Gaziantepli gençler kendilerine güvenilmesini istiyorlar
Birleşmiş Milletler 1985'i “Gençlik Yılı” ilan etti. Amaç, gençliğin sorunlarını gündeme getirmek, gençliğin sorunlarının çözümünü kolaylaştırmak. Ancak aksaklıkları ortaya koymak, önerilerde bulunmak yetmiyor. Eksikliklerin tamamlanmasına çalışmak gerekiyor. Neden 1985 Gençlik Yılı kabul edildi? Gençlik ve sorunları öncede vardı. Şimdi de var, sonra da olacak. Bir an önce, sorunların çözümü yoluna gidilmelidir. Sorunlara bir parça da olsa ışık tutmak amacıyla gençlerle konuştuk. Şehrimizde gençlik nasıl anlaşılıyor, gençler neler istiyor öğrenmeye çalıştık. Şöyle diyorlar gençler:
Burhan Balcıoğlu (öğretim görevlisi): Gençlik yılının anlamı geniş tutulmalı. Gençler için, geniş çerçeveli atılımlar düşünülmelidir. Geçmiş yeniye ışık tutmalıdır. Günümüz gençliğinin şu an ne istediği önemlidir. Gençlik iyi aile eğitimi istiyor. Bunun için de yetişmiş ana-baba şarttır. Eğitim aileden başlar, öğretim okulda alınır. Gençliği geçmiş yıllarda belli dönemlere göre değerlendirmek gerekir. 1970-75 ile 80-85 yılının gençleri çok farklıdır. 70’li yıllarda kendini güvencede hisseden gençler şimdi öyle hissetmez oldu.
Jale Yalçın (Lise öğrencisi): Bence 15-25 yaşlan arasındaki kişilere genç denir. Genç, sorumluluk duygusunu öğrenmeye çalışan insan demektir. Gençlere güven duyulmalı ki kişilikleri olumlu gelişsin. Bu yılın gençlik yılı olarak kabul edilmesi çok güzel bir olay. Belirli bir süre de olsa gençlerle yakından ilgilenilmesi yararlı olacaktır. Bu yıl içerisinde sorunlarımıza eğilinmesi, verilen sözlerin tutulması en büyük isteğimiz.
Mehmet Tütüncüler (ODTÜ mezunu): Gençliğin sorunları çok. İş yok. Askere almıyorlar. Bir sene sonraya bırakıyorlar. Yabancı dil bilen teknik bir elemandan bir sene yararlanmıyorlar. ODTÜ makina bölümünü bitiren 30 gençten ancak 10'u iş bulabildi. Gaziantep sanayicileri bizi kabul etmiyor. Bizim okuldan çıkan gençleri yanlarına alıp, hem kendileri yararlanmalı, hem gençleri işsiz kalmaktan kurtarmalıdırlar. Kalkınma için bunlar şarttır.
Zeynep Bölücek (Muhasebeci): Aileler gençlerden çok şey bekliyorlar, özellikle yoksul ailelerde gençler bu yüzden bunalıma giriyor. Gençler aileyi mi?, kendilerini mi? düşüneceklerini şaşırıyorlar.
Belgin Tutkuşu (Ev kadım): Gençler Avrupa özentisi içinde. Giyim, müzik, davranışlarda, TV'de hep batının özellikleri gösterilerek özenti sağlanıyor. Bu davranışları yanlış buluyorum. Kendi kaynaklarımızı yeterince kullanma fırsatımız olmadığı için başkalarına benzemeye çalışıyoruz.
İbrahim Kılıç (Memur): Toplumun dinamizmi gençlerdir. Bunu iyi kullanmak gerekir. Yalnız okuyan gençliğe değil, okumayan gençliğe de gerekli eğitim ve kültür götürülmelidir. Sağlıklı toplum isteniyorsa gençleri iyi yetiştirmek gerekir. Toplumun kendi öz değerleri gençlere verilmelidir.
Zeki Gürsel (Kalfa): Gençlik kampları, şenlikler düzenlenmeli, biz okumayan gençler için eğitim kursları yapılmalıdır. Bu arada ailelerimiz eğitim, için yardımcı olmalı, maddi güçlüklerimiz göz önüne alınarak ucuz yollu bir şeyler düşünülmelidir.
İbrahim Yaşar (Tezgahtar): 18 yaşa seçme hakkı verilmelidir. Önceki yıllar toplumda meydana gelen anarşinin nedeni olarak gençler suçlandı, hapsedildi. Demek ki seçme hakkı verilmese de gençler nasıl olsa bu işlere karışıyorlar. Öyleyse bir de bizlere güvenin oy hakkı verin. Belki o zaman işler daha iyi olur.
Mehmet Bulut (Çırak): Okumak istedim okutmadılar. Hiç olmazsa akşam liseleri açılsa belki okumak şansını elde edebilirdik. TV'de yabancı müzik artırılmalı.
Ahmet Akmaz (Esnaf): TV’de arkadaşlık, ailevi konular işlenmeli, gençler hippiliğe özendirilmemelidir.
Yalçın Çakmak (Çırak): Her şeye zam var. Gençlerin aylıklarına zam yok. Hep az parayla çalışmak, çok iş yapmak zorundayız. Genç miyiz, insan mıyız? farkında değiliz.