ANASAYFA arrow right Yaşam

Türkiye ile genişleme sürecinin yeniden canlandırılması gerek

Türkiye ile genişleme sürecinin yeniden canlandırılması gerek
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.33
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.33
Tusk, AB’nin ülke temsilcilerinin katıldığı yıllık büyükelçiler konferansında bir konuşma
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye ile genişleme sürecinin yeniden canlandırılması gerektiğini bildirdi.
Tusk, AB’nin ülke temsilcilerinin katıldığı yıllık büyükelçiler konferansında bir konuşma yaptı. AB sınırlarının güvenliği konusunun karşı karşıya kalınan en yakın ve ağır test olduğunu kaydeden Tusk, “Bu yıl Avrupa’nın dış sınırlarına Suriye ve başka ülkelerden, bir bölümü gerçek anlamda sığınmacı olan 500 binden fazla kişinin ulaşmasını bekliyoruz. Bu zorluğun üstesinden gelmek için AB elde edebildiği iç ve dış araçları harekete geçirmek zorunda” dedi.

AB kamu düzenini kurban edecek bir sığınmacı politikası olamayacağına değinen Tusk, “Liderlerle ani sığınmacı akışına nasıl karşılık verileceği konusunda yeni bir konsensus için çalışıyoruz” dedi.
İlk hedeflerinin uluslararası koruma ihtiyacı bulunan kişilere bunu temin etmek olduğunu kaydeden Tusk, “Bu mümkün olduğu kadar ülkelerine yakın bir yerde olmalı” dedi. İkinci olarak kitlesel nüfus akışları üzerinde daha fazla denetim sahibi olmaları gerektiğine değinen Tusk Türkiye hakkında ise şöyle dedi:
“-İnsan kaçakçıları için yeni bir rota haline dönüşen Balkanlar konusunda; bu ülkelerin göçle ilgili zorluklarla başa çıkabilmesinde daha iyi bir altyapıya sahip olmalarını sağlamak için ‘genişleme’ sürecinin göç ve sığınmayla ilgili bölümlerini hızlandırmalıyız. Ve açık bir şekilde bir kez daha bu ve diğer konularda birbirine güvenen dost ve ortaklar olmak için Türkiye ile bağları yeniden canlandırma ihtiyacı var.

Kadınlar, erkekler ve çocuklar yakın komşularımız ya da komşu bölgelerdeki Suriye, Irak, Afganistan ve benzeri ülkelerdeki ekonomik çöküş ve güvensizlik sonucu sınırlarımıza kaçıyor. Avrupa’nın bu durumu stabilize edecek sınırlı yeteneği, AB’nin komşuluk politikasındaki yetersizliklerin bir sonucu değil. Bu bölgeler daha önce benzeri görülmeyen, Türkiye’nin sınırlarında İngiltere’den daha geniş bir alanı denetleyen DEAŞ’ın çıkışı gibi bir tehditle karşı karşıya.

Bunun Batı demokrasileri ve daha genel olarak uluslar arası toplumda bir yansıması olmalı. Örneğin Körfez ülkeleri göçmenlerin durumunu stabilize etmek için daha fazla yardım yapabilmeli.”
AB’nin hava kirliliğine yol açan emisyonları 2030’da, 1990’a göre yüzde 40 düşürme taahhüdü sunan ilk “gelişmiş ekonomi” olduğunu belirten Tusk, “Bu, şu ana değin yapılan iddialı katkı. Diğer büyük ekonomilerin de aynı taahhütlerde bulunması önemli, en azından bizim gelecekteki rakiplerimiz olarak. Arjantin, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Türkiye gibi bazı G20 ülkeleri bunu yapmadı. AB diplomasisi bu ülkeleri gecikmeden tutkulu biçimde katkıda bulunma konusunda öne çıkmaları konusunda cesaretlendirmeli.”ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *