Milyonlarca öğrenci bu hafta sonu Liseye Giriş Sınav’ına (LGS) girecek. Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, kentte sınavların yapılacağı okulları gezdiklerine ve uygulanacak mesafenin uygun olmadığına dikkat çekerek, “Hafta sonu sınava girecek öğrencilerimizi deyim yerindeyse “dip dibe” oturacak. MEB binlerce öğrencimizin, onların velilerinin, sınavda görev alacak öğretmenlerimizin ve ailelerinin sağlığını tehlikeye atmaktadır” dedi.
“Tehlikeli mesafe”
Birçok eğitimcinin ısrarına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın LGS’nin 20 Haziran’da okullarda yüz yüze yapılacağı yönündeki açıklamasını hatırlatan Parlakçı, “Gaziantep’te LGS’nin gerçekleştirileceği okul binalarını incelediğimizde, sınavın 20 kişilik sınıflarda yapılacağını, havalandırmaları yetersiz olan birçok sınıf olduğunu ve sınav salonlarına yerleştirilmiş sıralara baktığımızda sınava girecek öğrencilerimizin arasında ancak 60-70 cm’lik mesafe olacağı görülmektedir” diye konuştu.
Sağlık Bakanı’nın bu mesafeyi “tehlikeli mesafe” olarak nitelendirdiğini, ancak buna rağmen sınavın deyim yerindeyse “dip dibe” yapılacağına dikkat çeken Parlakçı, MEB’in binlerce öğrencinin, velinin ve sınavda görev alacak olan öğretmenin sağlığını tehlikeye arttığını söyledi.
‘MEB’in ciddiyetsiz yaklaşımını dehşet içerisinde gözlemledik’
Parlakçı, okullarda salgın tehlikesi görülmeden önce yapılan sınav planlamasına aynen devam edildiğini ve neredeyse hiçbir değişikliğe gidilmediğini belirterek şunları söyledi: “MEB’in açıkladığı “simülasyon çalışmaları” gerçeği yansıtmamakta, maske kullanımı ve dezenfektan dışında yeni hiçbir önlem alınmadan mevcut sınav uygulama planının aynı şekilde hayata geçirildiğini fark ettik. Tüm dünyayı ve ülkemizi tehdit eden küresel salgın ortamında yapılmasında ısrar edilen bu sınava dair MEB’in ciddiyetsiz yaklaşımını maalesef dehşet içerisinde gözlemledik.”
‘Sınav güvenliğine dair ciddiyetsiz bir tutum izlenmekte’
Yapılan tüm açıklamalara rağmen sınav güvenliğine dair kaygılarının arttığını dile getiren Parlakçı, “Aylardır bu sınava hazırlanan öğrencilerimizin psikolojileri konusunda herhangi bir sorumluluk almayan MEB, gelinen noktada öğrencilerimizi, velilerimizi ve öğretmenlerimizi Covid19 riskiyle de yüz yüze getirmekte ve sanki her şey yolundaymış gibi bir yandan sosyal medyada pembe tablo çizen animasyonlar yayınlarken ,diğer yandan öğretmenleri görevlendirme yoluna gitmektedir. Tüm bunları yaparken de sınav güvenliğine dair önlem almak bir yana ciddiyetsiz bir tutum izlemeye devam etmektedir. Sınavın normalleşme olarak anılan hızlı açılım süreciyle vaka sayılarının artış gösterdiği bir zamanda ve ortamda yapılması, sağlık tedbirlerinin yoğun biçimde arttırılmasını gerektirmektedir” şeklinde konuştu.
‘Asıl olan öğrencinin ve öğretmenin sağlığıdır’
Parlakçı, “Bazı eğitimci ve çevrelerin sınavın ertelenmesinin öğrencilerde tedirginlik stres yaratacağı yönündeki açıklamaları doğru değildir. Burada asıl olan öğrenci öğretmen veli ve toplumun sağlığıdır. Ne yazık ki öğrencilerimizin ve toplumun sağlığı turizmin canlanmasına ve ekonomik çıkarlara kurban edilmiştir. Salgın sürecinde görüldü ki örgün eğitimdeki eşitsizlik uzaktan eğitimde daha da katlanarak büyüdü. İnterneti, bilgisayarı olmayan öğrencilerimiz sınava tam anlamıyla hazırlanamadılar” diyerek, sınav ile birlikte söz konusu olan sorunların daha da büyüdüğüne dikkat çekti.
‘LGS için gereken önlemler acilen alınmalı’
Parlakçı son olarak, “Eğitim Sen olarak başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere sağlık Bakanlığı ve diğer kurumları, öğrencilerimizin, velilerimizin ve öğretmenlerimizin vazgeçilmez hakları olan sağlık haklarını korumak üzere acilen göreve çağırıyoruz! Dünya Sağlık Örgütü’nün, Türk Tabipleri Birliği’nin uyarıları ve çağrılarına uygun hareket edilmelidir! Bu hafta sonu yapılacak olan LGS’nin sağlıklı bir ortamda gerçekleştirilmesi için gereken önlemler acilen alınmalıdır! Öğrencilerimizin arasındaki fiziksel mesafenin en az 1,5 metre olması kuralı hayati derecede önemlidir, buna uygun önlemler vakit kaybetmeksizin alınmalıdır!” ifadelerini kullanarak, yaşanacakların sorumlusunun Milli Eğitim Bakanı ve süreci ciddiyetsizlikle yürüten kamu yöneticileri olduğunu söyledi. Esra Aydın