Türkiye’nin iş kazalarındaki karnesinin çok kötü olduğunu söyleyen Sayar, iş sağlığı ve güvenliği sektöründe de rant döndüğünün altını çizdi. “İş kazalarının ve meslek hastalıkların ülkemize yıllık maliyetleri 90 milyar lira civarında” ifadelerini kullandı.
6331 Sayılı Kanun sahaya yansımayan bir kanun hükmüne düştü
2012 yılında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir kanun çıkarıldığını ve bu kanunla beraber birçok değişiklilerin yaşandığını açıklayan Başkan Sayar, “Özellikle iş güvenliği uzmanları, iş yeri hekimleri ve iş yeri hemşiresi sahaya indi. Sahaya inmesiyle beraber Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğini daha önce yaşamamış, görmemiş, bilgilenmemiş işçilere, çalışanlara eğitimler verildi, risk değerlendirmeleri ve tatbikatlar yapıldı. Fakat sahaya yansıma konusunda sıkıntılar oluğundan 6331 sayılı kanun sahaya yansımayan bir kanun hükmüne düştü. Böyle bir yasanın Türkiye’de iş kazalarını azaltması bekleniyordu, lakin azaltmadı” ifadesini kullandı.
İSG çalışanlarının hak ettiği ücreti alarak çalışması için mücadele veriyoruz
Genel Başkan Sayar, gerekli denetimlerin yapılmadığına dikkat çekerken, “Her seçim döneminde işverenin canını yakma merkeze geç otur deniliyor. İşverenler, ertelenebileceğini, bu cezadan kurtulabileceklerini düşündükleri için iş sağlığı ve güvenliği konusuna gerekli önemi vermiyor. İSG çalışanlarının işsizlik, düşük ücret, mobbing, eşitsizlik, itibarsızlık ve haksız yargılanma gibi çok fazla sorunları olduğundan iş yerlerinde çalışırken konsantre olamıyor, mutlu bir şekilde çalışamıyor. Mutlu bir şekilde çalışamayınca da etkili olamıyor, etkili olamayınca sahaya yansıtamıyor. Meslektaşlarımızın huzurlu ve mutlu bir şekilde, hak ettiği ücreti alarak çalışması için mücadele veriyoruz” diye açıklama yaptı.
“İş kazalarında Türkiye olarak dünyada üçüncü Avrupa’da birinciyiz diye bir söylem var, ama rakamların ve sıralamaların çok önemli olmadığını düşünüyoruz” diyen Sayar, “Türkiye’de her yıl bin 500 kişi yerine 10 kişi de ölse kabul edilebilir mi? Kabul edilemez. Birilerinin evladı, birilerinin babası, birilerinin annesi hayatı söz konusu olduğunda ihmal edemezsiniz. Bu kabul edilemez. Dolaysıyla rakamlara takılmıyoruz. İş kazalarını azaltacak kişiler iş güvenliği uzmanlarıdır gibi bir mevzuat ve kanun olmamasına rağmen meslektaşlarımız iş kazalarını azaltmak için çalışıyor. Ama her bir iş kazası olduğunda sanki iş kazasını iş güvenliği uzmanı yapmış, yaptırmış gibi gözaltına alınıyoruz, tutuklanıyoruz, cezalar alıyoruz, meslekten men cezaları alıyoruz. Bunun adaletli bir yaklaşım olmadığını her yerde söylüyoruz” dedi.
Gaziantep’te ilk sıralarda yer alan sorunlardan biri de belge kiralamaları
Belge ve diploma kiralama konusuna değinen İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN) Genel Başkanı İrfan Sayar, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü: “Sektörde diploma ve belge kiralama olayı çok yoğun bir şekilde yapılıyor. Bu konuda özellikle Gaziantep’te ilk sıralarda yer alan sorunlardan biride belge kiralamalarıdır. Ülkemizde iş güvenliği uzmanlık belgesi çok kolay ulaşılabildiği ve alınabildiğinden çok fazla verildi. Şu anda Türkiye’de 150 bin sertifika almış iş güvenliği uzmanı var. Başka bir sektörde çalıştığı halde belgesini kiralıyor. Ancak iş yerine gitmiyor, onun yerine başkası gidiyor. Bu etik bir davranış olmadığı gibi iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerin hakkıyla alınamamasının önünü açmış oluyor. Bizler iş kazalarını önleyebileceğimizi iddia ediyoruz ama bu şekilde önleyemeyiz.” Hüseyin Karataş
RSS