İKNA KABİLİYETİ

Siz Dr. Paul Joseph Geobbels adını hatırlar mısınız? Kabiliyet olarak bu karaktere hayranım. Kitleleri kara olan bir şeyi ak olduğuna inandırmada, değişik ikna yolları seçen güçlü bir karakter. 29 Ekim 1897 doğumlu ve Almaya’nın Hitler döneminde politik olarak Nazi Almanyası’nın ikinci şansölyesi olarak öne çıkan bir ismi. Adolph Hitler’in en yakın ve sadık dostu olan Goebbels, Almanya’da çeşitli üniversitelerde, Bonn, Würzburg, Freiburg ve Munich Üniversitelerinde edebiyat ve tarih okur.
Heidelberg Üniversitesi’nde ise roman yazarı Wilhelm von Schütz’ün hayatı üzerine doktora yapar. Joseph Geobbels yarı Yahudi bir Alman olarak 1923 yılında milliyetçi halk hareketine katılır. Johanna Maria Magdelena ile evlenerek Geobbels, bu sayede Hitler ile tanışır. Hitler hem Magda hem Joseph hem de çocukları ile yakından ilgilenmektedir. MAGDA, yani Geobbels’in eşinin, Hitler ile yakın ve anlaşılmayan bir bağ ile bağlı olduğunu yazar tarihçiler. Öyle ki Magda’nın 7 çocuğunun isimlerinin baş harfleri hep H harfi ile başlar. Bunlardan Geobbels’den olan 6 çocuğu HELGA, HİLDE, HELMUTH, HOLDE, HEDDA ve HEİDE’dir. İlk eşinden olan oğlunun adı da Harald olarak bilinir.
Geobbels iş hayatının ilk yıllarında, ülke içinde yayınlanmaya başlayan ‘Halkın Özgürlüğü’ anlamına gelen ‘Völkishe Freiheit’ gazetesinin yayın yönetmenliğine getirilir. 1925 senesinde ise NAZİ Partisi’ne kayıt olur. Kendisine 22 kayıt numarası verilir. 1926 senesinde ise Nationalsozialistische Breife adlı gazetenin genel yayın yönetmenliğine getirilir. 1928 yılında hızlı yükselişi ile parlamentoya ‘ Reichstag’a dahil olur. Bu arada propaganda sorumluluğu görevi Geobbels’e verilir. Propaganda bakanı olduğunda, ilk işi NAZİ karşıtı Yahudi yazarların yazdığı 20 binden fazla kitapları toplatarak, BERLİN’de BEBEL Meydanı’nda yaktırmak olur.
Hitler’in Mein Kampf, ‘benim kavgam’ adlı kitabını da bu dönemde okuduğunu söyler tarihçiler.
‘Benim Kavgam’ adlı kitapta HİTLER’in ‘Yahudi Marksizm’ doktrinini benimsediğini düşünerek, NAZİ-SOZİ başlıklı bir broşür yayınlar. Hitler ile Münih’te büyük BEER HALLE’de buluşur ve halka yaptığı konuşmayı Hitler çok beğenir ve Geobbels, Hitler’e tam bağlılığını bu mekanda ilan eder.
Geobbels’in başka kadınlarla olan ilişkisi, MAGDA tarafından Hitler’e duyurulunca, Hitler’in Geobbels’e daha mutedil ve aileye bağlı kalmasını tavsiye ettiği bilinmekte. Ancak propaganda konusunda çok güçlü olan Geobbels’in özel hayatındaki hareketlerinin kısıtlanması girişimi konusunda, Hitler’in telkinlerinin yeterli olmadığını bilmekteyiz. Hatta artist Lida Baarova ile ilişkisi, MAGDA tarafından öğrenilince, onun da Kurt Lüdeke ve sonra Karl Hanke adlı siyasilerle yakınlaşmada tereddüt etmediği bir gerçektir.
MAGDA 1930’lu senelerde ve 2.Dünya Savaşı sürecinde Berlin’deki HİTLER’in Führerbunker’e taşınmış, süreç içinde HİTLER’in intiharından önce 6 çocuğunu da potasyum siyanürle zehirleyerek öldürmüştür. Geobbels’in, Hitler’in intiharı sonrası, MAGDA’yı öldürmüş olduğu bilinir ancak detay hiçbir zaman yayınlanmamıştır. Tevatür odur ki Führer Bunker’de Geobbels, Magda’yı 1 Mayıs 1945’te öldürür ve sonra intihar eder.
Aslında HİTLER, siyasi hayatın boyunca, bütün rakiplerini, Geobbels’i kullanarak ya bertaraf etmiş ya da hapse konulmasını sağlamıştır. Hatta Hitler’in, rekabete tahammül edemeyecek derecede hırslı, ezici bir intikam duygusuna sahip olduğunu bilmekteyiz. Bunları yaparken de ülkede saf Alman ırkı tesis etmek için Yahudileri konsantrasyon kamplarında toplayıp, topluca imha ettirmesi, insanlık adına bardaktaki son damla olduğunu görmekteyiz. Polonya’da bulunan AUSCHWİTZ toplama kampını gezerken insanlığımdan utanmıştım. Hele çocuk yaştaki Yahudilerin yok edilme yöntemlerini rehber anlatırken, dinleyenlerdeki hüznü görmek gerekirdi.
Aslında şu da bir gerçektir ki Adolph Hitler aslen Alman değil AVUSTURYA’lıdır.
Ülkemde de yakın tarihimizde ülkeyi yöneten iktidarın propagandasını yaparak, KARA’yı AK olarak göstermeye çalışan bir kurumu ve onun icraatını izlerken, aklıma hep 1930’lu senelerde NAZİ Almanyası’nda Geobbels’in uyguladığı algı taktiklerini hatırlamaktayım.
Ülkelerin tarihine bakınız, asırlarca neler yaşanmış, kimler erki eline almış ve neler yapmış, hangisi ne ile anılmış, gizli saklı herhangi bir konu tarihin tozlu gizli sayfalarında saklanabilmiş mi? Kimler ülkelerini medeniyetin basamaklarında bırakmış, kimler üst seviyelere taşımış, hepimiz bilmekteyiz. Kimler devrimler yapıp ülkesini kalkındırmış, yaşamı sürecinde 46 ağır sanayi fabrikasına imza koymuş, ömrü sürecinde 4000’den fazla kitap okumuş? Kimler kaybolan bir imparatorluğun bütün borçlarını ödemiş, bir arada durup göklere bakarak, ‘İstikbal Göklerdedir’ kim demiş?
İstanbul’da ilan panolarında bugünlerde, üzerinde ATATÜRK’ün göklere bakarak verdiği pozu kullanan, kendisinin ekonomist olduğunu söyleyerek ekonomiyi çökerten, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet ÖZER’in sloganını tutup kendi sloganı gibi yazdıran, ‘İsimlerimiz Değişik Olsa da Soy Adımız TÜRKİYE’yi intihal eden böyle bir propaganda aklına, aşina değiliz diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
