İnsanlığın Son Mutasyonu: Bilinçsiz Akıl ve Merhametsiz Gelişim

İnsanı diğer varlıklardan ayıran ve onu hem bireysel hem toplumsal olarak yücelten, ahlaki, duygusal ve zihinsel özelliklerdir. Bunlar insan olmanın özünü oluşturur. Bazı temel insani değerler şunlardır:
Sevgi: Koşulsuzca başkasını önemseme.
Merhamet: Acı çeken birine karşı duyulan içten şefkat ve yardım etme isteği.
Adalet: Hakkaniyetli ve dengeli davranma.
Saygı: Başkasının varlığını, haklarını ve sınırlarını tanıma.
Sorumluluk: Davranışlarının ve kararlarının sonuçlarını üstlenme bilinci.
Doğruluk: Gerçekle uyumlu ve dürüst olma hali.
Barış: Hem içsel huzur hem de toplumsal uyum arayışı.
Özgürlük: Kendi iradesiyle düşünme, eyleme ve yaşama hakkı.
Empati: Başkasının duygularını ve deneyimlerini anlamaya çalışma.
İnsan çok fazla gelişirse ne olur? sorusuna iki yönlü bakabiliriz:
Eğer insan gelişimini bilgelikle, yani içsel değerlerle birlikte sürdürürse:
Daha adil, daha empatik, daha özgür ve daha anlamlı bir varoluş yaşar.
Kendiyle ve doğayla uyum içinde olur.
Toplumsal sorunlara çözüm üretir.
Evrensel bir insanlık bilincine ulaşabilir (örneğin Mevlânâ'nın, Yunus'un, Gandhi'nin temsil ettiği türden bir insanlık).
Eğer insan gelişimini sadece akıl, teknoloji, güç veya çıkar yönünde sürdürürse ama değerlerden uzaklaşırsa:
Kibir artar, doğaya ve diğer insanlara hükmetme arzusu büyür.
Ahlaki yozlaşma başlar, çünkü araçlar amaçların önüne geçer.
Yalnızlık ve yabancılaşma derinleşir (modern bireyin en büyük sorunlarından biri).
İnsan, kendi yarattığı gücün kölesi haline gelebilir Para, iş, yapay zekâ, silah teknolojileri, tüketim hırsı…
İnsan çok fazla gelişirse, yöneldiği şeye göre ya insan olur ya da insanlığını kaybeder.Gerçek gelişme, dışsal bilgi ve güçle birlikte içsel değerlerle de dengelenirse anlamlıdır.Aksi hâlde, teknik olarak gelişmiş ama duygusal ve etik olarak çorak bir varlık ortaya çıkar.
İbn Haldun şöyle der:
"İnsan medeniyet kurar ama medeniyet de insanı kurar; biri yozlaşırsa diğeri de yozlaşır."
İnsan beden olarak değişmese de virüsler ve farklı istek ve düşünceler nedeniyle doğasından saparak bir yerde mutasyona uğruyor. Bunun sonucu insan bedeni ortadan kalkar mı yoksa doğal gidişata uygun yaşama mı dönülür yaşayanlar görecek. Peygamberimiz orta yolu tutunuz tavsiyesinde bulunmuş.
İnsan aşırı gelişirse ne olur?
Doğadan kopar, İçsel değerlerde, duygularda zayıflama başlar, ekonomik zenginlik ve getirdiği teknolojiyle şişen bir benlik gelişir ve bu merhametsiz güç olarak çevresine yayılır. Yapay zekâ, yapay duygular ve yapay ilişkiler sonucu yediğinden içtiğinden ve cinselliğinden tat almamaya başlar. Çevresinde insan kalmaz ve mekanikleşir. Doğasına, ulusuna, milletine, ailesine ve benliğine yabancı Bir mahluk olarak korku içinde sağa sola saldırarak ölmek ister. Bir yerde kuduz olmuş köpek denebilir.
Bu Dönüşüm bir mutasyon mudur? Evet diyebiliriz, ancak şu farkla: Bu doğal bir mutasyon değil, insanın kendi eliyle, kendi değerlerine karşı yarattığı bir kültürel mutasyondur. Bu mutasyon genetik değil, etik, duygusal ve düşünsel düzeydedir.Bedeni değil.
Güneş sisteminin bir turu karşılığında insan ömrü 8 saniye sürüyormuş. Dünya liderlerinin ve para imparatorlarının durumları sizi korkutmasın. Yeni yaşam alanları oluşmaktadır. İnsanın bilinç ışığı bu tür parlamaların altında yatanı bilmekte ve oluşu gözlemlemektedir.
İnsanoğlu bedensel ve düşünsel evrimi ile mağaradan uzayda yaşam çağına ayak basmıştır. Bilimin teknolojiye evrilmesi ve buna bağlı pazar ve hammadde arayışı son yüzyılın savaşlarına neden olmuş, bu hızlı değişim ve dönüşüme insanoğlu ayak uyduramadığından bireyselleşip bu teknolojinin neferi olmuştur.
Yukarıda ifade edilen mutasyonun geliştiği ancak bu durumun sürdürüle bilir olmadığı, insanların birbirinin sevgi ve nefesine muhtaç olduğu, bunun da çevresi ile birlikte doğasına uygun yaşamla gerçekleşebileceği bu nedenle aramızda selamı yayarak yapıcı niyet duygularımızla model insan olarak yaşamımız insanlığa gelecek olacağımızın, tükettiğimizin kirlettiğimizin kendi geleceğimiz olduğunun bilinciyle minumum tüketim maksimum paylaşım ile üzerinde yaşadığımız toprakların ve hayatın, birbirimizin kıymetini bilelim bildirelim. Bir de bakmışız ki yaşadığınız yer cennet bahçesi olmuş.
