HANGİ İNANÇ

İster inanın ister inanmayın ülkemizin nurlu ufukları maalesef son yirmi senedir karanlık görünmeye başladı. Ülkemizi parçalamak isteyen güçler adım adım mesafe aldıklarını izlemek, düşünen ve aklı olanlar için ağır gelmekte. Kabul etmek mümkün değildir. Bakın Kuran da bile kullara onlarca kere söylenen bir söz bulunmakta. Bakara suresi 164 ‘…aklını kullanan bir topluluk için elbette Allah’ın varlığını gösteren deliller vardır.’ Bakara 171 ayet ‘ …çünkü onlar akıllarını kullanmazlar.’ En’am Suresi 126 ayet; ‘….Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?’ Bu örneklerden yüzlerce sıralayabilirim.
Aklını kullanmayan ve çöken bir Osmanlı Devleti’nin küllerinden, Türkiye Cumhuriyeti yaratan büyük önder Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının, aklı olumlu yönde kullanarak getirdikleri devrimleri iyi özümsemek gerek. Bu devrimleri yaratan büyük insan, her yerde her zaman ortaya çıkabilecek bir olay değildir. Yarattığı Türkiye Cumhuriyeti’nde birçok konuyu akıl kullanarak toplumun önüne çıkardığını bilmekteyiz. Harf devrimi, eğitim sistemi, şapka inkılabı, gibi akıl kullanarak yapılan devrimler. En büyük devrim ise Laik Cumhuriyet.
Hani bazı insanlar vardır yaşam kalitelerini daha iyi hale getirmek adına hiçbir şey yapamazlar.
Aklını kullanan insanlar, hatta bazı hayvanlar vardır mucizeler yaratırlar. Bir karganın bir cevizi alıp araçların geçtiği yola araba tekerlerinin değdiği izler üzerine bırakıp, kırılınca alıp götürmesini izlerken ne düşündüğünüzü merak etmekteyim.
Tanrı’nın insanlara daha fazla mantık yürütebilecek zeka bahşettiği muhakkak. Ancak bu zekayı bazı insanlar kullanmaktan imtina eder. Aslında böyle insanların kendi inisiyatifinden ziyade başkalarının telkinine ümit bağlarlar. Bir başka deyişle hayatta sorumluluk almazlar.
Kimi insanlar vardır, kin ve nefret hatta intikam duyguları ile genetik yapıdan gelen hırslarına hep yenik düşerler. Kimi insanlar uzun bir tarihten gelen nefretin esiri olurlar. Bu duygunun kayıp olmaması adına kendi isimlerinin içine bile, bu intikam duygusunu kazıyabilirler. Bir insanın soy adı ‘ÖÇ’ veya ‘KİN’ olmasının içinde siz ne ararsınız? Bir kinin hiç unutulmaması ve her zaman hatırlanmasını sağlamak adına atılan bir adım olsa gerek.
Ben her zaman insan aklının her yerde doğru yönde ve olumlu kullanılması taraftarıyım. Eğer akıl olumlu çalışmıyorsa, başkalarının aklı ile hareket ediliyorsa, hata yapma oranı oldukça yüksek olduğuna inanırım.
Yabancı ülkelerde bilhassa Amerika Birleşik Devletleri’nde bir başkan vardır, bir de başkanın arkasında düşünen bir ordu. Bu ordu araştıran ve bilhassa ülke menfaatleri adına Başkana, atması gereken adımları söyleyen, fikirler üremeye çalışan gurup bulunur. Bu gurup, her zaman Ülke menfaatlerini her şeyin üstünde tutarlar. Hatta vatandaş olabilmeniz için mutlaka bir hakimin huzurunda, Amerika’nın menfaatleri için çalışacağına İNCİL üzerine yemin bile ettirirler. Bu yemini etmeyen vatandaşlık hakkı elde edemez. Bizde ise bir daire satın alan yabancılara, Türk pasaportunu hemen teslim etmekteyiz. Bu kadar ucuz mu Türk Pasaportu? Yüzlerce mülteciye sanki hediye edermişçesine Türk Pasaportu hangi kanuna dayanarak verildi? Bilen var mı?
Yanlış ata oynayan Türkiye, gitti Rusya dan alakasız üç beş füze aldı. Ne için alındı bu füzeler? Amerika’da bizi F 35 savaş uçağı üretim projesinden çıkarıverdi. Elinizde ne kaldı? Rahmetli Sakıp Sabancı’nın dediği gibi elinizde 3 ün 1 kaldı. Alın şimdi oynayın onunla.
Kapanan sanayi yatırımları, satılan ülkemin varlıkları olan tesisler, yok olan üretim, düşen ihracat değerleri ile artan dış ticaret açığı. Bunun yanında keyfi yönetilmeye çalışılan Hukuk sistemi içinde büyük sermayedarların yatırımları tehlikeye girmeye başlayınca, iş adamları isyan ettiler. Haklılar. Onca yatırım yapacaksınız, sonra ülkede ADALETE güven kalmayınca, yurt dışındaki yatırımcı sermaye ülkemize gelmeye şüphe ile bakmakta.
Şu bir hakikattir, ülkemin enerjiye ihtiyacı bulunmamakta. Çünkü yeni yatırım yapılmamakta, aynı zamanda sanayi üretiminin düştüğü yerde enerji ihtiyacı eksilmeye başlar.
Rusya ya AKKUYU da bir Nükleer Enerji santralı kurma projesini hediye ettik. Ancak sadece enerji santrali değil AKKUYU. Buraya yapılmakta olan liman, Rusya’nın Harp gemilerinin yerleşeceği bir DENİZ ÜSSÜ’nü Ruslar’a hediye ettik. 4800 MW gücünde bir nükleer santrala Türkiye’nin hiç ihtiyacı olmadığına inanmaktayım. 2017 yılından, günümüze kadar enerji tüketimi 257 TWh olarak devam etmekte. Yaklaşık %7 civarında enerji üretim fazlası olan ülkemizde Akkuyu devreye girdiğinde 4800 MW enerjiyi ne yapacağımıza endişe etmekteyim. Kış aylarında bile erken saat uygulaması ile enerji tüketimini artırmaya çalışan yönetim, üretim fazlalığına nerde Pazar bulacağını merak etmekteyim.
Akkuyu, RUSYA için Akdeniz’de bir deniz üssü olarak tesis edilecek. Aklınızı kullanın, kuranda dediği gibi. İşte burada Amerika devreye girmek için çalışmakta. Akdeniz de bir deniz üssü olmayan Amerika’nın iştahı, şimdi güzelim GAZZE’ye döndü. Muhteşem sahilde, Amerika, bir deniz üssü kurmak adına yer aramakta. Bunun için her türlü desiseyi deneyeceğini düşünmekteyim, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
