canların, sorumlularının sorgulanmasına engel olmak adına gazetecilere saldırılmasını, gündem saptırma olduğuna inanmaktayım.
Toplumu hala KOYUN olarak kabul ettikleri bir hakikat. Ancak bu ülkede hala düşünen ve koyunluğu kabul etmeyen bir toplumun var olduğunu düşünmekteyim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.