Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, Türkiye'nin bir kriz sarmalına girme ihtimalinin olduğunu belirterek, "2019 yılında TL faizleri yüksek seviyede kalmış ama dikkat ederseniz kriz yeni başlamıştı. Oysa şimdi TL faizlerinde de artış oluyor ama özel sektör zaten büyük bir bunalım içinden geliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bugünkü yazısında kamuda ve özel sektördeki döviz cinsinden borçlara dikkat çeken Kahveci'nin yazısı şöyle:
"Büyük çöküş, büyük bunalım ya da kriz + bunalım toplamında ekonomik buhran.
Aslında benim beklentim kriz+bunalım toplamında bir ekonomik buhran şeklindeydi. Ama işler değişti...
Şu cümleyi çok kullanmıştım: Günü kurtarma adına bugünün 3 liralık faydasına karşılık yarının 300 lira maliyet ödemesini hep göze alıyoruz.
Ve hep o faturalar ödeniyor.
Günü kurtarma adına yanlış politikalar yarın daha büyük faturalar olarak hep karşımıza çıkıyor. Ve milleti ödetmek zorunda bırakıyoruz.
1997 Tayland kaynaklı Uzakdoğu krizi çıktığında dalgalar Malezya’ya da ulaşmıştı. Mahathir Muhammed sürekli Soros’un saldırısına maruz kaldığını söylerdi. Koca devlete 90’lı yıllarda akan yabancı sermayeyi görmezden gelip, krizi Soros üzerinden dış düşmanlara yıkardı.
Ama sonra bütün rakamlar gösterdi ki, dolar alanlar meğerse Mahathir Muhammed iktidarında siyasi destekle zengin olan bir avuç özel Malezyalılarmış.
Yalanla peynir gemisi yürümedi elbette. Malezya krizi bizim için de önemli bir ders niteliğindedir.
Şimdi size iki rakam vereceğim:
2001 krizi ile gizlenen kamu borçlarının açığa çıkartılması ile 2002 yılında kamu içdış borç yükü 256,8 milyar lira ile GSYH’nın yüzde 71,5’ine ulaşmıştı.
Bugün kamu borç stoku 1 trilyon 721 milyar liradır (Temmuz 2020). Son bir yıllık GSYH toplamına oranı ise yüzde 38,4 ile 2002 yılının nerede ise yarısındadır. Ekonomi yönetimi de ısrarla borç stokunun düşüklüğünü ileri sürmektedir.
Unutmayın: 2018 yılı sonunda kamu borç stokunun GSYH’ya oranı yüzde 28,7 seviyesindeydi. Dikkat ederseniz sadece1,5 yılda kamu borç stokundaki GSYH oran artışı 10 puan oldu. Bu çok hızlı bir borç sarmalıdır.
Ama asıl sorun bu da değildir.
2002 yılında özel sektör iç borç kredi stoku 40,7 milyar liraydı. Yani özel sektörün iç borç stoku GSYH’nın sadece yüzde 11,3’ü ediyordu. Şimdi ise özel sektörün iç borç kredi stoku 3 trilyon 245 milyar lira ile GSYH’nın yüzde 72,4’üne karşılık gelmektedir.
Ayrıca özel sektörün 2002 sonunda sadece 43 milyar dolar dış borcu bulunurken, bugün dış borçları 253,4 milyar dolar seviyesindedir. Son kur üzerinden bu değer 1 trilyon 850 milyar TL etmektedir.
Gelin hesabı şu şekilde toplu verelim:
2002 yılında kamu+özel iç ve dış borçlar toplamı 364,5 milyar lira ile 359,4 milyar liralık GSYH değerine eşitti. Bugün ise özel ve kamu kesiminin iç ve dış borçlarının toplamı 6 trilyon 815 milyar lira ile GSYH’nın yüzde 152,1’ine karşılık gelmektedir.
Bu sefer özel sektör büyük borç sarmalındadır ve kamu kesimini kurtaracak kaynak imkânı yoktur.