Dar gelirli bayat ekmeğe yöneldi

Fukaralık geçmişe dönüş sağladı

Kenar mahallelerin pek çoğunda fırınlardan ekmek alanların sayısının giderek düştüğünü ve insanların geçmiş yıllardaki gibi evlerinde ekmek yapmaya başladığını belirten Duran, "Dar gelirli kimselerin oturduğu yerlerde ekmek satışları nüfusa oranlandığı zaman az. Çünkü en ucuz besin olan ekmeğe bile ayıracak bütçesi bulunmayan insanlar kendi olanaklarıyla bulduğu yakacakla ekmek yapmayı tercih ediyor. Buralarda dükkan açan fırıncıların pek çoğu kısa bir süre sonra dükkanı kapatmak zorunda kalıyor. Fakat borç batağında olan fırıncı masraf ettiği fırını kapatmakla daha çok zarar edeceğinden bir başkasına satıyor. O da benzer sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalıyor" diye konuştu.

Somun fırınlarından bayat ekmek alıyorlar

Gaziantep'in muhtelif yerlerinde ekmek alamayan vatandaşların ise kendisine en yakın somun fırınından bayat ekmek alarak beslendiğini belirten Duran, "Taze ekmek alamayan, ekmek yapacak olanakları da bulunmayanlar somun fırınlarından bayat ekmek almak zorunda kalıyor. Bazan fırında bayat ekmek de bulamayan vatandaşlar, bayat ekmeğin gelip gelmediğini kontrol etmek için bir kaç defa gitmek zorunda kalıyor. Bayat ekmek alanlar konusunda şu yada bu semt demek oldukça zor. Çünkü fırın çevresindeki insanlar, zorunlu olarak bayat ekmeğe yoğun ilgi gösteriyor şeklinde açıklama yaptı.

Araştırma yapmadan fırın açanlar mağdur oluyor

Ekmek satışlarının beklentisinin altında olmasının en önemli nedeninin halkın fakirleşmesi olduğunu, ikinci nedenin ise esnafın ön araştırma yapmadan fırın açmak olduğunu belirten Duran, "Kentimizde şu anda 850-900 civarında pide fırını var. Merkezi yerlerdeki fırınlar kebapçılara ve lokantalara ekmek vermesinden dolayı biraz iş yapabiliyor. Ancak kırsal kesimlerdeki fırınların büyük bölümü para kazanamıyor. Fakat esnaf bir kez fırın yaptırmış oluyor. Bu işten para kazanamayıp, masrafını bile karşılayamayınca fırını, elinden çıkarmanın bir yolunu arıyor. Kapatamayacağı fırını borcuyla birlikte bir başkasına devrediyor. O da kazanamayınca bir başkasına, sık sık el değiştiriyor" diye konuştu.

Esnaf zoru seçiyor

Fırıncı esnafının kolay yol dururken zoru seçtiğini ve mağdur olduğunu, oysa fırın açmak isteyenlerin Oda ile iletişim içinde olmaları durumunda daha az zarar görebileceklerine dikkat çeken Duran, "Esnaf bu kadar mağdur olacağına keşke düşüncelerini Oda ile paylaşsa. Oda onu, piyasa konusunda bilgilendirir, İşyeri açmayı düşündüğü yerde ekmeğin pazarı var mı yok mu? Oradaki diğer esnafın durumu nedir onu anlatır. Kendisini doğru yönlendiririz. Ben oradaki fırın sayısını, bildiğimden bir sonraki işyerinin para kazanıp kazanmayacağını elbette yılların tecrübesine dayanarak bilirim. Fakat bizim esnafımızın bir bölümünün Oda'nın fikrini alma, yardım isteme anlayışı yok. Esnaf, belediye çalışma ruhsatı istediğinde, Tarım İl Müdürlüğü üretim izni istediğinde ancak Oda'ya başvuruyor" dedi.

Yükümlülükten kaçanlar korsan fırın açıyor

Fırın sayısının kontrol altına alınması gerektiğini aksi takdirde bir takım yükümlülükleri yerine getirmemek için korsan fırınlanın çoğalacağına dikkat çeken Duran, "Oda'ya kayıtlı bin 750 üye var. Oda üye aidatı 2002'de yıllık 50 milyon, 2003'te 60 milyon, 2004'te ise 80 milyon. Esnaf, Oda'sına sahip çıkıp destek olmalı. Çünkü Oda, üyelerinin haklarını korumak ve mesleki gelişmelerini sağlamak için kurulmuştur. Bugün buranın Oda Başkanı Hanifi Duran olarak benim, yarın bir başkası gelir. Belki bunlar, aidatları faizleriyle birlikte almak zorunda kalacaktır. Şu anda üyelerin ancak yüzde 15'i aidatlarını düzenli olarak ödüyor diye konuştu.

Öğün sayısı üçten ikiye düştü

İlginç bir tespitte bulunan Duran, kışın günlerin kısa olmasından dolayı öğün sayısının azaldığını belirtirken, "Bana göre kışın günlerin kısa olmasından dolayı öğün sayısı üçten ikiye düştü. Halkın büyük bölümü günde iki öğün yemek yiyor" dedi.