Sorunları çözmek zor, konuşmak kolay, devlet de kolay olanı seçiyor
Ülkenin en önemli sorunlarından biri olan sokak çocuklarının sürekli konuşulduğunu, ancak bu konuda devletin somut adımlar atmadığını vurgulayan Gaziantep Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Salih Zoroğlu, "En kolayı insanları bir araya toplayıp konuşmak, devlet de en kolay olanını seçiyor" dedi.
Çocuklarımızın sorunu en az ekonomik sorun kadar önemli
Sokak çocukları ve ergenlik dönemi sorunlarının en az ülke ekonomisi kadar önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Zoroğlu, "Sokak çocukları sorunu gerçekten üzerin de durulması gereken bir konu. Son yıllarda bu durumun ehemmiyeti anlaşıldı, ancak anlaşılmak yetmiyor. Bu çocukların rehabilitesi ve topluma kazandırılması konusun da uzun soluklu çalışmalar gerekli. Bunun yöntemleri ve kimlerin bu işte görev alacağı da belli. Ancak bu işle uğraşacak insanların finans sorunlarının giderilmesi gerekir. Devlet, bizi çağırıp 'Sokak çocukları sorununu konuşun, çözüm yolunu anlatın' diyor. Çözümü için bir kuruş katkı sağlamıyor. İnsanları böyle bir araya toplamak ve konuşmak kolay, onlar da en kolay yolu seçiyor diye konuştu.
Üç erkekten biri kabadayılık taslıyor
İl Sağlık Müdürlüğü'nce yürütülmekte olan halk eğitim çalışmaları kapsamında düzenlenen "Çocuk Hakları konulu panelde konuşan Zoroğlu, yapılan araştırmaların sokak çocukları ve sokak çocuklarıyla aynı yaş grubundaki pek çok gencin yeterli eğitim ve alt kültürden yoksun olduğunu ortaya koyduğunu ve ürkütücü sonuçların ortaya çıktığını belirtirken, "Toplumdaki 6.5 erkekten biri külhanbeylik kabadayılık taslıyor. Külhanbeylik, kabadayılık, şiddet kullanma, asık suratlı olma, bağırıp çağırma yazık ki bir güç gibi gösteriliyor. Silah taşıyanların sayısı ciddi oranlarda. Bir tespit yapılacak olsa ürkütecek boyutta silahla karşılaşıyoruz" şeklinde ifade etti
Eğitim, ölmediyse de komada
Devletin okullarında insanlara yeterince alt kültür verilemediğini, bunun sonucu olarak çevresel koşullardan dolayı topluma itici gelen davranışların da yaygınlaştığını dile getiren Zoroğlu, "Devlet okullarında eğitim ölmediyse de komada. Orta gelir gurubundaki insanların sayısı azalıyor, düşük gelirli insanların sayısı artıyor. Yoksulluk hem fakirliği, hem cahilliği kapsıyor. Orta gelirli insanlardan düşük gelirli insanlara indiğiniz zaman suç oranının 7 kat arttığını görüyorsunuz. Suç oranlarının artması, merhametsizliği, sevgisizliğini, sadistliği artırıyor. Merhametsizlik zincirine kötülük zinciri, kötülük zincirine hoşgörüsüzlük zinciri, hoşgörüsüzlük zincirine cahillik zinciri eklenerek gelişimsel halka kopmadan gidiyor. Bunun sonucu olarak her türlü istismar artıyor, sorunlu ergenliği oluşturuyor" açıklama yaptı.
Üç kişiden biri istismara uğruyor
Yapılan araştırmaların ergenlik dönemindeki çocuklar ve gençlerin büyük bölümünün istismara uğradığını ortaya koyduğunu belirten Zoroğlu, "Fiziksel istismara uğrayanlar yüzde 13.5. Bunların arasında ciddi şekilde dayak yiyenler, ayak yiyip hastaneye kaldırılanlar, uğradığı fiziksel istismardan dolayı herhangi bir yerinde iz kalanlar var. Duygusal istismara uğra yanlar ise yüzde 16, yüzde 35 kişi ise en az bir istismar gören insan sayısı" dedi.
Çocukluktaki travmalar tüm yaşamı etkiler
Çocukluk döneminde yaşanan olumlu ve olumsuz tüm davranışların insan yaşamı üzerinde etkili olduğunu, kişinin sosyal ve antisosyal olmasından meslek seçimine kadar tüm olguların çocuklukla ilgili olduğunu kaydeden Zoroğlu, "Çocukluk, özellikle de ergenlik dönemi ve bu dönemde yaşananlar insan yaşamını, hatta toplumsal yaşamı direkt ilgilendirir. Bu nedenle ergenlik döneminde çocuk üzerindeki aile, okul ve çevresel etkiler çok önemlidir” dedi.
Aynı risk grubundan kimseler bir araya geliyor
Zoroğlu, sorunlu ergenlik döneminin ülkemizdeki en önemli sorun olan ekonomik problemlerden bile önemli olduğuna, bu konuda aileler kadar devletin de özen göstermesi gerektiğine dikkat çekerken, "Sorunlu ergenlik ekonomik ve benzeri sorunlardan daha önemli bir sorun. Ergenlik dönemi sorunu, sadece Gaziantep'in ve ülkemizin değil, dünyanın önemli bir sorunudur. Çünkü ergenlik dönemi insanın cinsel tercihlerinin ortaya çıktığı bir dönemdir ki bu yaşlardaki travmalar insan hayatını ve bu insanların çevresinde bulunanları direkt etkiler. Ergenlik döneminde aynı risk grubundan insanlar genelde bir araya gelir. Bunların doğal olarak ortak mekanları oluşur. Bunun örneklerini büyükşehirler de görmek mümkün, aynı risk grubundan kişilerin bir araya geldiği barlar ve mekanlar vardır. Buralarda insanlar genelde aynı amaç için toplanır, kimilerinde uçucu madde kullananlar vardır, kimilerinde aynı görüşü paylaşan insanlar, hatta bunlardan en somut örnek satanist gruplar verilebilir" diye konuştu