Dünyada en fazla öldüren hastalıklar sıralamasında kanserin birinci sıraya yükseldiğini söyleyen Doç. Dr. Celalettin Camcı, bundan iki yıl öncesinde kalp ve damar hastalıklarının en çok öldüren hastalık grubunda olduğunu, fakat tıbbın ilerlemesi ve insanların bu konuda bilinçlenmesinden dolayı kalp hastalıkları ile ilgili mevcut önlemlerin daha iyi uygulanabildiğini kaydetti. Camcı, ülkemizde yılda 80 bin civarında insanın kansere yakalandığının bilindiğini, oysa bu rakamın en az 450 bin civarında olduğunu vurguladı.
Dünyada 20 milyon insan kansere yakalanıyor
Toplumdaki insanların sağlık kurumlarına daha fazla başvurabilir olmasından dolayı kalp ve damar öldürücülüğünün azaldığını vurgulayan Camcı, "Bir yılda yeni görülecek olan kanser tiplerine bakacak olursak, ABD'de yılda 1 milyon 200 bin kişi, Türkiye'de 80 bin kişi kansere yakalanmaktadır. Fakat bunun doğru olmadığını biliyoruz. Çünkü Türkiye'de kanser sıklığı bildirme her ne kadar kanuni olarak zorunlu olsa da çok dikkat edilen ve hassasiyet gösterilen bir konu değildir. Ülkemizdeki rakam bunun en az 5 katı, yani 450 bin civarındadır. Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili önemli bir proje yürütmektedir. Zannediyoruz önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde gerçek rakamlara ulaşılacaktır. Dünyaya bakacak olursak yılda 20 milyon kişi kansere yakalanmaktadır" dedi.
Kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri yaygın
Dünyada ölüm oranına bakıldığında, hastaların yüzde 50'sinin kaybedildiğini, Türkiye'de ölüm oranının bildirim rakamlarına göre düşük çıktığını belirten Doç. Dr. Celalettin Camcı şöyle konuştu: "Dünyada yılda 20 milyon kanserli hastadan 10 milyonu kaybediliyor. En fazla görülen kanser tipleri kadınlarda meme kanseridir. Şu anda ülkemizle ilgili istatistikler bilinmemektedir. ABD'de yapılan bir çalışmaya da yanarak söyleyebileceğimiz, 70 yıllık bir ömür yaşayacak olan 7 kadından birinin meme kanserine yakalanma riski vardır. Erkekler için en önemli kanser tipi prostattır. Bunda da 70 yaşına kadar yaşayacak olan 5 erkekten birinde prostat kanseri gelişme riski bulunmaktadır.
Pankreas kanserinde iyileşme oranı yüzde 2
Cemalettin Camcı, çocukluk döneminde görülen kanser tipinin yetişkin dönemlerde görülenlerden daha farklı olduğunu, özellikle Lösemiler ve Nörolojik tümörlerin çocukluk dönemine has kanser tümörleri olduğunu belirterek şunları söyledi: "Çocukluk döneminde görülen tümörler özellikle lösemiler yüzde 90'lara varan oranda şifa ile iyileşen ve daha sonra normal hayatına devam edebilen çocukların kazanıldığı bir grup olmuştur. Bundan 10 yıl önce bu oran yüzde 40-50'lerde idi. Şu an eldeki mevcut tedavi yöntemleri ile oran yüzde 90'lara kadar çıkabilmektedir. Bazı kanser tiplerinde yüksek oranda başarı elde ettiğimiz gibi, bazılarında düşük oranda başarı elde edebiliyoruz. Bunlardan en önemlisi pankreas kanseridir. Bu kanser türünde çok değişik uygulama yöntemlerine rağmen iyileşme oranı yüzde 2'yi geçmiyor. Kanserde 5 yıllık sağ kalım, kanserde iyileştirme ile eşdeğerdir. Bir kanser hastasını tedavi sonrası 5 yıl süre ile yaşatabiliyorsak ve bu hasta 5 yıl içinde kanser tipi, göstermiyorsa, bu kişiyi iyileşmiş kabul ediyoruz" diye konuştu.
30 Yılda ciddi mesafe alındı
Rakamlar yüksek değilmiş gibi görünse de 30 yıl içinde ciddi yol alındığını, kanserin DNA diye adlandırılan genetik şifreyi içeren maddelerin şifresindeki yapının bozulması ile ortaya çıktığını kaydederken şunları söyledi: "Bu yapı nasıl bozulur? Özellikle dış etkenlerle, dışardan alınan kanserojen maddelerle. Burada da birinci sırayı tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı almaktadır. Sonra alkol, radyasyon, ultraviyole ışınları, elektromanyetik alanlar, diyet alışkanlığının kötü olması, kimyasal maddeler, onkolojik virüs ve bakteriler tıpta çok rastladığımız mikroplarla alakalı gelişen kanserlerdir."
Akciğer kanseri yüzde 90 sigara ile ilgilidir
Doç. Dr. Camcı, sigara alışkanlığının en önemli toplumsal sorunlardan biri olduğunu vurguladığı konuşmasında, ABD'de yapılan istatistiki çalışmaların birine göre tüm kanser verilerinin yüzde 30 sigaraya bağlı olduğunun ortaya çıktığını, dünyada 3 milyon insanın sigaradan öldüğünü ve akciğer kanserlerinin yüzde 90'ının sigara ile ilişkili olduğunu ifade etti. Camcı, "Yani her 10 hastadan 9'u sigara ile akciğer kanseri oluyor. Gırtlak ve pankreas kanserleri de sigara alışkanlığı ile ilgilidir. Diğer bir husus, pasif içici kişi aktif olarak sigara içmediği halde sigara içilen ortamda bulunması dolasıyla kansere yakalanma riski taşımaktadır. Sigara içen hastalar yeteri kadar uzun ömürlü iseler, kanser olma oranı uzaktır ve ondan önce hasta kalp hastalıklarından dolayı daha erken dönemlerde ölebilir. Sigaranın içinde bulunan maddeler kesin olarak kansere neden olmaktadır. Sigara dumanında 4 bine yakın kimyasal madde vardır ve bunların içinde kanser özelliği olan maddeler ağırlıktadır. En tipik olan karbonmonoksit ve katrandır. Sigara içilmesinin engellenmesini kontrol altına almak mümkün. Sigara satılması ile elde edilen gelirlerden çok daha fazlası sigaranın yol açtığı hastalıklar için harcanıyor. Bunun çözümü hükümetler ve siyasilerle ilgilidir. Birçok ülkede bizim ülkemizin de dahil olduğu gibi sigara üretiminin yasaklanması daha karlıdır. Sigara ile kanser yakalanan kişilerde geri dönüş yoktur" dedi.
RSS