Türkiye'de çiftçisinin dünya piyasalarına girebilmesi ve dünya ölçeğinde üretim yapması için gelişmiş ülkelerdeki tarımsal olanaklara sahip olması gerektiğini belirten Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Hanifi Şen, sulu tarıma geçilememesinin çiftçiyi çok mağdur ettiğini söyledi.
Çiftçi sahipsiz ve örgütsüz bir kesim
Çiftçinin teknolojinin nimetlerinden faydalanamadığını, tüm imkanlarını zorlamasına rağmen büyük oranda babadan kalma yöntemlerle tarım yapmak zorunda kaldığını kaydeden Şen, "Çiftçinin üzerinden siyaset yapanlar iktidara geldiklerinde en az katkıyı çiftçiye yapar. Yıllardır sulu tarıma geçilmesi gerektiğini, ihracatta olduğu gibi çiftçilere de teşvik verilmesi gerektiğini söyleriz. Partiler iktidardayken bizim söylediklerimizden ve istediklerimizden çok daha güzel imkanlar vaat eder. Ama bunlar sadece vaat olarak kalır ve gerçekleşmez. Türkiye AB'ye girmeye düşünüyor, ancak AB'deki ülkelerdeki çiftçilerin durumuyla ülkemiz çiftçisinin durumunu hiç kıyaslayıp, arayı kapatmayı düşünmüyor" dedi.
Türkiye liderliğini sulu tarım yapan ülkelere kaptırdı
Şen, doğal şartlar ve devletin taban fiyatı açıklamamasının hem çiftçiyi, hem de devleti mağdur eder duruma geldiğini söylerken şunları söyledi: "Durmadan gübreye, ilaca zam geliyor. Üretici ancak başı başını karşılıyor. Oysa tahıl üretiminde geçmiş yıllarda Güneydoğu Anadolu özellikle de Gaziantep önemli bir yere sahipti. Gerek yağışların azlığı, gerekse çiftçinin önünü görememesi çiftçiyi zora sokuyor. Bunun bedelini de hep birlikte ödüyoruz. Bugün Türkiye tahıl ithal eder duruma gelmiştir. Türkiye bu konudaki liderliğini sulu tarım yapan ülkelere kaptırmıştır. Oysa sulu tarıma bir an önce geçilse çiftçi gözünü gökyüzüne dikmez, planlı üretimini gerçekleştirir. Bunun sonucu olarak hem kendisi hem de ülkesi kazanır" diye konuştu.
Sulu tarıma geçmenin gereklilik değil, artık bir zorunluluk haline geldiğini belirten Şen, bir an önce barajların faaliyete geçirilmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.