Ülkemizde son yıllarda sosyal devlet ilkesinden uzaklaşıldığını, AKP hükümeti döneminde ise bu uzaklaşmanın daha da arttığını, sosyal devlet denince eğitim ve sağlık hizmetlerinin değil, sadece aşevleri ve yeşil karnelerin akla geldiğini belirten Eğitim Sen Eğitim Sekreteri Barış Boyraz, "Sosyal devlet ilkesinde devletin eğitim ve sağlık başta olmak üzere bir takım hizmetleri halka eşit ve tarafsız olarak götürmesi esastır" diye konuştu.
Devlet eğitimden elini çekmeye başlayınca eğitimde kalite düştü
80'li yıllardan sonra sosyal devlet ilkesinden uzaklaşıldığını, kâr mantığıyla hareket edilmeye başlanıldığını, bu mantığın, tüm insanların eşit ve tarafsız hizmet almasını engellediğini ifade eden Boyraz, "Türkiye'nin, 1980'den sonra sosyal devlet olmaktan kendini imtinaıyla çektiğini üzülerek izledik. Sosyal devlet olmak istemeyen devlet, dolayısıyla sosyal hizmetleri halka tarafsız ve eşitlikçi bir şekilde götürmek istemedi. Devletin sosyal devlet anlayışına sırtını dönmesi, daha fazla kar etmek isteyen kurumların da iştahını kabarttı. Devlet eğitimden elini çekince, eğitim süreci içinde bir sorunlar yumağı haline geldi" dedi.
Dünyanın hiçbir yerinde bizdeki kadar özel dershaneler yoktur
Devletin eğitimden elini yavaş yavaş çekmesiyle birlikte devlet okullarında başarının düştüğünü, bunun yerini dershanelerin doldurmaya başladığını belirten Boyraz, "Dünyanın hiçbir yerinde dershaneler okulların üstünde bir kurum gibi değildir ve görülemez. Ülkemizde ve kentimizde dershanelerin giderek çoğalması iyiye değil, aksine eğitme kalitenin düşmesine işarettir. Düşünün bir öğrenci ilkokuldan başlı yor, liseyi bitirene kadar dershaneye gidiyor. Dershanede verilen bilgiler okullarda verilen bilgilerden farklı değil. Oysa eğitim gerçek anlamda okullarda verilse, zaten dershane diye bir kavram olmayacaktı. Fakat şimdi dershaneler okullar kadar yaygınlaştı ve hatta bazı dershanelerin binaları okullardan daha görkemli oldu. Bu dünyada eşi benzeri görülmemiş bir olay" diye konuştu.
Dershanelerin artması kaygı verici
Dershaneciliğin özel okul işletmeciliğinden bile karlı olduğunu, okullardaki eğitime takviye olarak hizmet veren dershanelerin eğitim ayağının en şanslı grubunu oluşturduğunu açıklayan Boyraz. "Sınıf mevcudunun kalabalık olması ve öğretmenin öğrenciyle yeterince ilgilenme olanağından alı konulması dershanelerin ekmeğine yağ sürüyor. Devlet okullarında bir dersliğe 75-80 öğrenci düşünce öğrenci yeterince soru sorma ve test çözme imkanlarından uzaklaşıyor. Burada devreye giren dershaneler, öğrencilerin okulda öğrendiklerini pekiştiren ve kurumlar olarak ciddi ücretlerle öğrencileri kendine bağımlı yapıyor. Dershanelerdeki öğretmenlerin elinde sihirli değnek yok. Oysa özellikle lise son sınıfta okuyan öğrenciler rapor alarak derse girmeyip dershanelere gidiyor. Bu durum son derece üzücü ve kaygı verici" diye konuştu.