Gelişim sürecinde olan çocukların klorpirifosa maruz kalmaları durumunda beyinlerinde kalıcı ve geri dönülmeyen hasarlar oluşabileceği gözlemlendi.
Avrupa Birliği’nin (AB) 1979 yılında oluşturduğu ve 2014 yılında tüketicinin kullanımına açtığı Gıda ve Yem için Hızlı Uyarı Sistemi olan RASFF’ta 1 Ocak 2023 ile 1 Kasım 2023 tarihleri arasında Türkiye’den ihraç edilen ve çeşitli incelemeler sonucu kategorize edilmiş 134 ürünün 27’sinde çocukların sağlığı için oldukça tehlikeli olan klorpirifos maddesi tespit edildi.
Klorpirifos maddesine rastlanılan gıdalar incelendiğinde 27 ürünün 9’ü limon, 6’sı biber, 4’ü mandarin, 2’si mandalina oldu.
Bulunan değerler, AB’nin kabul ettiği maksimum değer olan 0,01 mg/kg oranının oldukça üstünde.
Bu durum AB Genişleme Politikasına İlişkin 2022 Bilgilendirmesi – 2022 Türkiye Raporu adlı komisyon iç çalışma dokümanında şu şekilde ele alınıyor: “Klorpirifos ve klorpirifos-metil ile ilgili yeni standartların uygulanmaya başlandığı 2020'den bu yana, Türkiye'den AB'ye ithal edilen meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntısı bulgularına ilişkin Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) bildirimlerinin sayısı kabul edilemez derecede yüksek kalmıştır. Başta çiğ süt olmak üzere, hayvansal gıdalara yönelik özel hijyen kurallarının uygulanması bir kez daha ertelenmiştir.”
Klorpirifios nedir?
Klorpirifios mahsullerde ve hayvanlarda çeşitli zararlı maddeleri yok etmek için kullanılan bir organofosfat pestisit. Piyasada klorpirifos etil ve klorpirifos metil olarak bulunur, etik olanı klorpirifos olarak adlandırılıyor. Önerilen seviyenin üzerinde kullanıldığında gelişimsel bozukluklar, zihinsel gelişimi etkileme gibi nörolojik etkiler görülüyor. Öyle ki hamile birinde klorpirifos kullanımı anne karnında gelişimini sürdüren bebekleri de etkiliyor.
Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi (NRDC)’nin 1998 yılında yayımladığı Dayanılmaz Risk raporunda çocukların beslenme alışkanlıklarındaki risklere odaklandı ve gıdalarda kullanılan pestisitlerin çocuklarda kanser ve nörodavranışsal hasar bırakabileceğini açıkladı. Ayrıca klorpirifose sadece gıda yoluyla değil, hava ve toz yoluyla da maruz kalınabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO) 1999 yılında klorpirifosun kullanımını insanlar için orta derecede tehlikeli grup olan ‘Sınıf II’ olarak tanımladı.
Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi (NRDC) tarafından 2017 yılında yapılan araştırmaya göre gelişim sürecinde olan çocukların klorpirifosa maruz kalmaları durumunda beyinlerinde kalıcı ve geri dönülmeyen hasarlar oluşabileceği gözlemlendi. Klorpirifos bunun yanında öğrenme güçlüğü, solunum problemleri, akciğer fonksiyonlarının azalması, düşük IQ puanları ve DEHB riskini de arttırabiliyor.
Hayvanları da etkiliyor
Gıda Mühendisi Bülent Şık, ele aldığı “AKP-MHP, çocuk sağlığını neden önemsemiyor?” adlı yazısında yüksek derecede toksik etkiye sahip klorpirifosun sadece çocuk ve bebekler için değil, diğer canlıların yaşamı için de büyük sorun teşkil ettiğini belirtti. Şık, bir diğer yazısında ise ekosistemin devamlılığı için oldukça önemli olan böcek türlerinin kaygı verici bir oranda azalmakta olduğunu, bilimsel bir araştırmayı kaynak göstererek açıklıyor.
Araştırma önümüzdeki birkaç on yılda böcek türlerinin yüzde 40’ının yok olabileceği belirtiliyor. Tüm bu sonuçlar da gezegenimizin sürdürülebilirliği açısından önemli olan ekosistemi tehlikeye atıyor.
Kullanılabilir ‘yasak’
Canlılar için oldukça tehlikeli sonuçlar doğuran klorpirifos maddesinin gıdalarda kullanımı 2016 yılında Birleşik Krallık, 2020 yılında AB ülkelerinde yasaklandı. AB Komisyonu 23 Temmuz 2020’de aldığı kararda klorpirifos etil ve klorpirifos metil için maksimum kalıntı sınırı değerini 0,01 mg/kg olarak güncelledi. 2001 yılından beri Kanada ve ABD’de kullanımı oldukça sınırlandırılan klorpirifos, 2021 yılında tamamen yasaklandı.
Türkiye’de konuyla ilgili yetkili kurum olan Tarım ve Orman Bakanlığı 28 Mart 2016 tarihinde yayımladığı karar ile klorpirifos ithalini ve üretimini durdurdu ama RASFF verileri incelendiğinde pek de durmuş gibi görünmüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı karardan 3 yıl sonra 2019’da RASFF sistemindeki kayıtlar incelendiğinde 87 adet kaydın 18’i, 2020 yılı incelendiğinde 146 adet kaydın 11’inin, 2022 yılının ilk altı ayı incelendiğinde ise 208 adet kaydın 11’inin klorpirifos kullanımı ile ilgili olduğu görülüyor. Hatta karardan tam 7 sene sonra 2023 yılının ilk 10 aylık verileri incelendiğinde bile 134 adet kayıttan 27’sinin klorpirifos kullanımı ile ilgili olmasını Orman ve Tarım Bakanlığı nasıl açıklar?