NORVEÇLİ KONUKLAR

Yüksek sezonumuzun başladığı bu günlerde, bu hafta Norveç’ten gelen konuklarımızı bölgemizde ağırlıyoruz.
Mesleğim gereği gezmediğim çok az ülke kaldı. Bunlardan biri de Norveç. Bu ülkeyle ilgili oldukça çok şey biliyorum. Dünyanın en popüler ülkeleri arasında yer alan Norveç; düşük suç oranı, yüksek gelir ve eğitim düzeyi ile dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı çağdaş bir ülke diye biliniyor.
Norveç; kralın sembolik bir role sahip olduğu parlamenter demokrasiyle yönetiliyor. Eğitim, sağlık, çocuk bakımı ve emeklilik gibi hizmetlerde çok kapsamlı ve çağdaş sosyal haklar sunan ülkenin çok sağlam bir ekonomisi var. Onlar da bizim gibi NATO ülkesi ve onlarda da askerlik mecburi. Bizden farklı olarak Norveç’te kadınlar da askere gidiyor ve askerlik hizmetini yapmış olmak bir ayrıcalık. Kuzey Denizi’ndeki petrol ve doğalgaz rezervlerine ek olarak muhteşem somon hazinesi, ülkenin ekonomisinin çok güçlü olmasını sağlıyor. Norveç’in emeklilik fonu, dünyanın en büyük varlık fonlarından biri ve gelecek nesilleri teminat altına alıyor. Üniversite eğitimi Norveçlilere ve çoğu Avrupa vatandaşına ücretsiz ve hem önemseniyor hem destekleniyor.
Norveç halkı, Norveçli-Danimarkalı yazar Aksel Sandemose,’nin 1933 yılında yayımlanan “Bir Mülteci İzini Sürer” adlı romanında hayali bir kasaba olan “Jante” için yazdığı kuralları içselleştirmesiyle ünlü.
Bu kurallar toplumsal davranışları şekillendiren, yazılı olmayan bir kültürel normlar dizisi. Temel olarak bireyin kendini öne çıkarmasını, kibirli davranmasını ya da diğerlerinden üstün görmesini hoş karşılamayan bir bakış açısını temsil ediyor. Özellikle geleneksel kesimden olan Norveç halkı, kibirli ya da ben merkezci davranışlarını törpülemeyi, toplum içinde eşitlikçi ve alçakgönüllü bir denge kurmayı önemsiyor. Bu yasayı benimseyen Norveç halkı, topluluk uyumu ve mütevazı davranışları teşvik ediyor.
Norveç’in bunların haricinde bazı hatırlatmak istediğim özellikleri var. Beş ana Nobel ödülünden en önemlisi olan Nobel Barış Ödülü sadece Norveç tarafından veriliyor. Alfred Nobel, vasiyetinde Barış Ödülü'nün Norveç Parlamentosu tarafından seçilecek bir komite tarafından verilmesini istemiş. O dönemde İsveç ve Norveç birleşikmiş (1814–1905), ama Alfred Nobel, İsveçli olmasına rağmen, özellikle barış konusunda Norveç’in daha tarafsız ve barış yanlısı olduğuna inanıyormuş. O sebeple, her yıl 10 Aralık’ta, Alfred Nobel’in ölüm yıldönümünde, Oslo'daki Belediye Binası'nda düzenlenen törenle Barış Ödülü sunuluyor. Ödülü veren kurum, Norveç Nobel Komitesi ve üyeleri Norveç Parlamentosu (Stortinget) tarafından seçiliyor.
Tüm bunlara ek olarak, dünyanın en etkileyici doğa oluşumları arasında yer alan ve UNESCO tarafından koruma altına alınan fiyortları, Alpleri, dağları, gölleri, yürüyüş rotaları, meşhur “Kuzey Işıkları”, gece güneşi, Viking tarihi, kayak, tekne, balıkçılık ve kano rotalarıyla, Flam Demiryollarıyla Norveç tam bir turizm cenneti.
Bütün bu farklılıkları düşünüp, ülkemle karşılaştırdığımda Norveçli konuklarımızın en çok ilgisini neyin çektiğini merak ediyordum ve sordum.
Bana söyledikleri gerçekten ders niteliğindeydi. “Ülkenizin birçok değerini ilginç bir şekilde görmüyorsunuz, ya da hafife alıyorsunuz. İnanılmaz bir yeraltı zenginliğiniz, müthiş bir ikliminiz var. Arkeolojiniz, gelenekselliğiniz benzersiz. İş gücünüz oldukça potansiyel vadediyor ve doğru bir eğitimle birinci lige hızla çıkarsınız. Kıvrak zekalı ve iyi niyetli insanların ülkesisiniz. Özünüzde doğruluk ve onuruna düşkünlük var. Tüm bunların üstünde bir de Kemal Atatürk’ünüz var. Tüm bu niteliklerle eşsizsiniz”.
Onlarla konuşurken fark ettim ki hak, hukuk ve adaletin şemsiyesi altında, güvenilir bir ülkede yaşamak hem mutluluğu hem başarıyı getiriyor. Yeter ki yöneticiler dürüst olsun, çalmasın, gerçekten vatanı sevsin, önceliği doğruluk ve şeffaflık olsun. Yolunu bilim ve liyakat aydınlatsın.
Doğru yöneticileri seçmeyi başardığımızda, yeniden Cumhuriyet ayarlarına döneceğiz ve Atatürk ilkelerinin aydınlattığı o muhteşem yolda, çağdaş dünya vatandaşları gibi, biz de mutluluğa kavuşacağız.
