Yoksulluğun ve sosyal güvencesizliğin en fazla kent merkezine uzak olan mekanlarda belirginleştiğini belirten Kıbrıs Mahalle Muhtarı Abbas Kaygusuz, hırsızlığın, fuhuşun ve toplum değerlerine saygının azalmasının altında yatan en önemli nedenin ekonomik sıkıntılar olduğunu söyledi.
30 Yıl önce de göç vardı ama iş ve huzur da vardı
30 Yıldır oturduğu, üç dönemdir de muhtarlık yaptığı mahallenin geçmiş yıllara oranla daha az güvenli olduğunu ifade eden Kaygusuz, "Kıbrıs Mahallesi genel yapısı itibari ile çevre il ve ilçelerden ciddi anlamda göç almış bir ilçedir. Ancak, bu göç son yıllara mahsus değil, mahallenin en büyük özelliklerinden biri göç almış insanları barındırmasıdır. Ben bu mahallede 30 yıldan beri oturuyorum, farklı inanç ve düşünceye sahip insanlardan oluşan mahalle geçmiş yıllarda çok huzurlu bir bölge idi. Burada ne inanç, ne gelenek, ne de siyasi düşünce ayrımından dolayı sıkıntı çekilmedi. Fakat son yıllarda ülkenin pek çok yerinde olduğu gibi bizim mahallemizde de sorunlar var fakat bu sorunların altında yatak tek neden ekonomik yetersizlik" dedi.
Ne zamana kadar, yardımla yaşayacaklar
Kaygusuz, ekonomik koşulların yeterli olmamasının insanların yemek alışkanlığından, giyimine, güvenliğinden sosyal faaliyetlere kadar yaşamını her alanda olumsuz etkilediğini söylerken, "Eskiden iyi kötü insanlar evlerini geçindirebilirdi. Şimdi bir yardım dağıtma aldı başını gidiyor. Kış geliyor kömür yardımı, Ramazan geliyor erzak yardımı, okullar açılıyor kırtasiye yardımı. Yardımlara genel anlamda karşı değiliz. Ancak bu insanlar ne zamana kadar kendisine yapılan yardımlarla yaşayacak. Yardım veren vergiden düştüğü için ne kadar yardım yaptığının önemi yok. Ama ben bir muhtar olarak fakirlik kağıdı verirken içim sızlıyor. Fakirlik kağıdını verirken ince eleyip sık dokuyorum. Özellikle kömür yardımları için çok sayıda insan fakirlik kağıdı imzalatıyor, fakat sınırlı sayıda kişiye kömür çıkıyor. Mahallede sana geldi bana gelmedi, dedikoduları başlıyor. Bu nedenle birbirlerine darılanlar gücenenler, alabilmek için yeniden başvurup şansını zorlayanlar oluyor. İnsanların bu perişanlığını görünce biz de huzursuz oluyoruz" diye konuştu.
Kısa vadede yardım yerine uzun vadeli yatırımlar üretin
Yardımların dar gelirli insanların sorununa kısa süreli çözüm getireceğini, ancak yardımlarla yaşamaya alıştırmanın topluma kötülük olacağına dikkat çeken Kaygusuz şunları söyledi: "Bir insana yardım etmek sadece onun, kömürünü, gıdasını almak, çocuklarının kırtasiye masraflarını karşılamak değildir. İnsanlara yardım ederken onların, siz olmadığınız zaman da kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamalısınız. Kömür, gıda, aşevleri belki bir ihtiyaçtan doğdu. Ancak buralardan yararlanan çaresiz insanları buralara bağımlı yapmak topluma kötülüktür. Dar gelirli insanların sosyal güvence sahibi, iş sahibi, çocuklarının daha iyi eğitim almalarına yardımcı olmak, uzun vadede çok daha mutlu bir toplum sağlar" dedi.
Bozulan dengeler yeni sorunlar getiriyor
Yılların birikimi olan yoksulluğun ve eğitimsizliğin son yıllarda ballyci, tinerci ve hırsız sayısını artırdığını, aile yapılarını bile bozmaya başladığını dile getiren Kaygusuz, "Bugün geçmiş yıllarda az sayıda olan hırsızlığın ve fuhuşun arttığını, uçucu ve keyif verici madde kullanımının arttığını görüyoruz. Bu kötü alışkanlıklarını sonucu olarak parçalanan aileler var. Geçmişte bizi bir arada tutan aile bağlarının da kopması bu tür insanları daha tehlikeli yapacağı gibi potansiyel kimseler de çoğalacak. Benim mahallemden örnek verecek olursam, 30 yıla bir göz attığımda, bugün için hırsızlığın da, madde kullanımının da geçmiş yıllardan daha çok olduğunu gözlemliyorum" diye konuştu.
Geri kalmış mahallelere yatırım da geride kalıyor
Devletin, öncelikli sorun olan eğitim ve derinleşen yoksulluk için sosyal politikalar üretmesi gerektiğini, ancak hükümetin ülke genelinde yoksulları görmezden geldiği gibi belediyelerin de geri kalmış mahallelere yatırım yapmadığını vurgulayan Kıbrıs Mahalle Muhtarı Abbas Kaygusuz, "9 Bin seçmeni olan mahallemizde biri çok ciddi anlamda tehlike saçan 3 mağaramız var. Bu mağaraların kapatılması yönünde belediyeden yardım istedik, ancak oralı olmadılar. Mahallenin ortasında yer alan mağaranın üzeri tamamen açık. 22-23 Metre derinliğindeki mağara bir kuyudan çok daha tehlikeli. Mağaranın yerinde kuyu olsa, kuyunun üzerini kendi imkanlarımızla kapatabilirdik. Ancak normal bir kuyunun 10-15 katı çapında olan mağarayı kendi olanaklarımızla kapatmamız mümkün değil. Üstü açık olan mağara mahallelinin korkulu rüyası. Çocuğu bir saat ortadan kaybolan bir annenin hemen aklına mağara geliyor. 'Acaba çocuk mağaraya mı düştü, yoksa biri ile oynarken onu mağaraya mı attılar' diye düşünüyor" şeklinde açıklama yaptı.
Mahallenin ortasındaki üstü açık 22 metrelik mağara tehlike saçıyor
Kaygusuz, mağaranın üstünün kapatılmasının ya da doldurulmasının çevredeki çocukların güvenliği açısından büyük bir gereklilik olduğunun altını çizerken, mahallenin kadınları da mağaranın kapatılması konusunda muhtarlarından yardım istedi. Muhtar Kaygusuz, mağaranın çevresinde dolaşırken, yanına gelen kadınlar, en az muhtar kadar mağaranın kapatılması gerektiğini yineliyordu.