ANASAYFA arrow right Ekonomi

Öğretmenlerin yüzde 80’i borçlu, üçte ikisi ek iş yapıyor

Öğretmenlerin yüzde 80’i borçlu, üçte ikisi ek iş yapıyor
YAYINLAMA: 24 Kasım 2020 / 20.36
GÜNCELLEME: 24 Kasım 2020 / 20.36
Parlakçı, Türkiye’de de öğretmenlere duyulan güvenin eğitim sistemine duyulan güvenin üzerinde olduğunu, öğretmenlere duyulan güven y 6,5 iken, eğitim sistemine duyulan güvenin 4,5 oranında kaldığını söyledi

Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Başkanı Ömer Parlakçı, çalışma ve yaşam koşullarının sürekli kötüleştiğine dikkat çekerken, “Öğretmenlerin yüzde 80’i borçlu yaşamak zorunda bırakılırken, en az üçte ikisi geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda bırakılıyor. Ücretlerimiz enflasyon ve dolar karşısında hızla eriyor. Son bir yılda TL’nin değer kaybetmesi, bizi de etkiliyor. İktidar, kaşıkla verdiği maaş zamlarının daha fazlasını kepçeyle geri alıyor. Eğitim-öğretim sürecinin emektarları olan yardımcı hizmetliler ve memurların durumu ise çok daha vahim durumda” dedi.

Öğretmenlere duyulan güven 10 üzerinden 6,5

Toplumda kabul görmeyen, eleştirilen politikalarının sorumlusunun öğretmenlermiş gibi gösterildiğini kaydeden Parlakçı, “Öğretmenler çalışmıyor”, “Öğretmenler çok tatil yapıyor”, “Öğretmenler dersleri iyi anlatmıyor” denilerek sadece mesleğimize değil, kişilik haklarımıza da saldırılıyor. Bunun sonucunda kimi zaman şiddete varan eylemlere, kimi zaman ise yeni angaryalara maruz kalıyoruz. UNESCO’nun yayınladığı Küresel Eğitim İzleme Raporu verileri ise gerçeği gözler önüne seriyor” dedi.

Türkiye’de de öğretmenlere duyulan güvenin eğitim sistemine duyulan güvenin üzerinde olduğunu, öğretmenlere duyulan güven 10 üzerinden yaklaşık 6,5 iken, eğitim sistemine duyulan güvenin yaklaşık 4,5 oranında kaldığını söyledi. “Soruyoruz; öğretmeni değersizleştiren, mesleğine küstüren bir eğitim politikası ve uygulamalarla eğitimi daha nitelikli hale getirmek mümkün müdür?” diye sordu.

Bugüne kadar 45 öğretmen intihar etti

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi verilerine göre ataması yapılmayan öğretmen sayısı, Türkiye’deki 37 ilin nüfusundan daha büyük bir sayıya ulaşıp 500 bini aşmıştır” diyen Başkan Parlakçı, “Son 10 yılda açılan üniversitelerle birlikte her yıl yaklaşık 70 bin öğretmen üniversitelerden mezun olmaktadır. Ancak MEB tarafından yayınlanan resmi rakamlara göre, öğretmen açığı 138 bindir. Ataması yapılmadığı için bugüne kadar 45 öğretmen intihara sürüklendi. Ne yazık ki yaşamına son vererek aramızdan ayrılan öğretmenimiz İsa Erdoğan’ın geride bıraktığı not, her birimizin bu sözler üzerine uzun uzun düşünmesini zorunlu kılıyor: “Uzun zamandır mutsuzum. Mutlu nasıl olunur, onu bile bilmiyorum aslında. Hayatımın geri kalanını devam ettirmek için umudumu, ışığımı kaybettim. Bu paradoksu kıramadım. Başka bir sebep aramanıza gerek yok” ifadelerini kullandı.

Kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli

Parlakçı, Öğretmenler Günü olarak 12 Eylül ürünü olan 24 Kasımı değil, Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihinin esas alınmasını istedi, öğretmenlere hak ettiği değerin verilmesini gerektiğinin altını çizdi. “OHAL’i fırsata çevirerek çıkarılan KHK’ler ile hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımız bir an önce görevlerine dönmelidir. Güvenlik soruşturması bahanesiyle görevlerine son verilen eğitim emekçileri görevlerine iade edilmelidir. Uluslararası sözleşmelere ve anayasaya aykırı biçimde, sendikal eylem ve etkinliklere katılanlar hakkında yürütülen hukuksuz soruşturmalar sonlandırılmalı, verilen hukuksuz cezalar iptal edilmelidir. Öğretmen alımında mülakat uygulamasına son verilerek, personel rejiminde liyakat ilkesi esas alınmalıdır. Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli” şeklinde konuşma yaptı.

Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı

Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Sayıları yarım milyona yaklaşan ataması yapılmayan öğretmenlerin atama sorunu çözülmelidir. Başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, eğitim emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı ekonomik mağduriyetler giderilmeli, son 18 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır. Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, vergi dilimi uygulaması sabitlenerek ücretlerde yaşanan erimenin önüne geçilmelidir. Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmeli ve en az iki kat arttırılmalıdır. Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere yılda iki kez olmalı ve bütün eğitim ve bilim emekçilerinin yararlanması sağlanmalıdır. Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplu sözleşme düzenin yaratılması sağlanmalı.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *