ANASAYFA arrow right Spor

Spor yazarlarından Beşiktaş-Antep maçı yorumu

Spor yazarlarından Beşiktaş-Antep maçı yorumu
YAYINLAMA: 11 Mart 2025 / 11.39
GÜNCELLEME: 11 Mart 2025 / 11.39

Spor yazarları, Beşiktaş-Gaziantep FK maçını yorumladı: "'Neticeye dayalı övgü’ yaklaşımı bir mağlubiyet daha aldı"

Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'de 27. haftanın kapanış maçında konuk ettiği Gaziantep FK'ye 2-1 yenildi. Spor yazarları, köşelerinde müsabakayı değerlendirdi.

Spor yazarları, Beşiktaş-Gaziantep FK maçını yorumladı: ve "Neticeye dayalı övgü’ yaklaşımı bir mağlubiyet daha aldı"

Ali Gültiken: İlk yarıyı Beşiktaş skor olarak 1-0 önde bitirse de toplam kaleyi tutan şut adedinde Gaziantep daha öndeydi. İkinci yarı skorun da verdiği avantajla siyah-beyazlılar çok yükseltmeden devam eden temposuyla, oyun kontrolüyle bu yarıyı oynamayı düşündü. Fakat futbolda duran toplar çok büyük bir silah. Doğru kullanıldığında etkili sonuçlar alınabiliyor. Gaziantep, Maxim'in ortası Arda'nın becerili vuruşuyla bir anda maça ortak oldu. Aslında maç başından beri oyuna ortak olma düşüncesini skora yansıttı. Antep'in 10 kişi kalmış olması Beşiktaş adına büyük bir avantaj yaratır beklentisi de kalesinde gördüğü ikinci golle Tüpraş Stadı'nın çimlerine gömüldü. Beşiktaş'ı son haftalarda farklı kılan şey, gösterdiği geri dönüşlerdi. Antep karşısında avantajı yakaladıktan sonra rakibinin bunu yapmasına müsaade etmiş olması büyük hayal kırıklığı oldu. (Sabah)

Asena Özkan: Bir hakem istese doksan dakikayı böylesine organize şekilde eline, yüzüne bulaştıramaz. Hakemlerin tutumlarının ‘normal’ olduğunu söyleyene ise ‘nanik’ yapar, bir de ‘Hadi oradan, yeme bizi’ derim! Penaltı golüyle Gaziantep karşısında öne geçen Beşiktaş, ikinci golü bulamayınca her türlü sürprize hazırlıklıydık. Alex Oxlade Chamberlain’in gereksiz faulünde duran toptan Arda Kızıldağ ile eşitliği sağlayan konuk Gaziantep, daha sonra da Beşiktaş defansının şaşkın bakışları altında skoru belirleyen sayıyı kaydetti. Furkan Soyalp 5 savunma oyuncusunun arasında golünü attı ve skoru ilan etti. Hakem Zorbay küçük faciaydı da Beşiktaş iyi miydi? Aslına bakarsanız maçın başında son dönemdeki baskıyı, rakibi kendi alanına hapsetmeyi kanıksattıran Beşiktaş’ı izledik ama sorun yine aynıydı. Kanatlar sınırlı çalışıyor, ileri uçta ise tamamen hayal kırıklığı… Ceza alanı içine yapılan ortaları değerlendirecek tek eleman yok. Ciro Immobile arada penaltıdan gol atıyor ama daha çok konuşuyor, kimi zaman kendi kendine söyleniyor, çoğu kez de hakeme dikleniyor. Bir başörtüsü taksa golcü değil ama inanılmaz başarılı çaçaron olup çıkar. Çok fazla top kaybı ve bazı oyuncuların konsantrasyon eksikliği kaçınılmaz olanak yenilgiyi getirdi. Oysa alıştırmışlardı bir süredir sürekli kazanmaya. Futbolun cilvesi de bu. Başta da söylediğim gibi bu kez (nadiren) olumlu tarafından bakıyorum. Beşiktaş’ın borçlarının büyük bölümünden kurtulması; şampiyonluklardan, kupalardan çok daha önem arz ediyor. Gaziantep maçı 3 gün sonra unutulacak ama borçlar baki… (T24)

