Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Serbest Bölgeler Meclis Başkanı Mehmet Özmen, serbest bölgeleri ekonominin lokomotifi konumuna getirmek istediklerini belirterek, ''Yeni nesil serbest bölgeler ile 2023 vizyonu için çalışmalar başladı. 2023 yılında 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefliyoruz'' dedi.
Özmen, Turgut Özal zamanında çıkarılan yasayla hayata geçirilen serbest bölgeler ile Türkiye'de ihracata yönelik yatırım ve üretimi artırmanın, doğrudan yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmanın, dış finansman imkanlarından daha fazla yararlanmanın ve uluslararası ticareti geliştirmenin amaçlandığını söyledi.
Bugün 19 tane serbest bölge bulunduğunu ifade eden Özmen, ''Serbest bölgeler kuruluş amaçlarından biraz saptı. O günkü Türkiye'nin ekonomik darboğazı, IMF'in aldığı vergilendirmeyle beraber 2004 yılında serbest bölgeler kriz yaşadı. Sonrasında da yeni kimliğini aramaya başladı'' diye konuştu.
Sanayinin içinden gelen Zafer Çağlayan'ın Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı olmasıyla beraber serbest bölgelerdeki değişimin başladığını, yeni hükümette Ekonomi Bakanlığına getirilmesinin kendileri için büyük bir avantaj olduğunu vurgulayan Özmen, seçimden önce ''Yeni Nesil Serbest Bölgeler'' projesinin açıklandığını hatırlattı.
Yeni nesil serbest bölgelerin içinde lojistik, liman ve üretim merkezleri olacağını anlatan Özmen, şunları söyledi: ''Bu, 2023 Türkiye vizyonundan ortaya çıkan bir anlayış. Türkiye'de 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefliyorsak, serbest bölge gibi dış ticaret merkezleri anlayışının yoğunlukta olduğu yerleri yeniden yapılandırmak ve buradaki çalışmaları büyütmek zorundayız. Sayın Bakanın da açıklamış olduğu proje ile 2023 vizyon için artık çalışmalar başladı.''
-''DUBAİ'NİN YERİNDE TÜRKİYE SERBEST BÖLGELERİ OLMALI''-
Serbest bölgelerin 2010 yılı ticaret hacminin 18,6 milyar dolar olduğunu, Ocak-Haziran 2011 döneminde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,02 artışla 10,2 milyar dolarlık ticaret hacmi gerçekleştirildiğini bildiren Mehmet Özmen, en fazla ticaret hacminin AB, OECD, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleriyle gerçekleştirildiğini anlattı.
Özmen, şunları kaydetti: ''Artık dünya ticareti çok değişti. Serbest bölgeleri yalnızca ticaret değil ihracat için üretim yapılan, lojistik konumu ve limanı olan, iletişim ve sanayi merkezi yapmalıyız. Ekonomide lokomotif konumuna getirmek istiyoruz. Örneğin Dubai Serbest Bölgesi, dünya ticaretinin en önemli merkezlerinden birisi, içerisinde hava limanı var, 4-5 tane limanı var, her türlü lojistik imkanı var. Dubai Serbest Bölgesi bir bakıma Asya'yı Ortadoğu'yu Avrupa'yı birbirine bağlayan merkez haline geldi. Aslında stratejik konumu itibariyle bunun yerinde Türkiye olmalı. Üretim ve insan altyapısı da buna müsait.''
Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerini yakalayacağına inandığını, büyümesini sürdüreceğini ve bunun yatırımı, üretimi, istihdamı zincirleme tetikleyeceğini ifade eden Özmen, ''Türkiye'nin son dönemdeki açılımının neticesinde serbest bölgelerde çok daha fazla imalat, çok daha fazla uluslararası ticaret yapılmaya başlandı. Serbest bölgelerde 2023 yılında 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefliyoruz. Artık Türkiye büyük hayaller kuruyor ve büyük hayallerini gerçekleştiriyor. 2023 bir hayal değildir. Bugün Türkiye'de üretim yapan, dış ticaret yapan herkes 12 yıl içerisinde en az 3 katı büyüyeceğini hedeflesin ve ona göre bir gelecek çizsin'' şeklinde konuştu.
Ekonomi Bakanlığının, yeni nesil serbest bölgeler kapsamında ''ekonomi serbest bölgeleri'' şeklinde bir konsept üzerinde çalıştığını belirten Özmen, bu sayede her serbest bölgenin farklı konularda uzmanlaşacağını, daha fazla doğrudan yabancı sermaye çekileceğini kaydetti.
Şu anda Türkiye'deki serbest bölgelerde toplam 3,235 ruhsatlı firmanın faaliyet gösterdiğini, bunun 598'inin yabancı olduğunu bildiren Mehmet Özmen, şöyle dedi: ''Şu anda serbest bölgelerde çok ciddi yabancı yatırımcı var. Ekonomi serbest bölgeleri konsepti, çok doğru bir yol. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen yabancı yatımcılar için en ideal bölgeler aslında serbest bölgelerdir. Bürokrasi minimuma indirilerek, buralarda üretimi ve ticareti artırarak vergisel avantajlar sağlanıyor. Önemli olan daha fazla yabancı yatırım çekmek. Bu hem üretim hem istihdam hem de bölgeye ve ülkeye artı bir katma değerdir. Daha fazla yabancı sermayeyi çekecek farklı avantajlar ortaya koymalıyız.''
