Tarikat ve cemaatlerin yargıyı örümcek ağı gibi sardığını söyleyen Gaziantep Baro Başkanı Avukat Bektaş Şarklı, “Adliyede Hak-Yol denilen bir tarikatın etkili olduğunu söyleniyor. 15 Temmuz’u yaşayan bir ülke tarikat ve cemaatlere prim vermemeli. FETÖ’den boşalan alanları başka tarikat ve cemaatler doldurdu” uyarısında bulundu.
Tarikatların ve cemaatlerin kendi aralarında rekabet ettiğini görüyoruz
Şarklı, “Yargıda tarikatlaşma ve cemaatleşmenin en olumsuz örneğini 15 Temmuz’da yaşadık. Bir adamın talimatı ile insanlar hakkında soruşturma açılıyorsa ve cezalar veriliyorsa bu yargıdan ne bekleyebilirsiniz? Çok rahat bir şekilde istenilen kişi hakkında sahte delil üretilir, malına el koyar, gün yüzü göstermez, ticari itibarını yerle bir edersiniz. 15 Temmuz’dan çok ders aldığımız söylenemez. Günümüzde tarikatların ve cemaatlerin daha da güçlendiğini ve kendi aralarında rekabet ettiğini görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Hakim ve savcı alımları liyakate göre alınmıyor
Siyasetin yargının içerisinde olduğunu anlatan Şarklı, “Gerçek anlamda hâkim ve savcılık yapacak insanları aramıyorsanız, mağduriyet üzerinden tekrar elinize güç geçtiğinde bunları başkalarına zulüm aracı olarak görüyorsanız, o zaman yargı mekanizmasında kendi kadronuzu oluşturmaya çalışırsınız. Derdiniz, hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını getirmek değilse, o zaman kadrolarda siyaseten size yakın insanlar olacak. Bu siyasete yakın kadroların içerisinde de tarikat, cemaat ve değişik menfaat gruplarının önerdiği insanlar yer alacak. Dolayısıyla hâkim ve savcı alımları liyakate göre yapılmıyor, mülakatta torpil, adam kayırma yapılıyor” dedi.
İnsanlar özgürce eleştirebilmeli
“83 milyonun hepsi sanık konumunda potansiyel adliye müşterisi” ifadelerini kullanan Başkan Şarklı, “Sosyal medyadan yaptığınız bir paylaşım yüzünden çok rahat bir şekilde bir savcı tarafından soruşturma açılabiliyor, dava konusu olabiliyor ve ceza almanıza sebep olabiliyor. Cumhurbaşkanı tarafsız değil. Cumhurbaşkanı bir siyasi partinin genel başkanı olduğunu söyleyen ve her önüne gelene de hakaret edebilen bir insan. Buna tepki gösteren diğer partililerin gençlerinin de geleceğini karartıyorsunuz. Yargı, ne Recep Tayyip Erdoğan bir şiir okudu diye tutuklama kararı vermeli ne de Cumhurbaşkanı’nı eleştirenlere ceza vermeli. İnsanlar özgürce eleştirebilmeli” ifadelerini kullandı. Hüseyin Karataş