Ömer Üründül: Haftalardır yürüyerek oynayan İmmobile, biraz kıpırdanmış gibi gözükse de çok etkisizdi. 77. dakikada rakip 10 kişi kaldı. Beşiktaş bütün riskleri almaya başladı. Ama Solskjaer'in çok oyuncu değiştirmesiyle düzen bozulunca yoğun baskıda pozisyon bulamadığı gibi bir de gol yiyerek önemli bir üç puan kaybetti. Bu da teknik adam hatasıydı. Bu sonuç Solskjaer için soğuk bir duş etkisi yarattı. Ama son derece olumsuz giden bir takıma kısa sürede yaptığı olumlu dokunuşları göz ardı etmemek lazım. Son paragrafı Selçuk İnan'a ayırmak istiyorum... Elindeki kapasitesi sınırlı kadroyla sahada savaşan bir takım oluşturdu. Bu da takdir edilmesi gereken bir durum. (Sabah)

Güntekin Onay: Beşiktaş, akıcı ve hareketli başladığı maçta ilk yarının büyük bölümünde üstün bir futbol sergilese de kaleye çok az şut attı ve tek isabetli şutu olan penaltıdan İmmobile ile golü buldu. Solskjaer’in takımı kesinlikle atakları bir şekilde sonuçlandırmalı. Aksi takdirde çok fazla geriye koşmak durumunda kalıyor. Ayrıca duran toplarda da herhangi çalışılmış bir organizasyon göremiyoruz. İkinci yarıda düşen tempo ve Gaziantep’in duran toptan bulduğu beraberlik golünün ardından siyah beyazlılar, rakibinin sert, kalabalık ve dirençli savunmasını çözemedi. Dikkat edin Beşiktaş, sert ve agresif rakipler karşısında bu sezon çaresiz kalıyor. Oyuncu grubu isyankar değil, takım çok yumuşak. (Hürriyet)

Fatih Doğan: Beşiktaş'ta barış rüzgarları esmeye, saha dışında ve içinde işler yoluna girmeye başlamıştı ki Gaziantep ve Galatasaray maçları öncesi camianın hassas noktalarına dokunuldu. Tesadüf müdür bilmem ama TFF ve MHK, hakem kararları üzerinden siyah-beyazlı camianın sinir uçlarına bastı. Resmi açıklama yapmadan Gaziantep maçından iki gün önce "Beşiktaş-G.Saray derbisine yabancı getirilmeyecek. G.Saray-F.Bahçe maçı öncesindeki gibi "gerilim-kaos" oluşmadı" tavrını ortaya koydu. Bu karar ve tavır, derbi öncesi gerilimden ziyade "Yabancı hakem isteriz" diyen Beşiktaş ve Trabzonspor taraftarına "Sizi, iki rakibinizin gerisinde tutuyorum" demek olarak algılandı. Nereden mi biliyorum... Dün Dolmabahçe'de "Derbiye Türk hakem istemiyoruz" diyen ve hakem Zorbay Küçük'e öfke kusan tribünlerden... TFF yönetimi bilerek ya da bilmeyerek bu kararıyla Beşiktaş tribünlerini provoke etmektedir. Bir nevi "Derbinize yabancı istiyorsanız F.Bahçe ve G.Saray gibi kaos çıkartın" demektedir! Asıl tehlike budur. (Sabah)