Özmen, bu yılın ilk yarısında serbest bölgelerdeki istihdamın yüzde 15,39 artarak 51 bin 533 kişiye ulaştığına dikkati çekti.AA
Özmen, Turgut Özal zamanında çıkarılan yasayla hayata geçirilen serbest bölgeler ile Türkiye'de ihracata yönelik yatırım ve üretimi artırmanın, doğrudan yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmanın, dış finansman imkanlarından daha fazla yararlanmanın ve uluslararası ticareti geliştirmenin amaçlandığını söyledi.
Bugün 19 tane serbest bölge bulunduğunu ifade eden Özmen, ''Serbest bölgeler kuruluş amaçlarından biraz saptı. O günkü Türkiye'nin ekonomik darboğazı, IMF'in aldığı vergilendirmeyle beraber 2004 yılında serbest bölgeler kriz yaşadı. Sonrasında da yeni kimliğini aramaya başladı'' diye konuştu.
Sanayinin içinden gelen Zafer Çağlayan'ın Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı olmasıyla beraber serbest bölgelerdeki değişimin başladığını, yeni hükümette Ekonomi Bakanlığına getirilmesinin kendileri için büyük bir avantaj olduğunu vurgulayan Özmen, seçimden önce ''Yeni Nesil Serbest Bölgeler'' projesinin açıklandığını hatırlattı.
Yeni nesil serbest bölgelerin içinde lojistik, liman ve üretim merkezleri olacağını anlatan Özmen, şunları söyledi: ''Bu, 2023 Türkiye vizyonundan ortaya çıkan bir anlayış. Türkiye'de 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefliyorsak, serbest bölge gibi dış ticaret merkezleri anlayışının yoğunlukta olduğu yerleri yeniden yapılandırmak ve buradaki çalışmaları büyütmek zorundayız. Sayın Bakanın da açıklamış olduğu proje ile 2023 vizyon için artık çalışmalar başladı.''
-''DUBAİ'NİN YERİNDE TÜRKİYE SERBEST BÖLGELERİ OLMALI''-
Serbest bölgelerin 2010 yılı ticaret hacminin 18,6 milyar dolar olduğunu, Ocak-Haziran 2011 döneminde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,02 artışla 10,2 milyar dolarlık ticaret hacmi gerçekleştirildiğini bildiren Mehmet Özmen, en fazla ticaret hacminin AB, OECD, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleriyle gerçekleştirildiğini anlattı.
Özmen, şunları kaydetti: ''Artık dünya ticareti çok değişti. Serbest bölgeleri yalnızca ticaret değil ihracat için üretim yapılan, lojistik konumu ve limanı olan, iletişim ve sanayi merkezi yapmalıyız. Ekonomide lokomotif konumuna getirmek istiyoruz. Örneğin Dubai Serbest Bölgesi, dünya ticaretinin en önemli merkezlerinden birisi, içerisinde hava limanı var, 4-5 tane limanı var, her türlü lojistik imkanı var. Dubai Serbest Bölgesi bir bakıma Asya'yı Ortadoğu'yu Avrupa'yı birbirine bağlayan merkez haline geldi. Aslında stratejik konumu itibariyle bunun yerinde Türkiye olmalı. Üretim ve insan altyapısı da buna müsait.''
Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerini yakalayacağına inandığını, büyümesini sürdüreceğini ve bunun yatırımı, üretimi, istihdamı zincirleme tetikleyeceğini ifade eden Özmen, ''Türkiye'nin son dönemdeki açılımının neticesinde serbest bölgelerde çok daha fazla imalat, çok daha fazla uluslararası ticaret yapılmaya başlandı. Serbest bölgelerde 2023 yılında 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefliyoruz. Artık Türkiye büyük hayaller kuruyor ve büyük hayallerini gerçekleştiriyor. 2023 bir hayal değildir. Bugün Türkiye'de üretim yapan, dış ticaret yapan herkes 12 yıl içerisinde en az 3 katı büyüyeceğini hedeflesin ve ona göre bir gelecek çizsin'' şeklinde konuştu.
Ekonomi Bakanlığının, yeni nesil serbest bölgeler kapsamında ''ekonomi serbest bölgeleri'' şeklinde bir konsept üzerinde çalıştığını belirten Özmen, bu sayede her serbest bölgenin farklı konularda uzmanlaşacağını, daha fazla doğrudan yabancı sermaye çekileceğini kaydetti.
Şu anda Türkiye'deki serbest bölgelerde toplam 3,235 ruhsatlı firmanın faaliyet gösterdiğini, bunun 598'inin yabancı olduğunu bildiren Mehmet Özmen, şöyle dedi: ''Şu anda serbest bölgelerde çok ciddi yabancı yatırımcı var. Ekonomi serbest bölgeleri konsepti, çok doğru bir yol. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen yabancı yatımcılar için en ideal bölgeler aslında serbest bölgelerdir. Bürokrasi minimuma indirilerek, buralarda üretimi ve ticareti artırarak vergisel avantajlar sağlanıyor. Önemli olan daha fazla yabancı yatırım çekmek. Bu hem üretim hem istihdam hem de bölgeye ve ülkeye artı bir katma değerdir. Daha fazla yabancı sermayeyi çekecek farklı avantajlar ortaya koymalıyız.''
Özmen, bu yılın ilk yarısında serbest bölgelerdeki istihdamın yüzde 15,39 artarak 51 bin 533 kişiye ulaştığına dikkati çekti.AA