Sudan hükümeti tarafından yapılan açıklamada, anayasanın din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesine dayanması ve ülkede ayrımcılığın sona erdirilmesini teşvik etmesi gerektiği vurgulandı.
Anadolu Ajansı İngilizce servisine göre açıklamada, “Sudan, çok uluslu, çok dinli ve çok kültürlü bir toplumdur. Bu çeşitliliklerin tam olarak tanınması ve yerleştirilmesi teyit edilmelidir" ifadeleri yer aldı.
"Din ve devlet işleri birbirinden ayrılacak"
Açıklamada ayrıca, "Sudan'ın, tüm vatandaşların haklarını güvence altına alan demokratik bir ülke haline gelmesi için, din ve devlet işleri birbirinden ayrılmalıdır" ifadesine yer verildi; tarafların yapacağı anlaşmanın inanç, ibadet özgürlüğü ve dini uygulama özgürlüğünü tüm vatandaşlar için tam ve eşit olarak olarak garanti edeceği vurgulandı.
Açıklamada, devletin resmi bir dininin olamayacağı ve hiçbir yurttaşın da dini kimliğinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulamayacağının altı çizildi.
Anlaşmanın, Sudanlı devrik İslamcı diktatör Ömer el Beşir’in destekçileri tarafından tepkiyle karşılanması bekleniyor.
Anlaşmanın güç dağılımına etkileri
Anlaşma, isyancı gruplara kabinedeki bakanlıkların %35'inin yanı sıra, yaklaşmakta olan 300 üyeli geçici yasama meclisinde 75 sandalye ve 11 kişilik Egemen Konsey'de de üç üyelik veriyor.
Anlaşmayla birlikte Sudan, federal sisteme geçerken, Güney Kordofan ve Mavi Nil bölgeleri özerklik kazanıyor.
Anlaşmaya göre, beş eyalete ayrılan Darfur bölgesi, yedi ay sonra tek bir bölgede yeniden birleşecek ve kendi valisine sahip olacak.
Sudan'ın kısa tarihi
Sudan 1 Ocak 1956'da bağımsızlık ilan etmesinden bu yana, bir dizi istikrarsız parlamenter hükümet ve askeri rejim tarafından yönetildi. Ülkede, 1983'te Cafer Nimeri'nin liderliği altında şeriat rejimi tesis edildi.
Sudan 1989 ve 2019 yılları arasında, İslamcı diktatör Ömer el Beşir liderliğinde 30 yıl askeri diktatörlükle yönetildi. 2018'in sonlarında Beşir'in istifasını talep eden protestolar patlak verdi ve 11 Nisan 2019'da gerçekleştirilen askeri darbe Beşir'e görevden el çektirdi.