2019-2020 Eğitim Öğretim yılının sona erdirilmesini Sabah’a değerlendiren Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, “Yaşadığımız süreçte gösterdi ki, eğitimin kamusal olarak, yurdun her köşesinde bireylere, eşit ve adil olarak, çağdaş, bilimsel, laik, karma, parasız şekilde verilmesini sağlamadığı sürece gerek eğitimde, gerek pandemide, gerekse yaşamda eşitsizlik ve kaos devam edecek” dedi.
Uzaktan eğitime öğrencilerin yüzde 30’u ulaşamadı
Her ne kadar eğitime ara süreci bir haftalığına başlamışsa da salgının yayılma hızı ve etkisi görülünce ara sürecinin uzatılma kararı alınmasının ve eğitimde hazırlıksız yakalanmanın da etkisiyle birçok sorunu beraberinde getirdiğini ifade eden Ay, “İlk etapta EBA üzerinden uzaktan eğitim yoluyla bu sorunu çözeriz mantığıyla bakan bakanlık, eğitime uzaktan bakarak, sorunun çözümüne bakakalmıştır. Yıllardan beri EBA sistemi devreye sokulmasına, ayrılan onca kaynağa rağmen, EBA’nın özellikle bazı sınıf seviyelerinde ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıktı. Evinde internet bağlantısı bulamayan böyle bir maddi olanağı olmayan öğrenciden, internet üzerinden ders takibi yapması beklenmiştir. TV’de ders anlatan öğretmenlerin hızına çoğu zaman öğrenci yetişememiştir. EBA TV’den de çokta verimlilik alamayan, uzaktan eğitime öğrencilerin yüzde 30’una hiç yetişemeyen bakanlık, uzaktan eğitimi öğretmenlerden talep etmiş, zoom gibi programlarda yaşanan sıkıntılar üzerine EBA’da öğretmenler üzerinden canlı ders uygulanması yolunu seçti. Üstelik ülkemizde eğitimde zaten olmayan fırsat eşitliğini iyice ortaya çıkarmıştır. Uzaktan eğitimle ile ilgili yaşanan sürece bakıldığında eğitim sistemimizin ‘göç yolda dizilir.’ Mantığıyla, günübirlik politikalarla yönetilmeye çalışıldığı görüldü” ifadelerini kullandı.
Öğretmene yapılan farklı dayatmalar asla kabul edilemez
Pandemi sürecinde ek ders kısıtlamasına gidildiğini ve ücretli öğretmenlerin mağduriyet yaşadığını anlatan Başkan Ay, “Devam eden süreçte bakanlık 100 bin civarında açığın olduğu, 500 binden fazla öğretmenin atama beklediği bu dönemde, 18 Mart tarihinde 20 bin öğretmen atamasını yaptığını açıklayarak müjdeli haberi vermiş ancak ataması yapılan meslektaşlarımız göreve başlatılamamış, ataması yapılan 20 bin öğretmene yeni bir mağduriyet yaşatmıştır. Bütün planını göreve başlamak üzerine kuran, ataması yapıldığı için mevcut işinden ayrılan, bu pandemi günlerinde ortada beş parasız kalan, eşi çalışan, eş durumu tayini bekleyen ataması yapılan fakat göreve başlatılmayan öğretmenlerin mağduriyetleri devam ediyor. Bütün bu yaşananlara rağmen Öğretmenler kendi imkanları ölçüsünde pandemi sürecinde çözüm üretmeye çalışmış. Veli ve öğrencilerine çeşitli yollardan ulaşmaya çalışmış, öğrencinin moral motivasyonunu yüksek tutmaya çalışmıştır. Gerek farklı programlar yoluyla gerek EBA’da başlatılan canlı ders uygulamalarıyla öğrencileriyle buluşmuş, 30-40 kişilik öğrenci mevcutlu sınıflarda ancak 8-10 öğrenciye ulaşırken, gittikçe bu sayılar 1-2 öğrenciye kadar düşmesine rağmen eğitimi devam ettirmeye çalıştı. Diğer taraftan illerde kurulan vefa gruplarına sağlığı elveren birçok meslektaşımız hiç tereddüt etmeden görev aldı. Bazı işgüzar idareciler, amirler işi daha da ileri götürerek öğretmeni sağlıklı bireylerin kapılarına maske götürmekle görevlendirmeye kalkışması gibi mobbinge varan tutumları hepimizi derinden üzmüştür. Salgın sürecinde eğitim öğretimle ilgili her türlü görevini yerine büyük bir azim ve gayretle yerine getirmeye çalışan öğretmene yapılan farklı dayatmalar asla kabul edilemez” şeklinde konuştu.
YKS’nin öne alınması öğrenci ve velilerde tramvaya neden oldu
YKS’nin bir ay önceye çekilmesinin öğrencilerin planlarını alt üst ettiğini, gerek ailelerde gerekse öğrencilerde ciddi travmalar ortaya çıkardığını kaydeden Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Oysa yıllardan beri her ortamda dile getirdiğimiz sınav sistemi kaldırılmalı, öğrencinin başarısına, istidat ve kabiliyetine dayalı eğitim modeline geçilmek için adım atılmış olsa bu sorunların hiç birisi yaşanmayacaktı. Belki pandemi süreci büyük bir fırsattı. Yine de bu süreçten ders alınmalı eğitimin bütün paydaşları sistemin içine dahil edilerek gerekli çalışmalar şartlan uygun olduğu en kısa sürede başlatılmalıdır. En azından gelecekte velilerimiz, öğrencilerimiz bu sınav stresinden kurtarılmalı.”
Virüs salgını nedeniyle sınıflar en fazla 10 öğrencili olmalı
Sınavlarda MEB’in ve YÖK’ün önlem alması gerektiğini vurgulayan Başkan Ay, “Virüs salgını nedeniyle sınıflarda en fazla 10 öğrenci olmalı. Saatlerce maske ile sınava girmeye alışık olmayan öğrenciler için sınav gözetmenlerine eğitim verilmeli. Bunalıp maskesini gevşeten-çıkaran öğrenciye karşı hoşgörülü yaklaşılmalı, öğrencinin moralini bozucu söylem ve davranış içine girilmemeli. Hasta olmasa bile öksüren öğrencinin kendisi ve diğer öğrencilerin tedirgin olmaması açısından kısa süreliğine gözetmen eşliğinde salon dışına çıkabilmeli ve tekrar sınava kaldığı yerden devam edebilmeli. Her okulda virüs salgını konusunda uzman (mümkünse doktor-hemşire) bulunması sağlanmalı.” Hüseyin Karataş