Türkiye, her 10-11 ayda bir hasarlı deprem yaşıyor
Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeğinin değiştirilemeyeceğini vurgulayan uzmanlar, "Ülkemizin topraklarının yüzde 91'i, nüfusumuzun yüzde 95'i yani hemen hemen tamamı deprem tehlikesiyle yaşıyor. Barajlarımızın yüzde 92'si deprem bölgesinde ve sanayimizin yüzde 91'i deprem kuşağında. Açıkçası Türkiye depremle iç içe. Deprem gerçeğini değiştiremeyiz" diye konuştu.
Sağlık Müdürü Yusuf Ziya Yıldırım, afet hallerinde sağlık hizmeti arzında sorunlar yaşanmaması için olağanüstü durum planlaması yapılması gerektiğinin altını çizerken, Sağlık Bakanlığı'nın Afetlerde Sağlık Organizasyonu Projesi kapsamında düzenlediği Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) Eğitim Semineri'nde yaptığı konuşmada, afet hallerinde kurtarma ve tedavi çalışmalarının öncelik kazandığını bildirdi. Yıldırım, projenin Türkiye'nin çeşitli yerlerinde oluşturulduğunu, Gaziantep'teki Medikal Kurtarma Ekibi'nin 24 gönüllüden oluştuğunu açıkladı ve "Ekip her konuda bir hafta boyunca sıkı bir eğitim görecek. Gaziantep'te oluşturulan ekip, Güneydoğu'da ve şehrimizde 30 dakikada olay yerine koordine edilebilecektir" dedi.
Medikal Kurtarma Ekipleri olarak sürekli eğitilecek
Normal koşullarda, bulunduğu bölgenin ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayan bir kurumun afet hallerinde yetersiz kalabileceğini vurgulayan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Afetler sırasında kötü olaylar zinciri yaşanmasını engellemek için önceden olağanüstü durum planlaması yapılmalı ve bu plan kapsamında medikal timler, ekipler oluşturulmalı. Oluşturulan tim ve ekipler eğitimli, standart donanıma sahip olmalı. İşte bu nedenle bakanlığımız Afetlerde Sağlık Organizasyonu projesini sürdürüyor. Bu proje kapsamında ulusal medikal kurtarma ekipleri kuruldu ve ekipler sürekli olarak eğitiliyor."
Depremden doğan felaketleri azaltabiliriz
Seminerde eğitmen olarak görev alan Adana Sağlık Müdürü Doğan Barbaros da konuşmasında, Türkiye'nin 10-11 ayda bir hasarlı deprem yaşanan bir ülke olduğunu belirterek, "Doğal afetleri engellememiz olanaksız. O halde yapmamız gereken, doğal afetlere en iyi biçimde hazırlıklı olmak" diye konuştu. Ulusal Medikal Kurtarma ekibini anlatan Dr. Doğan Barbaros, "Biz depremi engellemeyebiliriz, ama doğru yerde ve doğru zamanda olursak depremden doğan felaketleri azaltabiliriz. Projemizin amacı bu" diye konuştu. Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan Barbaros, "Ülkenizin topraklarının yüzde 91'i, nüfusumuzun yüzde 95'i yani hemen hemen tamamı deprem tehlikesiyle yaşıyor. Barajlarımızın yüzde 92'si deprem bölgesinde ve sanayimizin yüzde 91’i yine deprem kuşağında. Açıkçası Türkiye depremle iç içedir. Deprem gerçeğini değiştiremeyiz. O zaman depreme karşı yaygınlaşma, tedbir ve eğitim gerekir dedi.
Enkaz altından insan çıkarmak kadar, hizmetin devamlılığını sağlamak da önemli
1999 Depremi'nden sonra her 10-11 ayda bir artçı deprem olduğunu ve bu depremlerde milli hasılanın yüzde 2'sinin bu nedenle kayıp olduğunu söyleyen Barbaros, "Bu ekibi kurmamızdaki amaç, afetlerde ölüm ve sakatlanma oranını düşürmek ve afete hazırlığı artırmaktadır. Oluşturduğumuz ekipler iyi, uygun, donanımlı, gönüllü çalışmalıdır. Gönüllü dememdeki sebep afet sırasında bu işi zorla yaptıran bir kurum yoktur ve zorla kimseye böyle bir şey yaptıramazsınız. Medikal kurtarma ekipleri ile afet sonrası hızlı ve güvenli hasta nakli, acil tedavi hizmetleri sunulmasının profesyonel organizasyonu hedeflemiştir. Proje ile ekip direkt kazazedeye ulaşmaktadır. Bu eksiklik 1999 depreminde yaşandı. Sadece insanı enkaz altından çıkarmak önemi değil, önemli olan bu hizmetin devamını sağlamaktır. 11 ilde başlayan medikal hizmeti Güneydoğu'da merkezi Adana olarak Sağlık Müdürlüğü'nce Gaziantep'te de başlattık. 20-30 kişiden oluşan her ekipte 2 uzman doktor ve 2 hemşire bulunmalıdır" şeklinde açıklamada bulundu.