Herkes Mersin'e bizim vekil tersine...
AKP Gaziantep Milletvekili ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in ABD ile AB'nin 'istenmeyen adam' ilan ettiği ve giriş vizesi vermedikleri Balerus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'yu ziyaret etmesinin ABD ve AB ile ilişkilerin sıkıntılı olduğu bir döneme rastlamasının sakıncalarına dikkat çekilerek, “Tüzmen, büyük olasılıkla Saddam'dan sonra Lukaşenko ile de son görüşen bir hükümet yetkilisi olarak, ikinci kez tarihe geçecek" denildi.
İstanbul Sabah Gazetesi'nin en çok okunan köşe yazarı Erdal Şafak, Tüzmen'e ayırdığı köşesinde, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in sürekli olarak ABD ve Avrupa'nın istemediği ve son günlerini yaşayan diktatörleri ve ülkelerini ziyaret etmesini eleştirdiği köşesinde, 'Tüzmen diktatörlerle son görüşen hükümet temsilcisi olma nitelemesinden haz duyuyorsa, bir adres daha verelim: Myanmar'ı programına alsın. Hatta oldu olacak Kuzey Kore'yi de" diye tiye aldı.
Saddam'la 750 milyon dolarlık bağlantı yaptık diye sevinmişti
Erdal Şafak, 1 Mart tezkere oylamasının yıl dönümü nedeniyle kaleme aldığı yazısında, ABD ile asıl kırılma ve ilişkilere kuşku gölgesi düşmesinin oylamadan 1.5 ay önce Kürşad Tüzmen'in Irak seyahati ile başladığını vurguladı. Şafak, "ABD'nin Irak'ı vurmaya hazırlandığı günlerde, hatırlayacaksınız; 13 Ocak 2003 günü Tüzmen ve Irak Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan el ele basın toplantısı düzenlemişlerdi. Belinde silahla gazetecilerin karşısına çıkan Ramazan sadece ABD'ye değil, Türkiye'ye de tehdit yağdırmıştı. Ağzını bile açamayan Tüzmen daha sonra Saddam Hüseyin tarafından kabul edilmiş, çıkışta izlenimlerini 'Çok etkileyici bir lider' diye özetlemişti. Ve Saddam yönetimiyle 750 milyon dolarlık iş bağlantısı yapmanın mutluluğuyla dönmüştü Türkiye'ye. Sonrası malum; 'Karo 10'lusu Taha Yasin Ramazan 19 Ağustos 2003'te yakalandı, 'Maça ası Saddam da 13 Ağustos 2003'te. Şimdi hücrelerinde mahkemeye çıkacakları günü bekliyorlar" diye yazdı.
Avrupa'nın son diktatörüne son ziyaret de Tüzmen'e nasip oldu
Saddam'la son görüşen hükümet yetkilisi olarak tarihe geçen Tüzmen'in önceki gün de Minsk'te Balerus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile görüştüğünü hatırlatan Erdal Şafak, Tüzmen'in ziyaret ettiği ülkeyi, diktatör devlet başkanını şu sözlerle anlattı: "Tüzmen, Lukaşenko ile görüşmeden duyduğu memnuniyeti süslü cümlelerle dile getirdi, Balerus ile ticareti geliştirmeyi arzu ediyoruz dedi. Peki kim bu Lukaşenko? Avrupa'nın son diktatörü. Göreve geldiği 10 Temmuz 1994'ten bu yana muhaliflerini ve aleyhinde yazan gazetecileri kaçırtıp öldürten ve cesetlerini yok ettiren bir zalim. Devlet başkanlığını iki dönemle sınırlayan (10 yıl) Balerus anayasasını halkı tehdit ederek değiştiren, bu amaçla geçen Ekim'de düzenlediği referandumun sonuçlarını sandıkların kapanmasına 5 saat kala ilan eden (Katılım yüzde 90, evet yüzde 82) bir zorba. ABD ile AB'nin "Person nan grata, yani 'İstenmeyen kişi' ilan ettiği ve giriş vizesi vermedikleri biri. Sadece ona değil, bakanlarına ve yakın çevresini oluşturan 50 kişiye de. O yüzden Balerus, hiçbir uluslararası toplantıda temsil edilemiyor. Lukaşenko hiçbir ülkeye gidemiyor.
Bilinçsiz politikalar Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini zedeliyor
ABD Başkanı George Bush'un Lukaşenko için, geçen hafta Slovakya'nın başkenti Bratislava'da, 'Karantinaya alınmış vebalının sonunun yaklaştığını söylediğini hatırlatan Şafak, "Kaçınılmaz olarak Balerus halkı bir gün demokratik ülkeler ailesine katılacak. O gün çok da uzak değil. İşte böyle birini ziyaret etti Tüzmen. Hem de Bush'un uyarısının ertesinde. Kuşkunuz olmasın; sadece ABD değil, AB de bu ziyareti not edecek" derken, ticaretin de etik kuralları olduğuna dikkat çekip, Tüzmen'e öneride bulunmayı da ihmal etmedi: "Tüzmen büyük olasılıkla Saddam'dan sonra Lukaşenko ile de son görüşen bir hükümet yetkilisi olarak ikinci kez tarihe geçecek. Bu tür nitelemelerden mutluluk duyuyorsa, bir adres daha verelim: Myanmar'ı programına alsın. Hatta oldu olacak Kuzey Kore'yi de."