Uğur Meleke: Dün maç öncesi Norveçli teknik adam Solskjaer, futbolla ilgili güzel bir tanımlama yaptı: “Futbol problem yaratma ve problem çözme oyunu” dedi Bein mikrofonlarına. Futbol gerçekten problem çıkarma ve problem çözme işi. Solskjaer, son bir ayda Oxlade’i derin oyun kurucu rolünde kullanarak rakiplerine önemli bir problem yaratmıştı. Oxlade birinci-ikinci bölge bağlantısını şahane kuruyor, Beşiktaş’ı geriden pasla akılcı biçimde öne taşıyordu. Ancak her sorunun da bir çözüm arayışı oluyor haliyle. Selçuk İnan dün genç Kozlowski’yi ikinci santrfor gibi konumlandırdı ancak topsuz oyunda da Chamberlain’la eşleştirdi. Dinamik Kozlowski, Oxlade’in pas kanallarını kapadı. İngiliz orta saha oyuncusu ilk devreyi yalnızca 11 isabetli pasla, 4 top kaybıyla tamamladı. 60’ıncı dakikada da yorulan Oxlade’in Kozlowski’ye yaptığı faul sonucu Gaziantep’in ilk golü geldi zaten. (Hürriyet)

Cem Dizdar: Sakin kalan Antep düzenini bozmazken gelişigüzel hücumlarla sonuca gitmeye çalışan Beşiktaş, savunma dağınıklığına çözüm bulamayınca ikinci golü de yedi. Maç bitti ve ‘Neticeye dayalı övgü’ yaklaşımı bir mağlubiyet daha aldı! Lakin kendi ihtiyaçlarından çok diğerlerinin yapamadıklarından beslenen kültürü ‘Bilgi, çalışma, ilerleme’ paradigmasına ikna etmek imkansız değilse de çok zor. Beşiktaş bu sezonu geleceğe hazırlık olarak görebilir ve buna uygun çalışırsa doğru yola girer. Fakat sonuçlara bağlı olarak, ’Bununla da olmadı’ denirse başa sarmak kaçınılmazdır. (Fanatik)

Deniz Çoban: Beşiktaş - Gaziantep FK maçının hakemi Zorbay Küçük açısından başarısız bir karşılaşma oldu. Küçük, 90 dakika boyunca kritik kararlarda hatalar yaptı. Özellikle kartlarını zamanında kullanamadı. 29. dakikada Bruno ceza sahasında Rafa Silva’yı düşürünce hakem doğru bir penaltı düdüğü çaldı. Bruno kayarak yaptığı müdahalede başarılı olamadı ve rakibini eliyle adeta süpürerek düşürdü. Burada top için bir mücadele yoktu. Hakemin de burada kararı sarı değil, kırmızı olmalıydı. 57’de Ogün, rakibine yaptığı kontrolsüz faul sonrası ikinci sarı karttan kırmızı kart görmeliydi. Pozisyonda umut vaat eden ataktan da söz edilebilir. Hakem oralı olmayınca Selçuk İnan, Ogün’ü hemen oyundan aldı. Golün iptali doğruydu 66. dakikada Sorescu ve Emirhan gerginliğinde çıkan karşılıklı sarı kartlar doğruydu. Sarı karttan sonra hakemi alkışlayan Sorescu, ikinci sarı kartla atılmalıydı. Ama hakem atmadı. 56. dakikada Boateng’in golünün iptali ve 77. dakikada Bruno’nun gördüğü ikinci sarı karttan kırmızı kart, hakemin doğru kararlarıydı. (Fanatik)

Ercan Taner: Viana’nın kırmızı kart görmesinden sonra bütün mesele Beşiktaş’ın bu avantajı nasıl kullanacağını göstermesiydi. En büyük handikap kalan sürenin az olmasıydı ve Gaziantep bu süreyi çok yavaş hareket ederek geçirmeyi başarıyordu. Beşiktaş savunması bir an için oyundan düşünce gol konuk takımından Furkan ile gelmişti. Beşiktaş’ın uzun süre sonra yenik oynamaya başladığını tekrar gördük. İşin gerçeği rakip takımların savunma dengesini bir tek Rafa Silva bozabiliyor. Bu da gol sayısının artmasını büyük ölçüde zora sokuyor. Bu takımın içinde değişecek oyuncu sayısı çok fazla. Bu oyuncuların içinde santrfor bence birinci sırada... (Sözcü) t24

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *