ANAFOR

YAYINLAMA: 22 Ekim 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 21 Ekim 2025 / 16.14

Bugün ülkemizin içinde bulunduğu duruma sadece bir gurup insanın dikkat etmesi yetmez, bütün vatandaşların günlük yaşamda oluşan konulara dikkatli olması gerek. Bir tuzak içine düşme ihtimalimizin çok yüksek olduğu bir dönemden geçmekteyiz. O kadar çok fazla ihtimallerin var olduğu bir dönemi yaşamaktayız ki, bir benzerini Osmanlı devleti zamanında bile görülmediğine inanmaktayım. Bir anaforun içinde olduğumuzu düşünmekteyim. Hani girdaba girersiniz, oradan çıkmak için boşa çaba sarf edersiniz ya, işte böyle hissetmekteyim kendimi. Bir düşman stratejisi, ülkemizde hüküm sürmekte.

Düzenli bir ordunun harp stratejisi çok önemlidir. Düzenli bir ordu eşkıya ile savaştığı zaman, karşısındaki düşmanı düzenli bir ordu gibi düşünmesi yanlış olur. Eğer düşman vur kaç taktiği ile sizi yıpratmak eylemi yapıyorsa, buna düzenli ordu mantığı ile cevap vermeniz doğru olmayabilir. Düzenli ordunun eşkiya mantığı ile savaşmasını da pek düşünemiyorum. Eşkıyayı yöneten Amerika, eşkıya mantığı ile idare ettiğini düşünmekteyim. Amerika, Vietnam’da, Kızıl Kmerler çetesine düzenli ordu mantığı ile 7 sene savaş vermiş, sonunda Vietnam batağında acı bir deneyim kazanmıştı. 

Güneydoğu’da, müttefik diye yıllardır kendimizi kandırdığımız Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’ye karşı olan eşkıyayı yönetmekte. Belli ki bir eşkıya mantığı ile yönetmekte, bunu kimse de bilmemekte. Halka ekrandan, konuyu saptırarak, algı yönetilmesini hicapla izlemekteyiz. Bilinç altı doldurulmuş halk, trene bakar gibi bakmakta olaylara. Emekli birkaç general, birkaç siyasi ve özel seçilmiş gazetecilerin, aynı konuları tekrar tekrar temcit duası gibi ekranlarda konuşmasını dinlemekteyiz günlerce. 

Dikkat edin, konuşmalar, 5 TEPE’deki memurlar tarafından hazırlanmış cümleler. Aslında böyle programlarla toplumu oyalamakta yönetim. Ekranda böyle meselelerin konuşulması bile bana çok yanlış gelmekte. Ülkemizdeki insanların düşüncelerinin ulu orta masaya konulması bile yanlıştır.  Halkın, suni gündemlerle meşgul edildiğine inancım tamdır. ANA gündem olan Halkın yoksullaşmaya mahkum edilmesinin gizlenmesine bir kılıf olarak görmekteyim. Ülkemizin milli geliri halktan ziyade küçük bir zümreye dağıtılmakta. Milli gelirin yaklaşık %66’sını nüfusun yaklaşık %12’sini teşkil eden zengin kesime akmakta. Bakiye kısmı  %78 teşkil eden orta ve yoksul kesim tarafından paylaşılmakta. Adalet bu mu?

Yıllar önce, Avrupa Birliği’nden Sorumlu bir Devlet Bakanı’nın, American Enterprice adlı düşünce kulübünde yaptığı konuşmada dile getirdiği şu cümleyi hatırlar mısınız: ‘’Bu adamı süpürmeyin, bu adamı kullanın’ demişti. ‘’Use him and do not sweep him’’ cümlesine kimse tepki göstermedi. Bu cümlelerin ülkemizin, o tarihteki Başvekili hakkında söylenmesini kabul etmek mümkün değil. Daha sonra söyleyen BAĞIŞ, ÇEK Cumhuriyeti’ne Sefir olarak atandı. 

Kendisini baş komutan olarak gören insanların, askerlikten anlamasını bekleyemeyiz. Böyle durumlarda Julius Caesar gibi veya Adolph Hitler’ gibi akıbetler kaçınılmazdır. Birçok siyasinin yanlış sürdürdüğü politikaların neticesinde, halk için olumsuz neticeler beklenir. Ve de bütün halkın bundan olumsuz etkilenmesi önlenemez. Bugün böyle bir durumla karşı karşıyayız. Önce bugünkü duruma nasıl geldiğimizi analiz etmemizde yarar olduğuna inanırım. 

Bakın suç örgütü makinası bir adama biçtikleri ceza: 704 yıl. İftira attığı insanlar tutuklu, suç makinası elini kolunu sallayarak gezmekte. Hep aklıma Altan Erbulak’ın sahneye koyduğu Aziz Nesin’in bir eseri gelir: ‘Memleketin Birinde Hoptirinam’.  Bu esere baygınımdır. Mealen konusu şöyledir:  Sarayı koruyanlar deh demişler, çüş demişler eşeği yerinden oynatamamışlar. Padişaha konuyu anlatıp eşeğin huzura gelmeyi dilediğini söylemişler. Padişah kabul edince, eşeği getirmişler huzura. ‘Nişan’ istediğini söylemiş eşek, huzurda. Padişah kükremiş; “İnek eti ile, sütü ile, derisi ve gübresi ile verir hizmet, katır desen savaşta taşır yük, vatana eder hizmet, A eşek sen ne iş gördün ki istersin NİŞAN?” 

Eşek atılır, “Aman padişahım, benim gibi binlerce eşek kulun olmasaydı, sen hiç tahtta oturup saltanat sürebilir miydin? Dua et biz eşek kullarına, biz var olduğumuzdan, sen böyle saltanat sürmektesin’ der.  

Eğer bugüne kadar hep aldatılmışsanız, hep yalana inanmışsanız, hep hata yapmışsanız, yapacağınız ilk hamlede de hata yapmayacağınıza toplum nasıl inanacak? Bunu sorgulamak bana düşmez amma ben, ailem, çocuklarım, hatta torunlarım bu ülkede yaşamakta. Şu sözü hala unutamıyorum: ‘’ İstanbul’a ihanet etmişiz’’ cümlesinden yola çıkarak, daha başka nelere ihanet edildiğini, toplumdan saklamaktalar, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

ANAFOR
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *