Çağın yeni hastalığı olan ve “internetten hastalık arama hastalığı” olarak tanımlanan siberkondri, akademik bir araştırmanın konusu oldu.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal ve Sağlık Çalışanı Yücel Ekinci, "Yeni Medya Çağında Kuşakların Siberkondri Düzeyleri ile Sağlık Okuryazarlığı İlişkisi" ve "İstanbul İli Kuşakların Siberkondri ve Sağlık Okuryazarlığı Haritası" araştırmaları gerçekleştirildi.
Ünal, araştırmada çağın yeni hastalığı olarak tanımlanan siberkondri "internetten hastalık arama hastalığı" konusunu ele aldıklarını söyledi ve şöyle devam etti:
"Araştırmada İstanbul'da yaşayan 18-75 yaş arası kuşakların demografik özellikleri yönünden siberkondri düzeyleri ile sağlık okuryazarlığı düzeylerinin hangi seviyede olduğunun tespit edilmesi ve aralarında anlamlı bir ilişki olup olmadığının araştırılması hedeflendi. Çalışma, ülkemizde sağlık okuryazarlığı ile siberkondri ilişkisine yönelik ilk çalışma olması yönüyle de önem arz ediyor."
1196 kişi katıldı
Araştırmaya İstanbul'un 39 ilçesinden bin 196 kişi katıldı. Kadın katılımcı sayısı yüzde 51, erkek katılımcı sayısı ise yüzde 49 olan araştırmaya, 1946-1964 yılları arasında doğan Baby Boomer kuşağından 37 kişi, 1965-1979 yılları arasında doğan X Kuşağından 176 kişi, 1980-1999 yılları arasında doğan Y Kuşağından 671 kişi, 2000 yılı ve sonrasında doğan Z kuşağının 18-20 yaş grubundan 151 kişi katıldı.
"İnternetten hastalık arama hastalığı" olarak tanımlanan siberkondri ile ilgili yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şöyle:
* İstanbul genelinde 18-75 yaşları arasındaki bin 196 kişinin katıldığı çalışmaya göre, kuşakların siberkondri düzeyleri karşılaştırıldığında, 2000 yılı ve sonrasında doğan Z kuşağının siberkondri seviyesi diğer kuşaklara göre 101,68 puanla en yüksek düzeyde bulundu.
* En düşük seviye ise 86,24 puanla orta seviyedeki 1946-1964 yılları arasında doğan Baby Boomer kuşağı oldu. Çalışmada siberkondri düzeyi ile sağlık okuryazarlık seviyesi arasındaki ilişki negatif bulundu. Yani sağlık okuryazarlığı seviyesi arttıkça siberkondri seviyesinin azaldığı görüldü. Sağlık okuryazarlığı seviyeleri karşılaştırıldığında, en yüksek seviye Baby Boomer yani en yaşlı kuşakta bulundu.
Z kuşağı'nda daha fazla
* Siberkondri düzeyi ile sağlık okuryazarlık seviyesi arasındaki ilişki negatif bulundu yani sağlık okuryazarlığı seviyesi arttıkça siberkondri seviyesinin azaldığı görüldü.
* 2000 yılı ve sonrasında doğan Z kuşağının siberkondri seviyesi diğer kuşaklara göre anlamlı düzeyde yüksek bulundu. En düşük seviye ise Baby Boomer kuşağında bulunmuştur. Z kuşağında siberkondrik seviye "yüksek seviye" bulunurken diğer kuşaklarda "orta seviye" bulundu.
İnternetten araştırılıyor
* Z kuşağının yüksek seviyede internette hastalık araştırma hastalığının olduğu ortaya çıktı. Z kuşağının daha çok vücuduyla ilgili açıklayamadığı bir durum fark ettiğinde onu internette birçok kez araştırdığı, aile hekimi ya da uzman doktor görüşünden ziyade internetteki bilgileri ciddiye aldığı, hastalık belirtilerini/şikayetlerini internette araştırırken, o hastalığı olan kişilerin tıbbi durumlarının, hastalık belirtilerinin ve deneyimlerinin tartışıldığı internet sitelerini ziyaret ettiği, aynı sağlık durumuyla ilgili farklı internet sitelerini birçok kere ziyaret ettiği ve rahatlayamadığı, internette hastalık araştırdığı sürede diğer çalışmalarını aksattığı ortaya çıktı.
* Kuşakların sağlık okuryazarlığı seviyeleri karşılaştırıldığında, en yüksek seviye Baby Boomer yani en yaşlı kuşakta bulundu.
