Devlet Hastanesinde bile tedavi çok pahalı..
Can pazarına çıkmış insanlar. Canını satın almak isteyenler... Bu ülke ise insan canının en ucuz gittiği yerlerden biri. Bir umut, bir çırpınışla daha ucuza kurtarmak canlarını. Nerede mi? Devletin hastanelerinde.
Yönetmelik hükümlerine göre saat 15.00 ten sonra acil servis dışında polikliniklerde bakılmıyor can işlerinize. Can pazarına çıkan poliklinik de bankın üzerinde yatıp acıyla kıvranan Aysel Yaşa'nın canı, şimdiye kadar kendisine biraz pahalıya mal olmuş devletin hastanesinde.
Aysel Yaşa, hastane macerasını şöyle anlatıyor kıvranarak: “Bir gece aniden sancılandım. Bir arabayla hastanenin acil servisine getirildim. Önce 800 liralık fiş kestiler. Bir iğne yapıp eve gönderdiler. O gün taksi parasıyla beraber bin 800 lira harcadım. Ertesi gün yine sancılanıp acile geldiğimde 800 liralık bir fiş daha kesildi. Bir röntgen, araba parası, fiş parasıyla iki bin 800 lira daha gitti. Şimdi filme bakıp teşhis koyacaklar. Doktorun yanından çıkarken şöyle söylüyordu Yaşa: “Devlet hastanesi fakirden kazanıyor. Şimdiye kadar 4 bin 600 lira param gitti. Çektiğim acı ise düşman başına. Yarın için bevliyecinin röntgen istediğini, yağ içip yeniden röntgen çektireceğini söyleyerek yana yakıla gidiyordu.
Mademki acile geldi. Niçin içeriye alınıp yatırılmadı?
Bugün devletin genel bütçe içinden sağlık harcamalarına ayırdığı oran, çok gülünç bir rakam. Gaziantep Devlet hastanesinin şimdiki halde hizmet vermesini, devletin ayırdığı bütçeyle gerçekleştirdiğini düşünemiyoruz bile. Baş tabip Dr. Bilgin Hürcan'ın gayretiyle bu seviyeye geldiğini burada belirtmek isterim.
Ama Devlet Hastaneleri Türkiye'nin bütün şehirlerinde olduğu gibi Gaziantep'te de yetersiz. İhtiyaca cevap verecek düzeyde değil. Hele hele hızla artan nüfus karşısında büsbütün yetersiz kalıyor. Devlet hastanesinin yükünü hafifletmek için sağlık ocaklarının açılması bile bir fayda sağlamadı. İşlerlikleri çok az.
Alım gücünün düşmesiyle, devlet hastanelerine tedavi olmak için gelen hasta sayısında bir artış olduğu, bundan birkaç sene ön ce özel doktora gidebilen kesimin bile devlet hastanelerine yığıldıkları gözlemlerimiz arasında yer alıyor. Yaşadığımız şu çağ da sağlıksız yiyeceklerden ve ekonomik koşulların yarattığı streslerden hasta olup, doktora ya da hastaneye gitmeyenimiz kalmıyor.
Kısacası her ne sebeple olursa olsun Devlet Hastanesi 500 bin nüfuslu bir şehrin yükünü kaldıramıyor. Kaldıramadığı için de hastane kapılarında dert, çile, acı birlikte yaşanıp gidiyor. Belki Karşıyaka’da yapılacağı söylenen yeni Devlet Hastanesinin bir an önce hizmete girmesi bu yükü bir ölçüde azaltacaktır.
Burada neyi ve kimi suçlayacağını bilmiyor insan. Devletin hastanelere ayırdığı bu sınırlı bütçeyle neler yapıldığı gayet açık. Hastanede karşılaşılan insan ilişkilerinde de kimseyi suçlayamıyoruz. Çünkü bütün yanlış ilişkiler eğitimsizliğin sonucudur.