TÜGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İlhami Fındıkçı aile şirketlerinin kurumsallaşma konusunda istekli davranmadıklarına işaret ederek, bunun en büyük nedeninin, “En iyisini ben bilirim, en büyük benim” düşüncesi olduğu görüşünü savundu.
Türkiye, bilgiye dayalı ekonomi kurallarını hızla öğrenmeli
Kişi, aile, kurum ve toplumların büyük bir hızla gerçekleşen bilgi artışını, değişim ve dinamizmini ıskalamalarının geride kalmalarına neden olduğunu kaydeden Dr. İlhami Fındıkçı, "Bilgi toplumunun birey ve kurumdan en önemli beklentisi, hızla değişen şartlara hızla uyum sağlama ve bunun üzerine çıkma kabiliyetini geliştirmedir. Türkiye, yeni dönemde bilgiye dayalı ekonominin kurallarını hızla öğrenmek ve hayatının bir parçası haline getirmek durumundadır" diye konuştu..
Aile duyguların, şirket mantığın egemen olduğu bir kurumdur
TÜGIAD olarak geliştirilen bir proje çerçeve sinde aile şirketlerinin kendilerini daha iyi tanımaları, tahlil etmeleri, kurumsal yapılarındaki sıkıntılarla yüz yüze gelmeleri, yönetsel sorunlarını daha iyi analiz etmeleri ve en önemlisi günlük yoğurt yiyişlerle değil, kurallarla idare edilmelerine katkıda bulunmayı amaçladıklarını kaydeden Fındıkçı, "Aile, duyguların yoğun olduğu bir kurum iken, şirket, mantığın egemen olduğu bir kurumdur. Dolayısıyla aile şirketlerinde duygular ve mantık savaşları yaşanabiliyor. Maalesef çocuklarıyla, kardeşleriyle, damatlarıyla, gelinleriyle sağlam bir iletişim zemini bulamayan birçok aile şirketi dağılabiliyor."
Aile şirketleri kurumsallaşmada başarılı olamıyor
Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan’da, GTO, Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGIAD) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) işbirliği ile düzenlenen, "Aile Şirketlerinde Yönetim, Kurumsallaşma ve Halka Açılma" konulu paneldeki konuşmasında, aile şirketlerinin, dünyadaki gelişmelere ayak uydurarak, hızla kurumsallaşması gerektiğine dikkat çekti. Aslan, aile şirketlerinin kurumsallaşmada başarılı olduğunun söylenemeyeceğini belirtti."
Firmalar, ne üretirsem
satılır mantığıyla çalışamaz
Dünya ticaretinde son yıllarda meydana gelen gelişmelerin sektörler arasındaki rekabeti artırıp, tüketici tercihlerinde değişmeler yaşanmasına neden olduğunu ifade eden Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık, hiçbir firma, 'Ne üretirsem satılır mantığıyla hareket edememekte, uluslararası pazarları hedef alarak ve kendi rakiplerinden bir adım öne çıkartacak ürünler imal etmeye yönelik olarak kendini yapılandırmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak şirketlerin yönetim biçimleri de büyük değişimlere uğradı ve artık şirketler dikey değil, yatay yapılanmaya başladılar."
Gaziantep'teki firmaların çoğunluğu aile şirketi
Son yıllarda gerçekleştirilen büyük çaptaki yatırımlar sonucu müthiş bir üretim ve ihracat potansiyeline ulaşmış olan Gaziantepli firmaların yapıların çoğunluğunun aile şirketi olduğunu söyleyen Aslan, "Bugün yaklaşık olarak dünyanın 130 ülkesi ile ticaret yapan iş adamlarımızın üretim ve ihracat yapmada gösterdikleri başarıları, kurumsallaşma konusunda gösteremediklerini görüyoruz. Dünya çapında örgütlenmiş, sadece markaları bile milyarlarca dolar değerinde olan büyük şirketlere baktığımız zaman ise hemen hepsinin borsada işlem gören, bir bakıma kamuoyuna her yönü ile açık ve kurumsallaşmış şirketler olduklarını gözlemliyoruz."