Kadınlarda sağlık okuryazarlığı daha fazla
* Kuşaklarda cinsiyete göre sağlık okuryazarlığı seviyesi karşılaştırıldığında, kadınların sağlık okuryazarlığı düzeyinin "Sorunlu/Sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde"; erkeklerin sağlık okuryazarlığı düzeyinin "Yetersiz sağlık okuryazarlığı seviyesinde" bulundu. Tüm kuşaklarda kadınların sağlık okuryazarlığı seviyesinin erkelerden daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
* Kuşakların Sosyo-Ekonomik Statüsüne (SES) göre sağlık okuryazarlığı düzeyleri karşılaştırıldığında, sosyo-ekonomik statüde "üst" sınıfı temsil eden grubun sağlık okuryazarlığı düzeyi "Sorunlu/Sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde", "alt" sınıfı ve "orta" sınıfı temsil eden her iki grubun ise "Yetersiz sağlık okuryazarlığı seviyesinde" bulundu. Sağlık okuryazarlığı düzeyi eğitimle ilişkili olduğundan bireyin eğitim düzeyi arttıkça sağlık okuryazarlığı seviyesinin de arttığı ve statünün değiştiği kaydedildi.
Eğitim yükseldikçe siberkondri azalıyor
* Kuşakların eğitim durumu arttıkça siberkondri seviyesi azaldığı görüldü. Buna göre, eğitim durumu Yüksek Lisans+Doktora olanların siberkondri düzeyi diğer eğitim durumlarından anlamlı derecede düşük çıktı.
* Kuşakların eğitim durumu arttıkça sağlık okuryazarlık seviyesi arttığı ortaya çıktı.
* Kuşakların çalışma durumuna göre siberkondrik düzeyi farklılaştı.
* Kuşakların günlük internete bağlanma süresine göre siberkondrik düzeyin farklılaştığı araştırmada 1 saatten az bağlananların siberkondri seviyesi en yüksek bulundu.
* Kuşakların günlük internete bağlanma süresine göre sağlık okuryazarlığı düzeyi farklılaşmamakla birlikte, 1 saatten az bağlıyım diyenlerin "Yetersiz sağlık okuryazarlığı seviyesinde", diğer bağlanma sürelerinde ise "Sorunlu/Sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde" oldukları bulundu. İnternete günlük bağlanma sürelerinde 1 saatten az bağlıyım diyenlerin sağlık okuryazarlığı seviyesi diğer tüm bağlanma sürelerinden anlamlı derecede düşük bulundu.
“Bir an önce önlem alınmalı”
Özellikle içinde bulunduğumuz salgın döneminde evde geçirilen sürenin artmasıyla birlikte internet kullanımında artış gözlendiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, şunları söyledi:
“Bu durum, iletişim ve iş yapma şekillerinin dönüştüğü yeni medya çağında sağlık alanında oluşan yeni bir problemi gündeme getirmiştir. Diğer yandan yaşları 18 ile 5 arasında değişen tüm kuşaklarda orta seviyede bu rahatsızlığın görülmesi de tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi.
"Bu araştırma kapsamında yüzde 36.8 oranındaki bir kesimin hekim tavsiyesi dışında kendi isteğiyle ilaç kullandığını belirtmesi, yüzde 22 oranındaki bir kesimin ise tanısı koyulmamış bir hastalığının olduğunu düşünerek internette devamlı hastalık araması da sağlık alanında ayrı bir problemi gündeme getirmektedir. Her iki durumda da siberkondri düzeyinin yüksek seviyede seyretmesi bir an önce önlem alınması gerekliliğini ortaya koydu.
"Araştırmada ayrıca sağlık okuryazarlığı seviyesinin tüm kuşaklarda sınırda/sorunlu olarak bulunması, bu alanda çalışmaların “dijital sağlık okuryazarlığı” olarak güncellenerek başta Z kuşağına, ailelerine ve eğitimcilere olmak üzere tüm kuşaklara uygulanabilirliğinin sağlanması önem arz ediyor.
"İnternette ulaştığı sağlık bilgisine daha çok güvenen bir Z kuşağı geliyor. Hastalık araştırma hastalığı ölçeği kullanarak yürüttüğümüz araştırma, hastalık belirtileri/şikayetleri olduğunda internete başvuran Z kuşağının, aile hekimi ya da uzman doktordan ziyade internetteki bilgiye daha fazla güvendiğini ortaya koydu."
"E-sağlık okuryazarlığı geliştirilmeli”
Araştırmada yer alan sağlık çalışanı Yücel Ekinci ise sonuçları şöyle değerlendirdi:
“Araştırmanın sonucuna göre, herhangi bir sağlık sorununda ilk internete başvuranlarda endişenin gelişebileceği, bu bilgilere güvenip karar alma sonucunda da bu endişenin arttığını söyleyebiliriz. Bu durum, kişilerin siberkondri düzeyini yükseltebilmekte ve daha ileri durumlarda siberkondri hastalığına götürebilmektedir.
"Bu anlamda internet kullanımında bilinçli bir kullanıcı olmak önemli olduğundan e-sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi gerekiyor. İnternetten sağlık bilgisi arayan ve bu bilgilerle kendi sağlık sorunlarını gidermeye çalışan kişilere; bu yola başvurmadan önce mutlaka sağlık profesyonellerinden destek almalarını ya da bir sağlık merkezine başvurmalarını önerebiliriz."