Gıdanın stratejik bir ürün olduğunu hatırlatan Başkan Yılmaz, “Tarımda dışa bağımlıyız, ama kuraklık ile birlikte daha da bağımlı hale geleceğiz” uyarısında bulundu. “Barajların yanı sıra sulama barajlarına ağırlık verilmeli, Kanal İstanbul’a ayrılan bütçenin dörtte biri ile tüm Anadolu’yu sulayabiliriz. Bu nedenle bölgelerde sulama barajları oluşturulmalı ve suyu bir şekilde su olmayan bölgelere taşımak gerekiyor. Bunlarda baraj ve kanallar aracılığıyla olur” şeklinde konuştu.
Kuraklık inanılmaz bir boyuta ulaşmış durumda
Önümüzde ki dönemde kuraklığın çok konuşulacağını söyleyen Yılmaz, “Çünkü kuraklık inanılmaz bir boyuta ulaşmış durumdadır. Bir taraftan sel, orman yangınlarıyla uğraşırken, diğer taraftan bir damla suyun toprağa düşmediği bir dönemi yaşıyoruz. İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 20, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise yüzde 46 yağış azlığı var. Bu oranlarında mahsule olumsuz yansıması kaçınılmaz” dedi.
Kuraklığın etkisi azaltacak projeler geliştirilmeli
Ülkeyi yönetenlerin tarımı destekleyecek ve kuraklığın etkisi azaltacak projeler geliştirmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Kanal İstanbul’dan daha önemli olan şey; Anadolu toprağının su ile buluşturulması olmalıdır. Eğer Anadolu toprağını suyla buluşturamazsak, önümüzdeki dönemde tarımda tamamen dışa bağımlı ve elimizde ki tüm toprağı kaybedecek bir noktaya geleceğiz. Meteoroloji Müdürlüğü’nün yayınladığı kuraklık haritasına bakıldığında ise Güneydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu Bölgeleri kap kara” tespitini yaptı.
Anadolu topraklarını su ile buluşturmalıyız
Yılmaz, kuraklık nedeniyle bu sene mahsullerde yüzde 50’den fazla düşüş yaşandığına dikkat çekti. “Rekoltenin düşük olması hem fiyatlar yükselmesi hem de hububatta dışa bağımlı hale getiriyor. O halde su ulaşmayan yerlere mutlak suretle suyu ulaştırmamız gerekiyor. Yatırımlarımızı buna göre yapmalıyız. O nedenle Kanal İstanbul’a verdiğimiz önemin daha fazlasını Anadolu topraklarının su ile buluşmasına vermeliyiz” açıklamasında bulundu. Hüseyin Karataş