Ovayolu, “5. Zırhlı Tugay arazisini nitelikli ağaçlarla yeşerterek hem yaşam kaynağımıza sahip çıkmak, hem de ekonomimizi güçlendirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki yangınların hemen hepsinin son bulmasının sevindirici olduğunu belirten Ovayolu, “Türkiyemiz’in ve Gaziantepimiz’in, ormanlara ne kadar ihtiyacı olduğunu bir kez daha ispatlandı. Özellikle, son dönemlerde gündemde olan sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere tüm Gaziantep halkının talebi olan 5. Zırhlı Tugay arazisinin orman olması konusundaki talebi eminim ki bu son yangınlardan sonra daha da önem kazandı. Gaziantep'e sahip çıkan herkesin, 5. Zırhlı Tugay arazisinin orman olması konusunda taleplerinin yeniden ve daha yüksek sesle dile getirmelerinin tam zamanı. Ormana ihtiyacımızın olduğu bu dönemde burayı orman yapmayacağız da ne zaman yapacağız?” diye sordu.
Gaziantep'te ve Kilis'te zeytin araştırma enstitüsü yok
Ovayolu, fidan bağışı yapan tüm Gaziantepliler’in bu konudaki göstermiş olduğu destek ve samimiyeti 5. Zırhlı Tugay alanının ormana dönüşmesi için de göstermeleri gerektiğini vurguladı. “Bu araziyi fıstık veya zeytin gibi nitelikli orman yapalım. Yaşam kaynağımız olmasının yanında sanayimize, ekonomimize de katkısı olsun. Neden mi? Zeytin kenti olan Gaziantep'te ve Kilis'te maalesef zeytin araştırma enstitüsü yok. Bu çok büyük bir eksiklik, zeytin kentiyiz diyoruz ancak tenekeyle zeytin satmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Marka şehrin marka zeytinyağının olma zamanı geldi de geçiyor… Dolayısıyla bu alanı fıstık veya zeytin araştırma enstitüsü olarak değerlendirmeliyiz” dedi.
Araştırma enstitüleri, kentimize ve ülkemize değer katacak
Makine Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi Eski Başkanı Hüseyin Ovayolu, konuşmasını şöyle bitirdi: “Sanayi bitkisi olan ve Gaziantep sanayisine katkısı olan bu iki bitki için şu an tam zamanı. Tüm Gaziantep halkının buna destek olması gerektiğine inanıyorum. Fıstık ve zeytin ağaçlarıyla yeşertelim, mahsulünü satalım, ihracatını yapalım, araştırma enstitüsünü kuralım. Çiftçimize yol gösterelim, destek olalım. Unutmayalım ki, araştırma enstitüleri sayesinde gelişecek akademik çiftçilik, kentimize ve ülkemize değer katacaktır. Sonuç olarak bu zor günlerden geçerken kenti yönetenlerin gerçek samimiyetlerini görmek istiyoruz.” Özer Karınca