Dar gelirli insanların geçinebilmelerinin giderek zorlaştığını, yoksul insan sayısının sürekli arttığını ifade eden Türkmenler Mahallesi Mahalle Muhtarı Veysel Alagöz, "17 Bin nüfuslu mahallemde iş bulup çalışabilen insan kendini çok şanslı sayıyor. Asgari ücretin adı üzerinde, bir çalışana ödenecek en az ücret, ama benim mahallemde iş bulup bu fiyata geçinen insanların diğer komşularına göre durumu lüks kabul ediliyor" dedi.
İşsizler ordusuna yeni gençler katılıyor
Özellikle gençler arasında işsizlerin sayısının çok olduğunu, ürkütücü olanın iş bulamayan gençlerin sayısının her geçen gün artması olduğuna dikkat çeken Alagöz, "Aile reisleri çok düşük ücretle de olsa bir iş bulup çalışmış. Yıllarca çalışanlar arasında ev sahibi olamayan, herhangi bir sosyal güvencesi olmayanılar var. Ama gençler için bu olanak çok daha sınırlı. Özellikle dar gelirli ailelerin okutamadığı gençler bir meslek sahibi de olamıyor. Belli bir yaşa geldiğinde ne eğitimleri var ne de işleri. Aile zaten onlara iş kuracak imkanlardan yoksun. Bu şekilde birbirine benzeyen binlerce işsiz genç var" diye konuştu.
Halkın yüzde 90'ı fakir
Türkmenler Mahallesi halkının yüzde 90'ının fakir olduğunu, gençlerin büyük bölümünün işsiz olmasından ötürü aileleriyle sıkıntı yaşadığını belirten Alagöz, "Türkmenler Mahallesi'nin yaklaşık yüzde 90'ı dar gelirli ailelerden oluşuyor. Fakat geçmiş yıllarda mahallede yaşayanların büyük bir bölümünün iyi ya da kötü bir işi vardı. Şu anda ne iş olsa yapacak olmalarına rağmen, gençlerin büyük bölümü iş bulamıyor. Aile zaten dar gelirli, çocuklarına iş ve eğitim olanağı sağlayamıyor. Bu durumda işsiz olan gençlere iş bulması yönünde baskı yapıyor. Aileler arasında tartışma ve gerginlikler oluyor. Bunun sonucu ailenin reddettiği veya evden uzaklaştırmaya çalıştığı gençler, kötü arkadaşlıklar ediniyor, çoğu zaman bally veya tiner bağımlısı olarak karşımıza çıkıyor" şeklinde açıklama yaptı.
Çocuklar batağa düşüyor
Alagöz, 11 yaş üzerindeki pek çok çocuğun maddi imkansızlıklardan dolayı ailesiyle doğru iletişim kuramadığını ve çoğu zaman yanlış arkadaş edinmeleri yüzünden kötü alışkanlıklar edindiğini söylerken "Geçmiş yıllarda bally ve tiner kullananlar çok enderdi ve yadırganırdı. Fakat son yıllarda bu gençlerin sayısının artmasıyla insanlar panik ve korku yaşasa bu durum çok yadırganmıyor. Çünkü bazı mahallelerde bir kaç çocuk bir arada bally ve tiner kullanıyor. Bally ve tiner kullanan çocuklar, artık mahalle sakinleri tarafından biliniyor. Bunların durumunun kanıksanacak olmasının çok daha ürkütücü ve endişe verici olduğu kanaatini taşıyorum" dedi.
Bally ve tinerin bir sonraki adımı ürkütücü
Bally ve tiner kullanan çocuk ve gençlerin, bu alışkanlıklardan kurtulmasının da ailenin sosyo-ekonomik durumuyla ilgili olduğunu, bunların bu alışkanlıkları sürdürmesi durumunda çok daha kötü olaylara neden olacağını vurgulayan Alagöz, "Dün sokakta oynayan çocukların bugün bally ve tiner kullanıyor olması, yarın onların daha ciddi tehlikelerle karşılaşmayacakları ya da neden olmayacakları anlamına gelmez. Bizi ürküten bu insanların ileride kendileriyle birlikte diğer insanlara daha kötü son hazırlayacak olması" diye konuştu. Alagöz, tiner ve bally kullanmanın altında yatan asıl nedenin gençlerin kendilerini ifade edememeleri, yanlış arkadaş seçimi ve içinde bulundukları durumu kabul etmemek olduğunu sözlerine ekledi.