ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Türkiye'de mesleki eğitim çok yetersiz

Türkiye'de mesleki eğitim çok yetersiz
YAYINLAMA: 12 Ocak 2025 / 17.58
GÜNCELLEME: 12 Ocak 2025 / 17.58

Türkiye'de mesleki eğitimin çok yetersiz olduğuna dikkati çeken Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü Uğur Ersoy, gelişmiş ülkelerde, eğitim sisteminde mesleki eğitim oranının yüzde 65-70 olduğunu, Türkiye'de bu oranın yüzde 30-35 seviyesinde kaldığını kaydetti.

Çağdaş eğitim veren okul sayısı artırılmalı

Türkiye'de mesleki eğitimi üniversitelerin vereceği yönünde bir görüşün kabul gördüğüne işaret eden Ersoy, "Oysa mesleki eğitimin, üniversite öncesi eğitimde yaygınlaşması, gerekir. Türk eğitim sisteminde, öğrencilerin üniversiteye girebilmesi hedef alınıyor. Mesleki eğitime önem verilmiyor. Eğitim sisteminin, ÖSS giriş sınavına endekslenmesi yanlış." diye konuştu ve Türkiye'nin çağdaş eğitim veren okul sayısını artırarak dünyanın bir çok ülkesinin öğrencilerine hizmet verebilecek önemli bir eğitim pazarı haline gelebileceğini vurguladı.

Genç nüfus, Türkiye için en önemli zenginlik kaynağı olabilir

Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu ifade eden Ersoy, "Bu genç nüfus, Türkiye için en önemli zenginlik kaynağı. Ancak, bu konuda eğitim çok önemli. Eğer bu nüfusu eğitemezsek, bu insanlar gelecekte birer işsiz ve tehlikeli insan olarak karşımıza çıkarlar" diye konuştu. Ersoy, Türk Eğitim Derneği olarak Türkiye'nin değişik kentlerinde bulunan 20 okulda eğitim-öğretim hizmeti verdiklerini, bu okullarda 15 bin öğrenci ve bin 500 öğretmenin bulunduğuna işaret etti. Gaziantep'te de bir okulları bulunduğunu, sanayi ve ticarette önemli bir merkez konumunda bulunan ilde, eğitimin gelişimine destek olmak için faaliyette bulunduklarını da sözlerine ekledi. TED Genel Müdürü Uğur Ersoy, eğitim konusunda toplumun bilinçlendirilmesinin gerekli olduğunu söyledi. Ersoy, Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Toplantı Salonu'nda, öğretmenlere yönelik olarak düzenlenen "Eğitim Sisteminde Sivil İnisiyatif" konulu konferanstaki konuşmasında, 77 yıldan beri, eğitimin kalitesini yükseltmek, vatana millete hizmet edecek öğrenciler yetiştirmek için çalıştıklarını belirtti.

Gelişmiş ülkelerin eğitimleri ve eğitime ayırdıkları bütçe ile gelişmişlikleri eşdeğerdir

Ersoy, "Biz eğitim ve öğretim kavramını bilimle iç içe diye düşünürüz. Şu anda ülke olarak eğitim ve öğretimde gerideyiz. Her gün eğitim sistemimizde bir şeyler değişiyor. Ülkenin başına şimdiye kadar 59 hükümet gelmiş ve devamlı Milli Eğitim Bakanı değişmiş. Bununla birlikte eğitim sistemimizde değişimlere uğramış. Eğitilmemiş olan ve eğitim beklentisi içinde olan bu gençlerimizin ileride verimsiz bir orta yaş grubu olarak görmek istemiyoruz. Kendine yeter şekilde üretim yapan iki ilden biri olan Gaziantep bu felsefesini dışarı yaymıyor, sadece bulunduğu yerde yükseliyor. Daha önce eğitimde ileride olan Gaziantep şimdi sanayide önde. Eğitimde gerileme söz konusu. Gelişmiş ülkelerin eğitimleri ve eğitime ayırdıkları bütçe ile gelişmişlikleri eşdeğerdir.

Üniversitelerde doktora ve mastır yapanların sayısı çok az

Türkiye'de her yıl 1 milyon 700 bin kişinin üniversite sınavına girdiğini, sadece 86 bin kişinin bir üniversiteye yerleştirilebildiğini dile getiren Ersoy sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversitelerde doktora ve mastır yapanların sayısı çok az. Ailelerin cebinden her yıl üniversiteye hazırlanan öğrenciler için 2.9 milyon dolar çıkıyor. Günümüzde bekçilik için bile yabancı dil istenmekte ve üniversite şartı aranmaktadır. Bu eğitim sisteminde öğrencilerin ne denli çaresiz olduğunu gösterir. Her 3 üniversite mezununun biri işsizdir. Bu sorunların güncel çözümleri hep aşağılarda aranmaktadır.

Başarı dendiğinde sınav başarısını anlar olduk

Ersoy, dershaneler konusunu irdelerken de "Ankara'da bir dershane, birinci olan öğrencisine 340 milyon dolarlık Ferrari araba veriyor. 17-18 Yaşındaki bir öğrenciye 340 milyon dolarlık bir araba hediye etmek hangi mantıkla ve eğitim ahlakı ile örtüşebilir. Başarı dediğimizde, çocuğumuz ÖSS'de veya LGS'de başarılı ise başarı kabul ediyoruz. Başarının bir kişilik başarısı olduğunu düşündüğümüz halde, başarı anlayışını başkalarının istediği başarı anlayışı düzeyine getirdik" dedi.

TED 1946'da kuruldu

Cumhuriyetin ilk yıllarında pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da reform ve modernizasyon çalışması yapıldığını vurgulayan Ersoy, şöyle konuştu: "31 Ocak 1928 yılında kurulan Türk Eğitim Derneği, eserinin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk'ün himayesine alındı. İlk adı Türk Maarif Cemiyeti olan dernek, 1946 yılında Türk Eğitim Derneği adını aldı. 5 yıldızlı ve meşaleli amblem bugünkü şekil ve renkleriyle dernek amblemi olarak seçildi. Türk Eğitim Derneği okullarında, Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda, çağdaş, laik, demokratik, katılımcı, yaratıcı, bilimsel bir eğitim anlayışı ve nitelikli eğitim-öğretimle hem bir üst öğrenim kurumuna, hem de iş, meslek ve toplum yaşamına uygarlığın gerektirdiği nitelikte değişime ve gelişime açık aydın öğrenciler yetiştirilir."

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *